Komünist gençler Atina'da 40. Odigitis Festivali'nde buluştu

Odigitis Festivali, Türkiye’den Komünist Gençlik’in aralarında bulunduğu pek çok Avrupa komünist gençlik örgütü ve Yunanistan’dan on binlerce insanın katılımıyla gerçekleştirildi.

Yunanistan Komünist Gençliği (KNE) tarafından ilki 1975 yılında düzenlenen ve adını örgütün yayını olan Odigitis'ten (Öncü) alan Festival'in 40.sı bu yıl 18-20 Eylül tarihleri arasında Atina’da gerçekleştirildi.

On binlerce komünistin biraraya geldiği festival, özellikle Politeknik Direnişi'nin yarattığı toplumsal dinamizm neticesinde yıkılan Albaylar Cuntası’nın sonrasında düzenlenmeye başlandı.

Her yıl yüzbinlerce Atinalının ziyaret ettiği festival, Yunanistan’da en büyük kültürel - siyasal etkinlik olmaya o günden bu yana devam ediyor. Festivale aynı zamanda Avrupa’nın farklı ülkelerinden gençlik örgütlerinin temsilcileri de katılıyor. Bu yıl da festivalin bu karakteri değişmedi, geniş bir uluslararası katılımın olduğu ve pek çok kültürel etkinliğin yer aldığı festival, Yunanistan Komünist Partisi (KKE) Genel Sekreteri Dimitris Kuçubas ve KNE Merkez Konseyi Sekreteri Thodoris Hiyonis tarafından yapılan konuşmaların ardından sona erdi.

Festival’e Türkiye’den Komünist Parti’nin (KP) gençlik örgütlenmesi olan Komünist Gençlik davet edildi.

Odigitis Festivali'ne Komünist Gençlik adına katılan Berkay Avşar ve Senem Doruk ile Festival üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.

Merhabalar öncelikle, hoşgeldiniz. 40. Odigitis Festivali bu yıl gerçekleşti. Yoğun katılımın gözlendiği festival hakkında görüşleriniz nelerdir?
Berkay: Dediğiniz gibi Festival bu sene 40. kez düzenlendi. Kırk yıllık bir deneyim ve artık tüm Yunanistan için gelenekselleşmiş bir kültürel, siyasal etkinlikten söz ediyoruz... Festivalin her anlamda başarılı ve iyi geçmesinin sebeplerinden birinin bu sanırım. Odigitis Festivali her geçen yıl daha çoşkulu, içeriği daha zenginleşmiş ve daha yoğun katılım ile gerçekleştiriliyor. Bu sene de festivalin en göze çarpan yönü festivale olan yoğun katılımdı. Festival üç gün sürdü. Şunu söyleyebiliriz ki, görece nüfusu az bir ülke için yüz binlerce insanın o festival alanında olması, her gün ziyaretçi sayısının gittikçe artması gerçekten çok etkileyiciydi. Ancak, altını çizmem gereken bir diğer nokta şu: Festival’in arka planı da oldukça etkileyici. Festival sadece KKE ve KNE üye ve dostlarının kolektif emeğine dayanılarak yapılıyor.

Bize biraz Festival'i anlatabilir misiniz?

Senem: Odigitis Festivali şehir merkezinin uzağında, şu anda belediye tarafından yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olan çok büyük bir parkta gerçekleşiyor, Çirko Parkı. Buraya gidiş geliş hiç kolay değil. Buna rağmen, ben de tekrar etmiş olayım halkın Festival'e ilgisi çok yoğundu. Her sene festivalin merkezi bir sloganı oluyor. Bu slogan, KNE’nin tüm çalışmalarının da temel sloganı oluyor aslında. Bu seneki slogan 1952 yılında idam edilen KKE Merkez Komitesi üyesi Nikos Beloyannis’ten seçilmişti: “Düşlerimizin ve insanların boyu kadar bir dünya yapalım”.

