Üç işçiye mezar olan madende işçilerin kimlikleri dışında her şey karanlık: Madende ne oldu, patron kim?

Muğla'nın Milas ilçesindeki Yumrutaş mevkiinde, 'seramiğin hammaddesi' olarak bilinen feldspat madeninde üç işçi, göçük altında yaşamını yitirdi. Bu iş cinayetinin perde arkasında hangi patronlar ve aktörler var, göçük neden meydana geldi? Bu sorulara yanıt bulmaya çalıştık...

Ahmet Çınar

Geçen yıl en az 1923 işçinin çeşitli iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiği ülkemizde, 2019 da iş cinayetleriyle devam ediyor. Dün Muğla'nın Milas ilçesinden gelen iş cinayeti haberi, dikkatleri yine yöredeki maden ocaklarına çevirdi. 

Milas'ın Sarıkaya mahallesindeki Yumrutaş mevkiinde faaliyet gösteren feldspat madeninde bir göçük meydana geldi ve Şükrü Otlak, Engin Tutuk, Servet Çapacıoğlu adlı işçiler yaşamlarını yitirdi. 

Olayın ardından dikkatler iş cinayetine ve maden ocağının patronlarına çevrildi. Haberlerde patron kuruluşun adı yerine "özel bir maden ocağı" ifadesi kullanılarak, şirketin ve patronların adları gizlenmeye çalışıldı. 

ASIL PATRON TOPRAK HOLDİNG: RÖDOVANSLA İŞLETEN KÖMÜRCÜOĞLU GROUP

Milas'ın Yumrutaş mevkiinde "seramiğin hammaddesi" olarak bilinen; seramik, cam ve boya sanayisinde kullanılan feldspatın çıkarıldığı maden sahalarının asıl patronu Toprak Holding. Kamuoyunda "Halis Ağa" olarak bilinen, 2016'da Fransa'da yaşamını yitiren Halis Toprak'ın kurucusu olduğu holding. Ancak buradaki feldspat ocaklarını Toprak Holding doğrudan kendisi işletmiyor. "Rödovans" denilen yöntemle taşeron bir şirket tarafından işletiliyor. Toprak Holding'in 2015'te Kömürcüoğlu Group'a kira sözleşmesiyle devrettiği feldspat alanları, o tarihten beri bu grup tarafından işletiliyor. Kömürcüoğlu Group, aslında şirketler grubunun çatı adı. Bu çatı altında Rodos Maden, Efes Maden, Çınartaş Maden adlı şirketler bulunuyor. İşte Yumrutaş mevkiinde dün üç işçiye mezar olan maden sahası, bu grubun şirketleri tarafından işletiliyor. Kömürcüoğlu Group 2017'de toplam 450 bin ton hammadde üretimi ve satışı gerçekleştiren bir şirket.  

BİR YIL KAPALIYDI, GEÇEN YAZ YENİDEN AÇILDI

İş cinayetinin meydana geldiği maden sahası 2017'nin yaz aylarından 2018'in yaz aylarına kadar yaklaşık bir yıl süreyle çalışmadı. Çeşitli evrakların eksik olması, prosedürlerin tamamlanmaması nedeniyle kapalı kalan maden alanı, geçen yaz yeniden çalışmaya başladı. Yani kamuoyunda dile getirildiği gibi, maden sahası kaçak olarak çalışmıyor.

GÖÇÜK NEDEN MEYDANA GELDİ?

Peki göçük neden meydana geldi? Alınmayan önlemlerin bunda bir payı var mı? 

Herkesin aklındaki bu soruya, yöreyi tanıyan bir maden mühendisi şu yanıtı veriyor: "Yumrutaş denilen dev kaya, yüz binlerce ton ağırlığındaki bir doğal kaya. Göçüğün nedeni, bugünün meselesi değil, yıllarca o dev kayaya doğru yapılan madencilik çalışmaları, kayayı yıllar içerisinde yoruyor. Doğal etmenlerin kaya üzerindeki etkisi, madencilik faaliyetlerinin kaya üstündeki etkisi sonucunda devasa bir kütle koparak ana kayadan ayrılmış. O kayanın dış müdahalelerin etkisiyle bir gün çökeceği bilinen bir gerçek. Bu büyüklükteki bir kayanın altında, dibinde, yanında ve yöresinde uzun yıllar madencilik çalışması yapılırsa, yağmur sularının da etkisiyle, o kayanın bir gün bu müdahalelere tepki vereceği bilinmelidir. Göçük de bu nedenle meydana gelmiş olmalı. Önlemler elbette alınabilirdi. İş cinayetlerine 'kaza' deyip geçemeyiz, önlemler alınsaydı, yıllarca o kayaya doğru kazılar, çalışmalar yapılmasaydı, bugün bu göçük meydana gelmezdi." 

Söz konusu alanda yıllardır kademelendirme çalışmadı yapılmadığını söyleyen maden mühendisi, "Yumrutaş adı verilen kayanın içinde de maden var ve şirket oradan da maden çıkarmaya çalışıyor. Rödovans sisteminin mantığı vur-kaç mantığıdır. Şirket, sözleşme tarihi içinde çıkarabileceği en çok madeni çıkarmak ister, önlemler ikinci planda kalır. Buradaki iş cinayetinin temelinde, yine çok az zamanda çok miktarda üretim zihniyeti yatıyor" dedi.  

MADEN MÜHENDİSLERİ: OCAK AYNASINDAN KOPAN KAVLAKLARIN ÇALIŞMA ALANINA DÜŞMESİYLE... 

TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu da, Milas'taki iş cinayetine ilişkin bir açıklama yayımladı. Açıklamada, "Madencilik mevzuatı, sektörün, üniversitelerin, meslek odalarının ve sendikaların görüşleri alınmadan ben yaptım oldu anlayışı ile düzenlenmeye devam edildiği sürece bu kazalar ne yazık ki sürecek ve ölümler devam edecektir" denildi. 

Oda yönetim kurulu imzasıyla yapılan açıklamadan satır başları şöyle: 

  • Olayın meydana geldiği ocak açık işletme yöntemiyle üretim yapılan bir feldspat ocağıdır.
  • Olayın meydana geldiği ocakta tek kademe mevcut olup yüksekliği yaklaşık olarak 40 metredir.
  • Olay yaklaşık 40 metre yüksekliğinde olan ocak aynasından kopan kavlakların çalışma alanına düşmesi şeklinde meydana gelmiştir.
  • Düşen kavlakların en büyüğünün ebatları yaklaşık 8-10 metre olup 50-60 kadar kavlak iş makinelerinin üzerine düşerek ölümlere neden olmuştur.
  • Ocağın adına alınmış bir patlayıcı madde ruhsatı bulunmamaktadır.
  • Olay yerinde yapılan incelemelerde ters ıskarpa yöntemiyle çalışıldığı kanaatine varılmıştır.
  • Olay günü havanın kararmasına müteakip kurtarma çalışmalarına ara verilmiş olup heyetimiz olay yerinden ayrılmıştır.
  • Soma Faciasından önce ve sonrası yaptığımız tüm açıklamalarda olduğu gibi, madencilik kamu yararı doğrultusunda, bilim ve tekniğe uygun yapılmadığı sürece bu kazalar ne yazık ki devam edecektir.
  • Son Maden Kanunu değişikliğinde olduğu gibi madencilik mevzuatı; sektörün, üniversitelerin, meslek odalarının ve sendikaların görüşleri alınmadan "ben yaptım oldu" anlayışı ile düzenlenmeye devam edildiği sürece bu kazalar ne yazık ki sürecek ve ölümler devam edecektir.