AKP’nin kürtaj ve sezaryen karşıtı kampanyasından 'kürtaj turizmi' de çıktı

AKP kürtajı ve sezaryeni şimdilik resmen yasaklayamadı, ama kürtaj ve sezaryen karşıtı gerici kampanyasının sonuçları çeşitli biçimlerde ortaya çıkmaya başladı. Gözaltıların, anne ve çocuk ölümlerinin ardından “kürtaj turizmi” de gündeme geldi.

Tayyip Erdoğan’ın bir konferansta “kürtaj ve sezaryen cinayettir” şeklindeki açıklamalarıyla başlayan, AKP’li vekiller, İslamcı kesimler ve yandaş medya eliyle palazlandırılan kürtaj ve sezaryen karşıtı harekâtın sonuçları her geçen gün daha yakıcı biçimlerde hissediliyor.

Erdoğan’ın sözlerinin ardından gün geçmeden piyasadaki gebelik engelleyici hapları toplatmaya başlayan, özel laboratuarlarda gebelik testi yaptıran genç kadınların kişisel bilgilerine erişerek hamile olduklarını babalarına veya eşlerine bildiren yöneticilerin, kürtaj ve sezaryen üzerindeki fiili yasağının sonuçları bunlarla sınırlı kalmadı. Sağlık Bakanlığı eliyle hekimler üzerinde uygulanan baskılar sonucu, aslında annenin ve çocuğun sağlığı gözetilerek karar verilmesi gereken sezaryen uygulamasına ilişkin hekimlerin karar alma yetkilerinin kısıtlanması ve bazı hekimlerin dini tercihleri sonucunda İstanbul’da iki ayrı hastanede iki hafta arayla anne ve çocuk ölümleri gerçekleşti. Antalya’da özel muayenehanesinde 4 aylık hamile bir kadına kürtaj yaptığı iddia edilen bir doktor “çocuk düşürme” suçlamasıyla gözaltına alındı İstanbul’da bir özel muayenehanede kürtaj yaptıracağı öğrenilerek gözaltına alınan bir kadın hakkında “kürtaj yaptırmaya teşebbüs” suçlamasıyla yasal işlem başlatıldı.

Tüm bunların üzerine, AKP’nin kürtaj ve sezaryen karşıtı kampanyasından nasiplenen seyahat acenteleri, Türkiye’de kürtaj olmaktan çekinen kadınlara kolaylıkla gebeliklerini sonlandırabilecekleri vaadiyle yurtdışına kürtaj turları pazarlamaya başladı.

“Kürtaj yasağından nemalandık”
AKP hükümeti şimdilik kürtajı ve sezaryeni yasal olarak yasaklama konusunda geri adım atmış olsa da, kürtaj ve sezaryen uygulamalarını caydırmak üzere akıl almaz yöntemlere başvuruyor. Kürtajı fiilen yasaklama girişimlerine her gün bir yenisi eklenirken, kürtajın engellenmesini kâr kapısı olarak gören tur acenteleri “kürtaj turizmi” için harekete geçti. Baracuda isimli İstanbul merkezli turizm şirketinin 15 gün önce kürtaj turizmi başlattığı, Kırım, Bosna, Yalta, Kıbrıs ve İngiltere’de çeşitli hastanelerle kürtaj anlaşmaları yaparak turlar düzenlediği öğrenildi.

Turizm eski bakanlarından Bahattin Yücel, turizm şirketlerinin “kürtaj turizmi”ne girişeceğinin Temmuz başında duyulmasının ardından, “Esas gelişme kürtaj turizminde değil, sezaryen turizminde olur. Özellikle Kıbrıs'a sezaryenle doğum yaptırmaya gidenler için turlar başlar" demişti. Tur Operatörleri Platformu Sözcüsü ve Baracuda Tur Acentesi Genel Müdürü Cem Polatoğlu dün CNN Türk’e konuşarak, “Ne zaman ki bu memlekette bir şey yasaklanır ya da yoktur, kötüdür, zor bulunur, derhal su yolunu bulur. Biz turizmciler de bu yokluklardan, yasaklardan nemalanırız” şeklindeki sözleriyle, tur acentelerinin kürtajın ve sezaryenin engellenmesi üzerinden kâr elde etmeyi hedeflediklerini ifade etmiş oldu.

"Kürtaj dâhil, 3 gece 4 gün 299 euro” reklamıyla duyurulan Kırım turu ve diğer ülkelere gerçekleştirilen kürtaj turları, ilk gün panoramik şehir turuna, ikinci gün kürtaj operasyonuna ve dinlenmeye, üçüncü ve dördüncü günler ise serbest zaman geçirmeye ve dönüş yoluna ayrılacak şeklinde organize edilmiş. 600 dolar’a Bosna’ya, 1200 pound’a İngiltere’ye, 1200 ila 1500 lira arası bir fiyata Kıbrıs’a kürtaj turları düzenleyen şirket, hâlihazırda 16 kişinin Baracuda Tur’dan “Kürtaj Turu” satın aldığını belirtti. Tur satın alanların fişlenme ve kürtaj olacaklarının yakınları tarafından duyulması korkusuyla firmaya başvurduklarını söyleyen Polatoğlu, genellikle 35 yaşın altında kadınların tur satın aldığını söyledi.

“Kürtaj turizmi” nereye kadar?
Kürtajın engellenmesi girişimlerinin en etkili sonucunun, anne ve bebek sağlığını riske atan güvencesiz ve sağlıksız koşullarda gerçekleştirilen gebelik önleme girişimlerinin artması olacağı görülüyor. Ancak kürtaj yasağını “iş kapısı” olarak gördüklerini haftalar öncesinden duyuran tur acentelerinin “kürtaj turizmi” girişimleri, özel hastanelerde ve devlet hastanelerinde 10 hafta sınırının altındaki gebeliklere dahi zorluk çıkarılan ve şu sıralar 1000 liradan aşağıya yapılmayan kürtaj ameliyatlarını zaten karşılayamayan kadınların gebeliklerini sonlandırabilmek için yasal olmayan kürtaj operasyonlarına yönelmesini engelleyemeyecek.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından dünya genelinde her yıl yasa dışı kürtaj sebebiyle 70 bine yakın sayıda kadının hayatını kaybettiği belirtilirken, hekimlere “kürtaj yapmama hakkı” tanıyan AKP’nin, hekimlerin kişisel tercihleri sonucu gebeliğini sonlandıramayan ve yasa dışı kürtaj operasyonlarına yönelerek ameliyat masalarında can veren kadınların yaşamlarını önemsemediği ortada. Ancak etik gerekçeler sunarak kürtajı yasaklamak isteyen hükümetin, fiili kürtaj yasağı devam ettiği müddetçe yılda yaklaşık 40 bin kişinin başvuracağı iddia edilen “kürtaj turizmi” konusunda sesini çıkarmaması ise manidar.

(soL–Haber Merkezi)