Sosyalizm ve Kurtuluş Partisi ABD seçimlerini değerlendirdi

ABD'den Sosyalizm ve Kurtuluş Partisi, Obama'nın yeniden başkan seçilmesi üzerine bir açıklama yaptı. Açıklamada, halkın sağ politikaların reddi doğrultusunda oy kullandığı, fakat Demokratların sağa kayma planları yaptığı vurgulanıyor.

Sosyalizm ve Kurtuluş Partisi, geçtiğimiz salı gerçekleştirilen ABD Başkanlık seçimleriyle ilgili bir açıklama yaptı. "Çoğunluk sağ politikaların reddi için oy kullandı ama Demokrat Parti sağa kayma planları yapıyor" denilen açıklamada, "Demokratlar ilerici, demografik kaymanın haksız mirasçıları" olarak nitelendi. 7 Kasım tarihli açıklama şu şekilde:

Son dört yıla damgasını vuran ekonomik eğilimler, yani aşırı yüksek işsizlik ve artan yoksulluk, normalde iktidardaki bir başkanın sonunu hazırlardı. Buna rağmen, Barack Obama’nın ikinci dönem başkanlık için yeniden seçilmesinin ana nedeni nüfusun çoğunluğunun Romney-Ryan programından ve aşırı sağdan çekinmiş ve onları reddetmiş olmasıdır. Başkan Obama, ABD’de halkın tavrında sürmekte olan ilerici kaymanın ve değişen seçmen kompozisyonunun meyvelerini toplamış görünüyor.

Afrika kökenli Amerikalıların %93’ü, Latinoların %75’i ve Asya kökenli Amerikalıların %74’ü Obama’yı destekledi. Romney, 2008’de McCain’den daha fazla, 2004’te Bush’un Kerry’e karşı aldığına benzer bir oranla beyaz oyların çoğunluğunu kazanmasına rağmen, bütün toplumsal sınıflardan on milyonlarca beyaz da Obama’yı tercih etti. Kadınların %55’i, 18-29 yaş arası gençlerin %60’ı ve LGBT’lerin %77’si Obama’nın yeniden başkan olması için oy kullandı.

Çok önemli bir sandık çıkış anketinin sonuçlarına göre, seçmenlerin %66’sı belgesiz göçmenler için “vatandaşlığa giden bir yol”un bulunması gerektiğini belirtti. Seçmenlerin çoğunluğu kürtaj hakkını desteklediğini söyledi. İlk defa, ülke genelinde çoğunluğun, LGBT bireyler için sadece “vatandaşlık hakları birliği“ni değil, tam evlilik eşitliğini desteklediği ortaya çıktı. Maine, Maryland ve Washington eyaletlerinde yapılan halk oylaması sonucunda hemcinsler arasında evlilik kanuni hale gelirken, Minnesota seçmenleri evliliğin erkek ve kadın arasında yapılan bir anlaşma olarak tanımlayan anayasa değişiklik maddesini reddetti.

Başkan Obama, ülkenin her yanında Başkana destek istemek için kapı kapı dolaşan işçileri harekete geçiren örgütlenmiş emeğin muazzam gayretinden yararlandı. Sendikalı işçilerin çok büyük çoğunluğu ona oy verdi.

Demokrat Parti: Kendi tabanına zıt
Hem Cumhuriyetçi hem Demokrat Parti, kapitalist sınıf partileri. Başkan, yani bu durumda Obama, kapitalist devletin CEO’sudur. Bu anlamda devlet, kapitalist sınıfın çıkarlarına hizmet etmek ve bu sınıfın çıkarlarını global olarak korumak, kollamak için vardır. İki parti de iktidara geldiklerinde büyük bankaların, petrol şirketlerinin ve askeri-endüstriyel kompleksin çıkarlarına hizmet ederler. İki parti de eşit derecede emperyalisttir. Hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi Parti dünyanın ezilen halk ve uluslarına karşı yapılan sonu gelmeyen savaşları, işgalleri, İHA (İnsansız Hava Aracı) saldırılarını, ekonomik yaptırımları ve diğer her tür emperyalist taktikleri desteklemektedir.

