Barışın temsilcileri buluştu: Emperyalizme geçit yok!

Dünya Barış Konseyi Ortadoğu Bölge Toplantısı nedeniyle Türkiye'de bulunan ve "Ortadoğu'da Barış Mücadeleleri" başlıklı panelde bir araya gelen barış örgütü temsilcileri ortak bir mesaj verdi.

(soL - Haber Merkezi) 14-15 Ekim tarihleri arasında İstanbul’da yapılan Dünya Barış Konseyi Ortadoğu Bölge Toplantısı nedeniyle Türkiye'de bulunan Bahreyn, Filistin, Irak, Iran, İsrail, Kıbrıs, Lübnan, Mısır ve Yunanistan'dan barış örgütü temsilcilerinin katılımıyla 15 Ekim Çarşamba akşamı Nâzım Hikmet Kültür Merkezi'nde "Ortadoğu'da Barış Mücadeleleri" başlıklı bir panel gerçekleştirildi.

Moderasyonunu Barış Derneği Yönetim Kurulu üyesi Aydemir Güler'in yaptığı panele, Dünya Barış Konseyi (WPC) İcra Sekreteri İraklis Çavdaridis, Filistin Barış ve Dayanışma Komitesi (PCPS) Sekreteri Akel Takaz, İsrail Barış Komitesi temsilcisi Aida Touma-Sliman, Mısır Barış Komitesi temsilcisi Muhammed Hessam ve İran Barışı Savunma, Dayanışma ve Demokrasi Derneği (ADPSD) temsilcisi Vartan Slalakhanian konuşmacı olarak katıldı.

Panelde ilk sözü PCPS adına, aynı zamanda Dünya Barış Konseyi'nin Ortadoğu Koordinatörü görevini de yürütmekte olan Akal Takaz aldı. Sözlerine genel olarak bölgedeki ve özel olarak da Filistin’deki mevcut durumu Türk barışseverle tartışma olanağı verdiği için Barış Derneği'ne teşekkür ederek başlayan Takaz, İsrail'in Gazze'ye yönelik son saldırısından sonra bölgeye İsrail, Kıbrıs, Yunanistan ve Türkiye Barış Komitelerinin temsilcilerinden oluşan bir heyet gönderen Dünya Barış Konseyi'ne de göstermiş olduğu dayanışma nedeniyle şükranlarını sundu.

Son İsrail saldırısında 2194 Filistinlinin hayatını kaybettiğini, bunların %40’ını kadınların ve çocukların oluşturduğunu, 10 binden fazla yaralı olduğunu, 60 ailenin tamamen yok edildiğini ve 500 binden fazla insanın evlerini terk etmek zorunda kaldığını belirten Takaz, konuşmasında bölgedeki yeni tehditlere de işaret ederek, "Ne yazık ki, bugünlerde yalnızca Ortadoğu’nun temel sorunu olan Filistin meselesi hakkında konuşamıyoruz. Emperyalizmin bölgeye yönelik saldırıları nedeniyle, Suriye, Irak, Lübnan, Filistin, Yemen, Libya, Afganistan ve Pakistan’ı içeren, Ürdün, İran ve diğer Körfez ülkelerini tehdit eden daha kapsamlı bir çatışmaya tanıklık ediyoruz. Maalesef Türk hükümeti bu gelişmeler konusunda tarafsız değil ve Türkiye halkı başta ABD, AB ve NATO olmak üzere emperyalistlerce tertiplenen bu planların bedelini ödüyor" dedi.

