KNE’nin düzenlediği 38. Odigitis (Öncü) Festivali ikinci gününde KKE’nin bir mitingine ev sahipliği yaptı. Festivalde KNE Genel Meclisi Sekreteri Thodoros Hiyonis ve Yunanistan Komünist Partisi (KKE) Merkez Komitesi Genel Sekreteri Aleka Papariga bir konuşma yaptı.
Hiyonis: Halkın karşı saldırısı yolunda her gencin yeri var
KKE Genel Sekreteri Aleka Papariga’dan önce kürsüye çıkan ve bir konuşma yapan KNE Sekreteri Thodoris Hiyonis konuşmasına festivali organize eden, festivale katılan binlerce genci ve festivali ziyaret eden Atinalıları selamlayarak başladı. Festival’in pek çok zorluğa rağmen güçlendiğini söyleyen Hiyonis, “Çünkü KKE ve KNE, atılımda da gerilemede de boyun eğmemekte, hayatımızı mahveden tekellerin iktidarı ile uzlaşmamaktadır. KKE ve KNE, devrimci ideallerimizden ve değerlerimizden vazgeçmedi. Aksine, KKE ve KNE savaştı, halkımızın kendi kendinin efendisi olması için ısrarla savaşmaya devam etti. Koyduğumuz emeğin ve yaptığımız fedakarlıkların hesabını tutmadığımız bu süreç, her zaman için zorlukların ve kendi zaafiyetlerimizin üstesinden geldiğimiz ilerletici bir süreçtir. İşte festivalimiz böyle ayakta duruyor ve gelişiyor.”
İşçi sınıfının kitlesel katılımı ile her işyerinde, her okulda, her mahallede sürdürülecek amansız bir sınıf savaşının bugün için önemine vurgu yapan Hiyonis, sömürücülere, onların hükümetlerine, partilerine, uşaklarına ve işçi hareketi içinde komünistlerin omzuna oturup burjuva sınıfın seçimlerine boyun eğen satılmış unsurlara karşı mücadelenin öneminden bahsetti. Hiyonis konuşmasında, “kapitalizmin çürümüşlüğünü yönetmeye talip olup, bizim 21. yüzyılın modern köleleri olduğumuzu kabul etmek isteyenlere karşı mücadelenin de en az düzenle mücadele etmek kadar önemli olduğunu” dile getirdi.
Hak edilen yaşamın ancak mücadelede kazanılacağını söyleyen Hiyonis, sözlerini Festival’in de ana sloganı olan Brecht’in dizeleri ile bitirdi: “Sen iktidarı almalısın.”
Papariga: Boşa giden mücadele yoktur
Hiyonis’in sunuşu ve takdimi ile kürsüye çıkan KKE Genel Sekreteri Aleka Papariga, konuşmasında siyasal tarafların Yunanistan’da olduğu gibi sahte ikilikler arasında değil “düzene yamanma ve boyun eğme yahut kopuş ve düzenin devrilmesi” ekseninde kurulması gerektiğini dile getirdi.
Papariga, “mücadelenin örgütlenmesine, halkın elinde tuttuğu gücün bilinçle buluşturulmasına yardım etmek istiyoruz” derken alt sınıfların kurtuluşu için bir yol açmak istediklerini belirtti.
Krizin dibe elbet vuracağını ancak henüz o noktaya gelinmediğini söyleyen Aleka Papariga, kriz sona erse bile ne Yunanistan’da ne de Avrupa Birliği’nde halkın sorunlarının bitmiş olacağını sözlerine ekledi. Güncel ve yerel mücadelelerin ancak bir kopuş ve düzenin devrilmesi perspektifi ile anlam kazanabileceğini vurgulayan Papariga, sistem içinde bir orta yolun bulunmadığını, halkın sorunlarının sermayenin kar hırsı yerine insani ihtiyaçları merkeze alan bir kalkınma planı ile çözüme kavuşturulacağını savundu.
Genel Sekreter, halkın bu zor koşulları nasıl göğüsleyeceği sorusuna ilişkin KKE’nin üç temel önermesi olduğunu söylerken, bu üç temel önermeyi şu şekilde sıraladı:
- Halk için en önemli sorun krizin kapitalist karakterinin kavranmasıdır. Köklerine inilmedikçe, sorunun özü kaybolmaktadır.
- İşyerlerinde ve endüstride emekçilerin büyük çoğunluğu örgütlenmedikçe zafere ulaşan mücadeleler mümkün olmaz.
- İşçi sınıfı ve tekellerin iktidarından çıkarı olmayan toplumsal güçlerin arasındaki işbirliği güçlendirilip kalıcılaştırılmadıkça zafere ulaşan mücadeleler mümkün olmaz.
Parasız eğitim ve sağlıktan, herkesin istihdam hakkına kadar bir dizi talebi sıralayan KKE Genel Sekreteri Papariga, sözlerine “boşa giden mücadele yoktur, verilmemiş mücadele vardır” vurgusu ile son verdi ve günümüz mücadelesinin yılgınlık ve yorgunluğu kaldırmadığının altını çizdi.
(soL - Atina)