Festival alanında üç büyük sahne kurulmuştu ve onlarca sanatçı bu sahnelerde şarkılarını seslendirdi. Festival alanında birçok bölüm yer alıyordu, bunların içinde en çok göze çarpanlardan biri Yunanistan Komünist Hareketi'nin tarihini anlatan panolardı. Bunun yanında öğrenciler, genç işçiler ve işsizler ve uluslararası komünist gençlik için ayrılmış alanlar vardı. Uluslararası komünist gençlik için ayrılan alanda 25 ülkeden çok sayıda katılımcı vardı. Uluslararası delegasyonun üyeleri ile aynı zamanda KKE Genel Merkezi’nde KNE’nin evsahipliğinde bir toplantı da yapıldı.

Yunanistan’da siyasal gelişmeler konusunda gözlemleriniz neler? Komünist hareketin Yunanistan'daki siyasi etkisi nasıl? Bu etki festival alanında hissediliyor muydu?

Senem: Bildiğiniz gibi Yunanistan hâlâ bir ekonomik kriz yaşıyor. Bizim de temas ettiğimiz birçok insan ekonomik krizin etkilerinin çok ciddi boyutlara ulaştığını vurguladı. Bunun yanında Avrupa'nın genelinde yükselen faşist hareket Yunanistan halkı açısından korkutucu boyutlara ulaşmış durumda. Bu da temel siyasî gündemlerden bir diğeri... Bir yandan Yeni Demokrasi’nin iktidarda olması ve SYRIZA ile yeniden etkili biçimde siyasal alanda varlık gösteren sosyal demokrasinin komünist harekete dönük basıncı, diğer yandan da faşizmin Yunanistan'da yeniden boy göstermesi komünist hareketin gündemlerini oluşturuyor. Bu başlıklarıyla siyasal ve iktisadî krize sosyalizmin tek yanıt olduğu ve mevcut düzene tek gerçek alternatif olduğu vurgusu festivalin genel temasıydı dersek hata etmiş olmayız bence.

Berkay: Bir başka nokta ise KNE’nin gençlik alanında ciddi bir etkiye sahip olduğuna ilişkin gözlemimiz. Bu açıdan bakıldığında ciddi bir örgütlülüğün var olduğunu söylemek yanlış olmaz. Festivalin yüksek niteliğinin, halkı mücadeleye davet eden ve her aşamasında dayanışma ile inşa edilmiş yapısının komünistlere ciddi bir prestij sağladığını söyleyebiliriz.

Son olarak şunu sormak istiyoruz. Türkiye'de Komünist Parti'nin kurulmasının ardından gençlik alanında Komünist Gençlik olarak çalışmalarınıza devam etme kararı aldınız. Odigitis Festivali Komünist Gençlik'in uluslararası alanda katıldığı ilk etkinlik oldu. Bunun yansımalarından bahsedebilir misiniz?
Senem: Evet, Komünist Gençlik temsilcileri olarak katıldığımız ilk festivalde aldığımız tepkilerin çok iyi olduğunu söyleyebiliriz. Zaten uzun bir gelenek ve birikim üzerine oturuyor çalışmalarımız. Her alanda olduğu gibi uluslararası ilişkiler alanında da... Festival öncesinde KNE'nin düzenlemiş olduğu seminerlere katıldık. Bu seminerler dünya komünist gençlik hareketinin temsilcilerinin katılımı ile gerçekleşti ve birçok başlığı tartışma olanağına sahip olduk. Tartışmaların ana zemini Avrupa'da yükselen faşizm ve emperyalizm başlıklarıydı. Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Türkiye ve aynı dönemde Ortadoğu'da yükselen tansiyon ve olası bölgesel gelişmeler, bu sürecin Türkiye'ye etkileri ve bu anlamda gençlik alanındaki mücadele başlıklarını tartışmış olduk. Ayrıca KNE temsilcileri ile yaptığımız görüşmelerde iki ülkede komünistlerin gençlik çalışmalarına dair karşılıklı bilgi alışverişinde bulunduk. Bunun yanında önümüzdeki yıl Mart ayında gerçekleşecek olan Avrupa Komünist Gençlik Toplantısı’na dair bir ön çalışma yapma fırsatımız oldu.