Yeni Ekonomi Programı'ndaki 'sosyal güvenlikte tasarruf' ne anlama geliyor?

Yeni Ekonomi Programı'nda yapılacağı bildirilen tasarrufun, yani kemer sıkmanın 2019 yılı içinde toplam bedeli 60 milyar TL olurken, bunun 10,1 milyar TL’si sosyal güvenlikten olacak. Bu 'tasarruf'un ne anlama geldiğini Dr. Ergün Demir ve Dr. Güray Kılıç soL'a değerlendirdi.

Yeni Ekonomi Programı'nda yapılacağı bildirilen tasarrufun, yani kemer sıkmanın 2019 yılı içinde toplam bedeli 60 milyar TL olurken, bunun 10,1 milyar TL’si sosyal güvenlikten olacak.

Dr. Ergün Demir ve Dr. Güray Kılıç, "Sosyal Güvenlik Kurumu emekli aylıklarını ve sağlık harcamalarını ödemekle yükümlü iken nelerden tasarruf yapacaktır?" sorusunu araştırdı. 

Dr. Demir ve Dr. Kılıç, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan Yeni Ekonomi Programı'nda öngörülen Sosyal Güvenlik Kurumu'nun tasarruf yapmasının şu anlamlara geleceğini vurguladı: 

  • Kıdem tazminatı ve emekli maaşlarının ödenmesine vatandaşların sağlık hizmetinden yararlanmasına kısıtlamalar getirilmesi
  • Sağlık hizmetini alırken vatandaşın cepten ödediği katılım payı ve ilave ücretlerin artırılması
  • Yaşamsal öneme sahip ithal ilaçlara ulaşılamaması
  • Sağlık çalışanının emek değerinin düşürülmesi

İki hekimin hazırladığı rapor şöyle: 

Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı Yeni Ekonomi Programı'nda belirtilen hususlardan biri olan Sosyal Güvenlik Kurumu'nun tasarruf yapması.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) vatandaşların hastalık, işsizlik, sakatlık, ölüm ve analık halinde korunmasını sağlamakla, emekli aylıklarını ve sağlık harcamalarını ödemekle yükümlüdür. SGK’nin en önemli gelir kalemlerini vatandaşların ödediği primler ve devlet katkısı oluştururken, giderlerinin en önemli kısmını ise emekli aylık ödemeleri ve sağlık harcamaları oluşturmaktadır.

2017 yılı Sosyal Güvenlik Kurum gelirlerinin yaklaşık yüzde 72’sini prim gelirleri, yüzde 18’ini devlet katkısı, yüzde 10’unu ise faiz, gayrimenkul ve faturalı ödemeleri oluşturmaktadır. Kurumun giderlerinin ise yüzde 67’sini emekli aylıkları, yüzde 25’ini sağlık giderleri, yüzde 8’ini ek ödeme, faturalı ödemeler ve diğer giderler oluşturmaktadır.


Prim gelirleri Emekli aylıklarını ve Sağlık ödemelerini karşılayamamaktadır

SGK'yi siyasi malzeme yapanlar her seçim döneminde oy avcılığı için prim borçlarının ertelenmesi, silinmesi, prim teşviki, prim indirimi gibi uygulamalar ile SGK’nin mali gelir-gider dengesizliği giderek arttırmışlardır.

Kriz ve dövizdeki artışla birlikte yüzlerce işyeri kapanmakta, binlerce işçi işten çıkarılmaktadır. İnsani koşullarda yaşamı sürdürebilmek için yeterli gelire sahip olamama durumu yani yoksulluk giderek artmaktadır.

Sosyal devlet anlayışına sahip ülkelerde sosyal güvenlik politikalarının asli önceliğini vatandaşların sağlık hizmetlerine erişebilmeleri ve işsizlik ile yaşlılık durumlarında gelir güvencesine sahip olmaları oluşturur.

Sosyal Güvenlik Kurumunun finansman "açığı" devlet katkısına rağmen AKP döneminde tarihi zirve yaptı:

AKP DÖNEMİNDE SGK'DE 301 MİLYAR TL AÇIK

SGK'nin resmi verilerinde de görülmektedir ki AKP hükümeti döneminde (2003-2017) SGK’nin gelir-gideri arasındaki dengesizlik kronik hale gelmiş ve parmak hesabı ile toplam 301 milyar TL "açık" oluşmuştur. SGK finansman açığının tarihi zirve yapması işçiler, emekliler, sağlık hizmetine gereksinimi olanlar ve sağlık işletmeleri açısından sıkıntılı günlerin geleceğine işaret etmektedir.

SGK toplumun tüm kesimlerine hitap etmekle birlikte en çok işçileri, emeklileri, eş ve çocukları ile sağlık hizmetlerine ihtiyacı olanları ilgilendirmektedir.

SOSYAL GÜVENLİKTE TASARRUF NASIL SAĞLANACAK?

