Meğer bütün insanlığı tehdit eden Yunanistan’mış!

PASOK’un AB ile yapılan son anlaşmayı referanduma götüreceğini açıklaması üzerine bazı gazetelerde, “7 milyar dünyalının kaderi 9,8 milyon Yunanlının elinde” yorumları yapılmaya başlandı. Esas kızgınlık ise, Yunanlı emekçilere halk düşmanı politikaları kolayca dayatamamalarına karşı duyuluyor.

Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu’nun, Avrupa Birliği ile imzalanan 130 milyar avroluk yardım paketini referanduma götüreceğini ilan etmesi Batı’da ve ülkemizde medyanın “tepkisini” çekti. Vatan gazetesi konuyla ilgili bugün yer verdiği ayrıntılı bir haberi “7 milyar dünyalının kaderi, 9,8 milyon yunanlının sandıkta vereceği karara bağlandı” şeklinde duyurdu. Haberde referandum kararının İMKB de dahil, Avrupa borsalarında düşüşlere neden olduğu, petrol ve altın fiyatlarını olumsuz yönde etkilediği aktarıldı.

Pakette neler var?
AB’nin açıkladığı ve “saç kesme” paketi diye adlandırılan reçete, özel bankalar ve sigorta şirketlerinin Yunan devlet tahvillerin üzerinden yüzde 50 zararı kabul etmeleri konusunda anlaşmaya varılmasına ve ülkeye 130 milyar avroluk yeni bir yardım yapılmasına dayanıyor. Büyük ölçüde Batı bankalarının Yunanistan’daki batıklarını sınırlandırmayı ve avroyu kurtarmayı hedefleyen bu “yardım” karşılığında Yunan emekçilerinin bir kez daha ücretlerinin düşürülmesine, sosyal güvenlik fonlarında yeni kesintiler yapılmasına, emeklilik yaşının yükseltilmesine katlanması isteniyor.

Son iki yılda bu içerikte pek çok “kemer sıkma” paketini uygulamaya koyan PASOK hükümeti siyasi meşruiyetini tamamen yitirdiği için, bu son paketi referanduma götüreceğini ilan etti. Referandumun ocak ayında yapılması öngörülüyor.

Referandum kararı halka yönelik bir şantaj
AB, İMF ve sermaye partilerinin Yunan emekçilerin haklarına ve yaşam standartlarına yönelik ağır saldırısına karşı duruşun odağında duran Yunanistan Komünist Partisi (KKE), PASOK’un referandum kararını “halka yönelik bir şantaj” olarak niteledi. Derhal seçime gidilmesini talep eden Yunanistan Komünist Partisi, referandumun hükümet ve AB’nin Yunan halkına karşı tehditlerini artırmasının bir aracı olduğunun altını çizdi.

Karar alındı, tehditler başladı
Referandum kararının ardından KKE’nin altını çizdiği tehditler de gecikmeden gelmeye başladı. PASOK hükümeti halk düşmanı pakete “evet” denilmemesi halinde ülkenin batacağı propagandasına hız verirken, Avrupa Birliği temsilcileri de referandum kararıyla birlikte Yunanistan’ın AB’yi ve avroyu tehdit ettiği söylemini yoğunlaştırdı.

Referandum kararını eleştiren bir görüntü vermesine rağmen Almanya ve Fransa gibi ülkelerin tehdidi, Papandreu’nunkiyle aynı kapıya çıkıyor. Çünkü her iki “taraf” da yapılan anlaşmayla Yunan halkına dayatılan paketin uygulanmasını istiyor ve halk düşmanı politikaları kabul etmeyen emekçileri bütün dünyaya karşı “sorumsuzluk” yapmakla suçluyor.

