Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dün seçim şovunun bir parçası olarak, işçilere mezar olan Üçüncü Havalimanı'na TC-ANK uçağıyla iniş yaptı. Erdoğan’ın uçağının henüz inşaat halindeki havalimanına ineceği geçen hafta belli oldu. Bayram da dahil olmak üzere izinler iptal edildi, işçiler geceyarılarına kadar çalıştırıldı.
Geçen hafta Erdoğan'ı hedef alan bir mektup kaleme alan "Adımını atma Erdoğan, yüzünü görmek istemiyoruz" diyen işçilerle ziyaret sonrası konuştuk:
Erdoğan’ın 3. Havalimanına geldiği gün tam olarak ne oldu anlatır mısınız?
H.K.: Biz işçileri sahadan çıkarttılar. Sahaya jammer, panzer ve özel koruma araçları girdi. Sanki sıkıyönetim ilan edilmiş gibiydi.
C.Y.: Hepimizi sahadan çıkarttılar. Öğle yemeğimizi bile inşaat sahasında yiyemedik. Birkaç teknik personel sahada kaldı. Nedenini sorduğumuz zaman ise herhangi bir durumda kurtarma amaçlı olduğunu söylediler.
E.Ö.: Sahadayken ne olduğunu anlamadım. Herkes çok telaşlıydı. Saat öğlen 12 civarıydı. Bir anda o büyük şantiye sessizliğe büründü. Ben Akpınar işçi kampında kalıyorum. Kampta TOMA ve Çevik Kuvvet vardı. Her taraf kuşatılmıştı. Anladım ki bizden gerçekten korkuyorlar.
‘KARIŞ KARIŞ GEZDİĞİ YERLER İŞ CİNAYETLERİNDE ÖLEN ARKADAŞLARIMIZIN EMEĞİYLE YAPILDI’
Erdoğan’ın 3. Havalimanına gelmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
H.K.: Öncelikle şunu söyleyeyim, Erdoğan gelmeden önce büyük bir hazırlık yapıldı. Bu hazırlıkları normal olmayan şartlarda çalışarak yaptık. Mesai saatlerimiz fazlası ile uzadı. İşçi arkadaşlarımız “Geliyorsa gelsin ve gitsin” diyordu. Ben açıkçası şunu düşünüyorum. Burada iktidarın baskısı nedeniyle iş cinayetlerinde hayatını kaybeden, sakatlanan veya büyük tehlikeler atlatan arkadaşlarımızın emeği ve alınteri var. Karış karış gezdiği her yer bu arkadaşlarımızın emeği ile yapıldı. Bunu bir seçim şovuna dönüştürülmesi nasıl bir akıldır?
‘YÜZÜNÜ GÖRMEK İSTEMİYORDUM ZATEN ÖYLE DE OLDU’
C.Y.: Cumhurbaşkanın gelip gelmeyeceği kesinleşmeden önce üzerimizdeki baskı zaten artmıştı. Ben açıkçası yüzünü görmek istemiyordum zaten öyle de oldu. Bir anda her şey durdu. Düşünsenize bir bölgede işçi kardeşimiz hayatını kaybediyor, yanındaki arkadaşları çalışmaya devam ettiriliyor. Bir kişi gelecek diye bırakın iş durdurmayı geçeceği yollar tekrardan asfaltlandı, temizlendi. İstedikleri kadar asfaltlasınlar, temizlesinler hayatını kaybeden yüzlerce arkadaşımızın kanını temizleyemezler.
E.Ö.: Ne söylenebilir ki, binlerce arkadaşımız günlerce evine, odasına perişan gitti. İnişten bir gece önce mühendislere yerlerdeki fazla derzleri kazıttılar. Nalet olsun!