Çalışma Yaşamı: İş güvencesinin kaldırılması, performansa göre esnek çalışma ve ücretlendirme sistemi, sağlık çalışanı emek değerinin düşürülmesi, göçmenlerin güvencesiz ve ucuz işgücü statüsü ile birlikte kapsama dahil edilmesi.

Genel Sağlık Sigortası: Sosyal Sigorta Sistemi yeniden düzenlenecek. Genel Sağlık Sigortasına ek olarak vatandaşın cebinden tamamlayıcı ve destekleyici sağlık sigortası ile bireysel emeklilik sisteminde “otomatik-zorunlu katılım ”, özel sağlık sigortalarının geliştirilmesi, emekli maaşlarının düşürülmesi, kıdem tazimatının yeniden yapılandırılması.

Sağlık Uygulama Tebliği (SUT): SGK, mali disiplinin korunmasını gerekçesiyle SUT ile sağlayacağı sağlık hizmetlerinin finansmanına ek kaynak olarak katılım payı ve ilave ücret ile vatandaşın cebini adres göstermektedir.

SUT fiyatlarının güncellenmesi ile katılım payı ve ilave ücretlerin ciddi şekilde artırılması ve uygulamanın yaygınlaştırılması beklenmektedir. İlave ücret, vakıf üniversitesi ile özel sağlık kurum ve kuruluşlarına SUT’taki bedelin yüzde 200’üne kadar ödendiği için fiyat artışları da en çok vatandaşın cebini vuracaktır.

Performans Sistemi: Hekimler, tanı/tedavi sürecinde bilimsel uygulamalarını hekimlik mesleki ilkelerine göre değil, "performans" ilkelerine göre yapmaya yönlendirilmektedir. Daha çok hasta muayene etmeyi, daha fazla ameliyat ve girişimsel işlem yapmayı adeta zorunluluk haline getiren, hastaları "puan ve ilave ücrete" dönüştüren ücretlendirme modeline geçiliyor.

Sağlık kurum ve kuruluşlarınca sunulan sağlık hizmetinde önceliğin “performans uygulamaları” ile SUT ücretleri yüksek olan özellikli cerrahi işlemlere verileceği görülmektedir.

Sağlık İşletmeleri: Başta kamu üniversite hastaneleri olmak üzere birçok sağlık işletmesi finansal sorun yaşamakta borçlarını ödemekte zorlanmaktadırlar. Sağlık işletmelerinde gelirleri artırmak, giderleri azaltmak için artık güvenli/etkin olan uygulama ve tıbbi malzeme yerine, ucuz ve kârlı olanın tercih edilmesi istenmektedir.

İlaç: İlaç fiyatları artmakta ve özellikle ithal ilaçlardan başta kanser ve kronik hastalıkların tedavisinde kullanılan bazı önemli ilaçlara ulaşılamamaktadır. Şu an 600’e yakın ilaç piyasada zor bulunurken 101 ilaç ise piyasada bulunamamaktadır. Önümüzdeki günlerde SGK tarafından bedeli ödenecek ilaç listesinde pasiflenen ve çıkarılan ilaç sayısının artacağı beklenmelidir.

AKP'NİN SOSYAL GÜVENLİKTE TASARRUF DEDİĞİ...

Tüm bu veriler ışığında Yeni Ekonomi Programı'nda ifade edilen "sosyal güvenlikte tasarruf" şu anlamlara geliyor: 

  • Kıdem tazminatının yeniden yapılandırılması ve emekli maaşlarının düşürülmesi,
  • Performansa göre esnek çalışma ve ücretlendirme sistemi, sağlık çalışanı emek değerinin düşürülmesi,
  • Genel Sağlık Sigortasına ek olarak vatandaşın cebinden tamamlayıcı ve destekleyici sağlık sigortası için ek prim talep edilmesi,
  • Katılım payı ve ilave ücretlerin artırılması ve uygulamanın yaygınlaştırılması,
  • Sağlık hizmetine ihtiyacı olan vatandaşların cebinden daha çok ödeme yaptırılmasının sağlanması,
  • Tanı/tedavi sürecinin bilimsel uygulamalar yerine "performans" ilkelerine göre yapılması,
  • Güvenli/etkin olan uygulama ve tıbbi malzeme yerine, ucuz ve kârlı olanın tercih edilmesi,
  • Birçok ilacın ödeme kapsamından çıkarılması, özellikle ithal ve hayati öneme sahip ilaçlara ulaşılamaması
  • Başta kamu olmak üzere birçok sağlık işletmesinin borçlarını ödeyememesi ve iflas etmesi demektir.

Sağlıkta eşitsizliklerin giderek artacağı, tıbbi hizmetlere, tıbbi sarf ve medikal malzemelere, ilaca erişimin vatandaşların büyük bir çoğunluğu için sıkıntılı hale geleceği bir sürece doğru hızla ilerliyoruz.