Panelde ikinci konuşmayı, WPC İcra Sekreteri Iraklis Çavdaridis yaptı. "Dünya Barış Konseyi adına, sizlere, dünyanın her köşesinden aynı hayalleri, aynı öfkeyi, dünyayı açlık ve yoksulluktan kurtarmak için aynı arzuları taşıyan, eşitliğin ve halkların kardeşliğinin hâkim olduğu bir dünya için mücadele veren onlarca üye örgütümüzün selamlarını iletiyorum" diyerek sözlerine başlayan Çavdaridis, "Dünya Barış Konseyi ve üye örgütleri, dünyanın her yanında ezilen ve acı çeken halkların yanındadır. Ama özellikle Suriye, Irak, Lübnan ve tüm Ortadoğu’da, terör eylemleri yapan, din adı altında yüzbinlerce milyonlarca sivil insanı katleden cihatçıların zalim yüzüyle karşı karşıya kalmış halkların yanındadır. Şu günlerde, Suriye’nin kuzeyinde bu barbarlığa maruz kalmış Kürt halkının yanında olduğu gibi" diyerek devam etti.

Çavdaridis konuşmasını "Savaşlar ve saldırganlık, kendi doğasında sömürmek ve savaş olan kapitalist sistemden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, bir diğer emperyalist savaşı engellemek bütün dünyada adaletsizliğin ve savaşın temel sebebine karşı barış hareketinin toplumsallaşmasına bağlıdır. İhtiyacımız olan, işbirliği içinde hareket eden bir barış ve adalet hareketidir. Sadece emperyalist suçlara cevap vermek için değil, sadece olan olduktan sonra protesto eden bir güç olmak için değil, ama inisiyatif alan, çareler aramak yerine önlemler alan bir barış hareketi" diyerek tamamladı.

Çavdaris'ten sonra sözü, İsrail vatandaşı bir Arap olan ve aynı zamanda İsrail'de günlük olarak yayınlanmakta olan "El-İttihad" adlı gazetenin baş editörlüğünü yapmakta olan İsrail Barış Komitesi temsilcisi Aida Touma-Sliman aldı. Geçtiğimiz yıl yeniden başlayan İsrail-Filistin görüşmelerinin, ultra sağcı Netanyahu hükümetinin işgali sonlandırmak ve uygulanan zulmü durdurmak için hiçbir şey yapmaması ancak henüz görüşmeler sürerken Filistin topraklarındaki yaşadışı İsrail yerleşimlerinin büyütülmesi yönündeki girişimlerini devam ettirmesi nedeniyle başarısızlığa uğradığının altını çizen Touma, İsrail hükümetinin, işlediği savaş suçlarını meşrulaştırmak için İsrail toplumunda tehdit algısını güçlendirip, korku yaratmakta olduğunu, bunun halkın 92%sinin savaşı desteklemesi sonucunu verdiğini ifade etti. Touma sözlerini, emperyalizm, siyonizm ve dinci gericiliğin bir üçlü oluşturduğunu ve her üçüne karşı mücadele etmeye devam edeceklerini belirterek tamamlandı.

"Amerikan koalisyonundan 'ince ayarlı' müdahale"
Barış Derneği adına söz alan yönetim kurulu üyesi Aydemir Güler konuşmasına, bir an bile tereddüt etmeksizin Kobanê'de katliam tehdidi altında dinci gerici çetelere karşı direnmekte olan Kürt halkının yanında olmak gerektiğini ancak meseleye sadece bu çerçeveden bakılmasının yeterli olmadığını ifade ederek başladı. Güler, "Kobanê çevresindeki IŞİD mevzilerinin emperyalist güçler tarafından bombardımana tutulmasının amacı Kürtleri kurtarmak falan değil. Besbelli ki, Amerikan koalisyonu ince ayarlı bir müdahale yapıyor ve Kobanê'nin kurtulmasını değil, kuşatmanın ve tehdidin sürmesini hedefliyor. Bu Kürtlerin emperyalist barışa mahkum edilmesinin de aracıdır" dedi.

Panel, İran Barışı Savunma, Dayanışma ve Demokrasi Derneği temsilcisi Vartan Slalakhanian ve Mısır Barış Komitesi temsilcisi Muhammad Hesham'ın konuşmaları ve ardından yapılan soru-cevap oturumuyla sona erdi.