Yeni Ekonomi Programı açıklandı: Emekçilere saldırı paketi geliyor

Hazine ve Maliye Bakanı Yeni Ekonomi Programı’nı açıkladı. Hemen başlansa 3-5 yıldan önce sonuç alınamayacak ithalatın azaltılması, cari açığın düşürülmesi gibi hedeflerin gerçekçiliği tartışmalı görünüyor. Programda emekçilere kapsamlı bir saldırıya işaret eden hedef ve politikalar öne çıkıyor.

soL

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak 2019-2021 yıllarına kapsayan Orta Vadeli Programı, “Yeni Ekonomi Programı” (YEP) adıyla açıkladı. “Dengelenme-Disiplin-Değişim” alt başlığını taşıyan programda 2019 yılında büyüme, işsizlik, enflasyon gibi göstergelere ilişkin beklentilerle “politika ve tedbirler” krizin faturasının emekçilere kesileceğine işaret ediyor. Kamu istihdamını “esnekleştirme”ye yönelik düzenlemeler, “kıdem reformu tazminatı”, “yarım çalışma ödeneğinin etkin şekilde kullanılması” gibi “tedbirler” kapsamlı bir saldırı dalgasını açıkça ortaya koyuyor. 

2019 GSYH artış tahmini, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Kriz yok, manipülasyon var” iddiasına rağmen, yüzde 2,3 ile daralma olasılığının da senaryolar dahilinde olduğunu gösteriyor. İşsizlik oranının yüzde 12,1’e çıkması beklenirken, 2018 yılsonunda yüzde 20,8 olacağı öngörülen enflasyonun 2019 yılında da yüzde 15,9 olacağı tahmin ediliyor. 

YEP’in daha önceki OVP’lerden daha fazla “yapısal dönüşüm” başlıklarına ilişkin hedeflere de yer verdiği, özellikle cari açığın azaltılmasına yönelik teknolojik dönüşüm yatırımlarına öncelik verildiği görülüyor. 10. Kalkınma Planı ile 11. Kalkınma Planı taslağında da öne çıkan, Sanayi Strateji Belgeleri ve diğer kamu temel belgelerinin odak noktasını oluşturan, son birkaç yılın teşvikler başta olmak üzere çeşitli düzenlemelerinde daha fazla merkeze konan ithalat bağımlılığının azaltılması ve cari açığın düşürülmesi başlığı mevcut müktesebat bir kez daha elden geçirilerek tekrar ediliyor. 

BÜYÜME: 2018 SON ÇEYREK VE 2019’UN İLK İKİ ÇEYREĞİ İÇİN DARALMA ÖNGÖRÜLÜYOR

YEP’te 2018 yılı büyüme beklentisi yüzde 3,8, 2019 büyüme beklentisi ise yüzde 2,3 olarak yer alıyor. 2018’in ilk yarısındaki GSYH artış gerçekleşmesi ile üçüncü çeyrekte öncü göstergelerden hareketle yüzde 2-3 büyüme beklentisi göz önüne alındığında, son çeyrekte ise yüzde 1 civarında daralma beklendiği görülüyor. 2019 yılı tahmini yüzde 2,3 de yılın ilk iki çeyreğinde daralma öngörüldüğü, ikinci yarıda toparlanma beklendiğini ortaya koyuyor. 

İSTİHDAM: İŞSİZLİKTE ARTIŞ ÖNGÖRÜSÜYLE EMEK DÜŞMANI ‘TEDBİRLER’

2018 yılı için yüzde 11,8 olarak öngörülen işsizlik oranının 2019 yılında yüzde 12,1’e çıkması bekleniyor. YEP’in “Büyüme ve İstihdam” bölümünde yer verilen “Politika ve Tedbirler” 2019’un nasıl bir “saldırı yılı”na dönüşeceği, YEP’in de öncelikle bir “saldırı programı” olarak kurgulandığını en açık biçimde ortaya koyan bölüm. 

Kamuda hem istihdam azalması hem de “esnek çalışma” ile kapsamlı bir saldırı hazırlığı şu ifadelerle ortaya konuyor:

“Kamu kurumlarının ve çalışanların ihtiyaç ve tercihleri uyumlaştırılacaktır. Hizmetin özelliğine göre uygulanacak esnek çalışma modelleri ile çalışanların iş yaşam dengesini kurarak aile ve sosyal yaşamlarına, kurs ve eğitim programlarına daha fazla vakit ayırabilmeleri sağlanacaktır. Kamu kurumlarının esnek çalışma ile iş tatmini ve verimi yüksek işgücüne sahip olmaları sağlanacaktır.”

Aynı bölümde emekçilerin kıdem tazminatına el koyma çabasının nihayete erdirilmesi hedefi de yer alıyor:

“Sosyal tarafların mutabakatıyla kıdem tazminatı reformu gerçekleştirilecektir.”

İşsizlik oranındaki artış öngörüsünün yanısıra “çalışma ödeneği” uygulamasına yer verilmesi de özel sektörde kitlesel işten çıkarmalara hazırlık yapıldığını gösteriyor:

“Yarım çalışma ödeneğinin etkin şekilde uygulanması sağlanacaktır.”