Başkan Obama’ya oy verenlerin çoğunluğu bunu Wall Street’i onayladıkları için yapmadılar. Ya da Pakistan’da, Yemen’de yapılan İHA saldırılarını, Libya’nın bombalanmasını ya da Afganistan’ın işgalini destekledikleri için de değil. Başkan Obama’nın zaferi, onun ve yönetiminin gerici politikalarını halk bağrına bastığı için gelmedi.

Peki, o zaman neden birçok kişi 6 Kasım’da Demokratlara verdi oyunu?

Bunun nedeni, halkın çok büyük çoğunluğunun Romney ve takımının beyaz üstünlüğüyle, ırkçı göçmen karşıtlığıyla, kadın ve LGBT haklarına ve sendikalara düşmanlıkla özdeşleşmiş programına karşı duyduğu tiksinme ve korkudur.

İşte bu yüzden diyebiliriz ki halkın tavrında ve ülkenin kompozisyonunda ilerici bir kaymaya tanıklık ediyoruz. Bu, Demokrat Parti'nin hala tamamen emperyalist ve Wall Street’in yaşam koşullarında daha da kötüleşmeye yol açacak sağcı programlarını uygulamaya kararlı olmasına rağmen, geçerlidir. Demokratların zaferinin yaygın bir kesimde şu an için kutlanmasına rağmen, halkın özlemleriyle Demokrat Partinin programı arasında var olan bu çelişki açığa çıkacaktır, çıkmak zorundadır.

Bundan sonra ne olabilir?
Seçimin galibi olarak Başkan Obama ve Demokrat Parti, Sosyal Güvenlik ve Devlet Sağlık Sigortası (Medicare) dahil olmak üzere tüm hayati sosyal programların bütçelerinin tırpanlanması ve krizin ekonomik yükünün işçi sınıfı ve yoksulların sırtına yüklenmesinden ibaret olan, banka ve şirketlerin gündeminin uygulanmasının devamı için önümüzdeki aylarda Cumhuriyetçilerle ve aşırı sağla uzlaşma yolu arayacaktır.

Örgütlü emeğin, başkanın seçiminde oynadığı merkezi role karşılık, Demokrat Partili başkanlar tarafından yönetilen bazı eyaletler de dahil birçok eyalet hükümeti, kamu sektöründe toplu işçi çıkarmalarına devam ederken aynı zamanda sendika haklarını sınırlamayı planlamaktadır.

Emperyalist düzen Suriye’de “rejim değişikliği” için savaşını yoğunlaştırmak üzere seçimlerin bitmesini beklemekteydi. Gerek Obama, gerek Romney ülkenin “savaş yorgunu” olduğunu bildikleri için, seçim sırasında bu konudan kaçınmak için her tür zahmete girdiler. Ama, İngiliz emperyalizmiyle çok dikkatli bir biçimde koordine edilmiş ve seçim sonrası sabahı açıklanan bir plana göre NATO güçleri kendi doğrudan müdahaleleriyle Suriye hükümetini devirmek için harekete geçiyorlar.

Ufukta çok büyük mücadeleler var: Suriye’ye karşı tırmandırılan müdahale planlarına direniş federal, eyalet ve yerel seviyelerde beklenen yaygın ve ölümcül bütçe kesintilerine karşı mücadele Obama ve Romney'in seçim kampanyalarında hiç dile getirmedikleri yaygın ırkçı polis vahşeti ve toplu gözaltılara karşı direniş tüm ulus bazında saldırı altında olan kadın haklarının savunulması tam göçmen haklarının ve hala yaygın bir şiddet ve bağnazlığa maruz kalan LGBT bireylere eşitlik kazanılması için sürmekte olan mücadeleler. Ve daha birçokları...

Gerçek ilerlemedeki asıl unsur seçim sandığı değil, halkın sokakta, iş yerinde, mahallede, kampustaki kitle hareketidir. Sosyalizm ve Kurtuluş Partisi (PSL) bu hareketi örgütlemeye kararlıdır.

(soL-Dış Haberler)