Şantaj giderek çirkinleşiyor
Bu halk düşmanı koroya katılmakta hiç vakit yitirmeyen ülkemiz egemen basınının tehditleri daha da çirkinleştirmekte olduğu dikkat çekiyor. Bugün Vatan gazetesinde yayımlanan bir haberde “Kriz Yunan halkının cinsel isteğini artırmış” alt başlığıyla verilen şu ifadeler, çirkinliğin ulaştığı boyuta bir örnek teşkil etmekte:

“Yunanistan’da bir yılı aşkın süredir devam eden ekonomik krizin daha önce yapılan araştırmaların aksine cinsel yaşamı etkilemediğini, hatta daha da artırdığını ortaya çıkardı. Atina’da bulunan Androloji Enstitüsü tarafından 24-65 yaş arasındaki 600 erkek ve kadın üzerinde yapılan araştırmaya katılan her 10 kişiden 6’sı cinsel hayatlarında hiç bir değişikliğin olmadığını belirtirken, bir kesim de kriz döneminde seksi artırdığını kaydetti.”

Ücretlerinin düşürülmesine, işsizliğe, emekliliğin hayal olmasına, çocuklarının geleceğinin çalınmasına karşı çıkmak için mücadele eden Yunanlı emekçilere ilişkin, yıllardır başkalarının parasıyla yiyip içen, sefahat içinde yaşayan bir halk izlenimi çizmeyi hedeflediği açık olan bu gibi ifadeler, Yunan işçi sınıfına boyun eğdirmek üzere savrulan tehditlerin ne denli çirkinleşebileceğini gösteriyor.

KKE tehditlere pabuç bırakmamakta kararlı
Yunanistan Komünist Partisi ise tehditlere pabuç bırakmamakta kararlı. Cuma günü saat 18.00’de Atina’nın Sintagma Meydanı’nda büyük bir miting gerçekleştireceğini duyuran parti, mitinge yönelik “Artık halk daha büyük bir kararlılıkla mücadele etmeli” başlıklı bir çağrı metni yayımladı ve şunları söyledi:

“KKE işçileri, kendi hesabına çalışanları, Attika’nın gençlerini 4 Kasım Cuma günü saat 18.00’de Sintagma Meydanı’nda yapılacak mitinge çağırıyor. KKE, halkın gelişmelere daha büyük bir kararlılıkla müdahale edebilmesini sağlamak amacıyla bir ittifak yapılması çağrısında bulunuyor. Hükümetin, zengin partilerinin ve AB’nin şantajı ve tehditleri boşa çıkarılmalıdır.

“Artık daha da yüksek sesle şunları söylemeliyiz:

“Kahrolsun hükümet ve zenginlerin partileri.

“Halk, kârların ve AB ile Avro Bölgesi’nin korunması için imzalanan yeni anlaşmalarla ve yeni memorandumlarla kendisine dayatılan vahşi saldırıları durdurabilir.

“Halk, sınıf mücadelesini güçlendirmeli ve PASOK-Yeni Demokrasi ve zenginlerin diğer partileri ile AB’yi zayıflatmak için seçimlere gidilmesini savunmalıdır. KKE güçlendirilmelidir. Aynı zamanda halkın işyerlerinde ve mahallelerdeki örgütlülüğü daha büyük kararlılıkla geliştirilmelidir. AB’nin ve Avro Bölgesi’nin krizi derinleşir, emperyalistler arası çelişkiler keskinleşirken Yunan halkı için bundan da beter koşulların yaratılmasını önlemenin yolu budur.

“Halk, haklı davasına ve gücüne güvenmeli ve daha da beterinin gelmesini önlemelidir. Yanılgıları, uzlaşma ve toplumsal mutabakat çağrılarını, sermaye partileri tarafından yaratılan ideolojik yanılsamaları ve ikilemleri reddetmelidir.

“Sadece KKE’nin ve halkın örgütlü gücünün artırılmasıyla halk lehine bir çözüm yaratılabilir. Halkın ittifakı ve bir halk iktidarı, tekellerin kamulaştırılması, ülkenin AB’den çıkması ve borçların tek taraflı olarak iptali için karşı saldırıya geçilmelidir.”

(soL – Dış Haberler)