“Sorun dil değil, S-E-X”

Belçika Emek Partisi’nin geçtiğimiz hafta duyurduğu yeni kampanya ile yaşanan toplumsal krize bir cevap bulunması hedefleniyor. “Sorun dil değil, S-E-X” adı ile duyurulan kampanyada S-E-X harfleri ‘sosyal güvenlik’, ‘istihdam ve ‘yabancı düşmanlığı’nı temsil ediyor.

Seçimlerin ardından 194 gün geçmesine rağmen kurulamayan hükümeti, politik belirsizliklerden dolayı kötüye gittiği iddia edilen ekonomik durumu ile Avrupa Birliği’nin zayıf halkası ilan edilmesi ve bölünme haberleri ile gündemde yer alan Belçika’da yaşanan toplumsal krizin asıl nedenini göstermeyi hedefleyen Belçika Emek Partisi (BEP), “Sorun dil değil, S-E-X” sloganıyla yeni bir kampanya başlattı.

Kampanyaya dair bir açıklama yapan Belçika Emek Partisi genel başkanı Peter Mertens “İnsanların gerçek sorunlarını ele almak istiyoruz ve bu sorunlar öncelikli olarak istihdam ve emeklilik gibi sosyo-ekonomik temelli sorunlar. Bunun yanı sıra toplumsal krizin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bütün partiler ülkenin dil bazında bölünmesi yanlısı politikalar gütmektedirler ve bu öyle bir hal almıştır ki insanlar birbirlerine düşman edilmektedir” dedi. Bütün bunları göz önünde bulundurarak asıl sorunun kullanılan farklı diller olmadığını ve sorunun ‘sosyal güvenlik’, ‘istihdam ve ‘yabancı düşmanlığı’ başlıkları altında toplanan sorunlar olduğunu belirten Peter Mertens, başlatılan kampanya ile bu halkın birbirine düşürülmesine seyirci kalmayacaklarını göstereceklerini belirtti.

Sosyal güvenlik sisteminin çöküşü
Emeklilik haklarının her yeni yasa ile geriletildiği Belçika günümüzde Avrupa’nın en düşük emeklilik ödemelerine sahip. Emeklilerin dörtte birinin yoksulluk sınırında yaşadığı Belçika’da hükümet bu konuda maddi kaynakların yetersizliğinden bahsediyor. Ülkenin emeklileri kaynak yetersizliği iddiası ile yoksulluk sınırında yaşamaya zorlanırken bir yandan da Belçika, ülkede bulunan yerli ve yabancı sermayeler için vergi cennetine çevrilmiş durumda.

Belçika Emek Partisi tarafından yapılan bir araştırma ile Belçika’da bulunan 50 şirkete 14,3 milyar Avro vergi indirimi sağlandığı ve bu sayede şirketler kârlarını katlarken ülkenin kendi borçlarını ödeyemez hale geldiği ortaya çıkarılmıştı.

Bunun yanı sıra ülkede bulunan milyonerleri ifşa etmek amacı ile başlatılan bir diğer kampanya ile Belçika’da hükümetin milyonerlere sağladığı kolaylıklar ve bu kişilerin haksız kazançları ortaya çıkartıldı.

Sağcı partiler mevcut politikalarını Belçika’nın bölünmesi üzerine kurgularken bunun sonucu olarak düşünülen en büyük değişiklik sosyal güvenlik kaynaklarının da ayrılan bölgelerle birlikte ayrıştırılması. Bu şekilde görece sosyal güvenlik kaynakları kısıtlı olan bölgeler genel kaynaktan yararlanamayacağı gibi sosyal haklar da kısıtlanmaya devam edecek.

Belçika Emek Partisi bu konuda başlattığı ‘Milyonerler vergisi’ kampanyası ile ülkenin bölünmesinden yana olan sağcı partilerin istediği gibi sosyal güvenlik kaynaklarının bölünmesini değil birleşik şekilde arttırılmasını talep ediyor.

Ekonomik krizden kaynaklanan işsizlik
Belçika’da bulunan gençler arasındaki işsizlik oranı gittikçe artmaktadır. 2008 yılından sonra bu oran ikiye katlamıştır. Yeni kampanyanın başlıklarından biri de bu kapsamda azaltılan istihdam kapasiteleridir. Belçika Emek Partisi’nin yayınladığı kampanya metninde “AB Inbev, Carrefour ve Arcelor gibi milyonlar kazanan şirketler bile istihdam kapasitelerini azaltarak kazançlarını arttırma yoluna gitmektedir. Politikacılar da bu duruma kayıtsız kalmaktadır ve bu şirketlerin ödediği vergiler düşürülmek istenmektedir” denildi.

İşsizlik sorununun ortadan kalkmasının tek çözümü olarak erken emekliliği öne süren Belçika Emek Partisi, bu şekilde genç işsizlere istihdam alanları açılacağını vurguladı. Belçika hükümeti erken emeklilik için maddi kaynakların bulunmadığına dair açıklamalar yaparken, BEP bu kaynakların sermayedarlara peşkeş çekildiğini belirtti.

Yabancı düşmanlığı tehlikesi

“Sorun dil değil, S-E-X” adı ile başlatılan kampanyada dikkat çekilmek istenen bir diğer nokta ise Flaman, Valon ve Brükselli emekçilerin aynı sosyo-ekonomik sorunları yaşıyor olmaları. Belçika halkının yüzde 80’i bölünmeye karşı çıkıyor. Fakat sağcı partiler tarafından Valonlara dair olan her şeye nefretle bakılıyor ve diğer bölgelerde yaşayan kişilerin Valonlar'da yaşayanlara karşı bir tür düşmanlık beslemeleri sağlanıyor.

Bölünmenin sadece halklara zara vereceğini belirten BEP, Yeni Flaman İttifakı'nın (N-VA) Flaman işverenlerin baskılarını dinleyerek ücretlerin dondurulması gibi önlemleri yürürlüğe sokmayı planladığını vurguladı. Bunun yanı sıra sağcı partilerin saatlik ücretlerin düşürülmesi, fazla mesailerin ödenmemesi, erken emekliliğin tamamen kaldırılması, emeklilik yaşının yükseltilmesi, işsizlik ödeneğinin kaldırılması gibi planları mevcut.

Eda Yenil (soL)