ENFLASYON: YÜZDE 20’LERDE KALICILAŞMAYA İŞARET EDEN TAHMİNLER

YEP’te 2018 yılı için tüketici fiyatları (TÜFE) artışı beklentisi yüzde 20,8, 2019 yılı için yüzde 15,9 olarak yer alıyor. 2018 yılı Ağustos ayında TÜFE’nin yüzde 17,9, ÜFE’nin ise yüzde 32,1 olduğu ve YEP türü belgelerdeki tahminlerin genelde ihtiyatlı olduğu dikkate alındığında yılsonu için TÜFE’de yüzde 25’e kadar çıkışın ihtimal dahilinde olduğu, 2019 için de yüzde 20’ler seviyesinde bir enflasyonun kalıcı olacağının tahmin edildiği görülüyor. 

Enflasyonla ilgili “Politika ve Tedbirler”de emekçiler için reel ücret gerilemesini haber veriyor. “Kamunun fiyat belirleme ve yönlendirme politikasına tabi belirli (personel dışında) alanlarda geçmiş enflasyon verisi yerine YEP’te yer alan enflasyon hedefleri dikkate alınacaktır” ifadesinde her ne kadar kamu personelinin dışarıda tutulacağı ifade edilse de asgari ücretin belirlenmesinden kamu alımlarına ve hizmetlere ücret düzeyini de etkileyecek bir “emsal” oluşturulacağı vurgulanıyor. 2019 yılında 2018 yılında yüzde 25’i bulması beklenen enflasyonun değil, 2019 için hedeflenen yüzde 15,9’un baz alınması milyonlarca emekçi için keskin bir reel ücret düşüşü anlamına geliyor. 

BÜTÇE AÇIĞI VE CARİ AÇIĞI: İYİMSERLİK TAVAN

YEP’te bütçe açığı ve cari açıkla ilgili hedefler, çok büyük bir iyimserliği yansıtıyor. Bütçe açığının 2018’de yüzde 1,9, 2019 yılında yüzde 1,8 olması ve kamu borçlanmasının azaltılması hedeflerinin vergi gelirlerinin artırılması, yeni özelleştirmelerle sağlanacağı belirtiliyor. Cari açıkta da “dengelenme” yani ekonomide yavaşlamaya bağlı olarak ithalatın azalmasıyla 2018’de yüzde 4,7 olması beklenen GSYH içindeki payın, 2019’da yüzde 3,3’e gerilemesi bekleniyor. 2018 yılının ilk 8 ayındaki cari açık gerçekleşmesi, kur artışıyla birlikte yılın ilk 6 ayındaki dolar bazındaki GSYH gerçekleşmesi, yüzde 4,7’lik hedefin tutturulmasının imkansızlığına, yüzde 5,5-6 aralığına işaret ediyor. 2019 yılında da yüzde 2,3’lük büyüme beklentisiyle uyumlu bir dış ticaret, iç talep gerçekleşmeleri, Türkiye ekonomisinin ithalat bağımlılığı nedeniyle yüzde 3,3’ten yüksek bir cari açık düzeyini kaçınılmaz kılıyor.

İthalat bağımlılığını azaltmaya yönelik sıralanan “Politika ve Tedbirler”in önemli bir bölümü “yapısal dönüşüm” olarak adlandırılan içerikleri, hayata geçip geçirilemeyeceği tartışmalı başlıklardan oluşurken, başarılı olunması durumunda da 3-5 yıldan önce sonucu alınamayacak önlemlerden oluşuyor: İlaç, kimya, petrokimya, enerji, makine/teçhizat ve yazılım sektörlerinde yeni yatırımlar, yüksek teknolojili ürünlerin üretileceği, büyük ölçekli yerli ve yabancı yatırımcıların yer alacağı endüstri bölgeleri vb.

BANKACILIK: KAMU DAHA FAZLA DEVREDE

Bankacılık sektörüyle ilgili riskler “Finansal Borçların Yeniden Yapılandırılması” düzenlemesine havale edilirken Türkiye Kalkınma Bankası’nın yeniden yapılandırılması ve faaliyet alanının genişlemesi, Eximbank fonlarının genişletilmesi hedefleri, dış kaynak temini ve kredilendirmede kamunun etkin olacağını, ticari bankalar ve özel sektör borçlarının da belli ölçülerde kamu tarafından üstlenileceğini gösteriyor. Özel sektörün büyük borç stokunun nasıl “temizleneceği” bir kez daha ortaya konmuş oluyor.

KUR BEKLENTİSİ: 2018 ORTALAMASI 4,90, 2019 ORTALAMASI 5,60

2018 için dolar kuru 4,90, 2019 için 5,60, 2020 için 6, 2021 için de 5,90 olarak öngörülüyor. 2018 ve 2019 iyimserliğine rağmen dolar bazında GSYH’de 2018’de yüzde 10,3, 2019 yılında yüzde 4,2 daralma tahmin ediliyor.