TÜİK'in tüm çabasına rağmen işsizlikte artış sürüyor: Geniş tanımlı işsizlik yüzde 19

Ekonomide döviz kurlarının artması ve finansman sıkıntısı ile görünür hale gelen kriz koşulları, işsizlik rakamlarına da yansıyor. Eylül döneminde resmi verilere göre işsizlik oranı yüzde 11,3'e çıkarken, geniş tanımlı işsizlik yüzde 19'u buluyor. Büyüme rakamlarıyla oynayan TÜİK, işsizlik verilerinde revizyonu 2014 yılında yapmış işsizliği de düşürmüştü!

Kerem Aydın

TÜİK tarafından açıklanan Eylül dönemi işgücü istatistiklerine göre, işsizlik oranı 2015 yılındaki aynı döneme göre 1 puan artarak yüzde 11,3 oldu. Aynı dönemde işsizlikteki 420 bin kişilik artış olurken, işsizlerin sayısı 3 milyon 523 bine ulaştı.

İşsizlik göstergelerinin tamamında bir önceki yılın aynı dönemine göre ciddi bir bozulma gözlenirken, tarım dışı işsizlik oranı 1,3 puanlık artış ile yüzde 13,7 oldu. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 1,4 puanlık artış ile yüzde 19,9 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 1,1 puanlık artış ile yüzde 11,6 olarak gerçekleşti.

SANAYİ İSTİHDAMINDA KAN KAYBI SÜRÜYOR

Eylül döneminde önceki yıla göre istihdamda 408 bin kişilik bir artış olmasına karşılık, imalat sanayi istihdamında 98 bin kişilik bir düşüş gözlendi. Tarımda istihdam düşüşü, 168 bin kişi oldu. Toplam istihdam artışı ise büyük ölçüde hizmet sektöründeki 553 bin kişilik istihdam artışından kaynaklandı. İstihdamda hizmet sektörüne hızlı bir kaymanın yaşanması, ekonomideki kriz koşullarının göstergelerinden birisi.

Bu etkilerle Eylül döneminde, sanayi istihdamının toplam içerisindeki payı 2015 Eylülündeki yüzde 19,6 seviyesinden bugün yüzde 19,1'e geriledi. Tarımın payında ise bir puanlık gerileme yaşandı.

GERÇEK İŞSİZLİK YÜZDE 19'A ÇIKTI

TÜİK'in açıkladığı resmi rakamlara alternatif olarak hesaplanan geniş tanımlı (gerçek) işsizlik oranı ise yine bir önceki yıla göre artış gösterdi.

İşsizlerin sayısına, iş bulmaktan ümidini kestiği için iş aramayanlar, çalışmaya hazır olup çeşitli nedenlerle iş aramayanlar, belli aylarda çalışıp yılın büyük bölümünde işsiz durumda olan mevsimlik işçiler ve daha fazla çalışmak istemesine rağmen haftalık 40 saatin altında çalışanları ifade eden eksik istihdam da dahil edildiğinde, geniş (gerçek) işsizlik oranına ulaşılıyor.

soL'un hesaplamalarına göre, geniş tanımlı işsizlik Eylül ayında önceki yıla göre 1 puanlık artışla yüzde 19 olurken, geniş tanımlı işsizlerin sayısı ise 6 milyon 373 bine ulaştı. Önceki yılın aynı dönemine göre işsizlerin sayısı 510 bin kişi arttı.

Diğer yandan, geniş tanımlı işsizliğin kadınlarda çok daha yüksek olduğu görülüyor. Kadınlarda gerçek işsizlik oranı, yüzde 27,5 düzeyinde hesaplandı.

KRİZİN FATURASI GENÇLERE VE KADINLARA

Resmi verilere göre kadınlarda işsizlik, ortalamanın üzerinde yüzde 15,5 olarak gerçekleşti. Yine resmi göstergelerde işsiz kadınların sayısı 1 milyon 550 bin oldu. Önceki yıla göre artış ise 289 bin kadının işsiz kaldığını gösterdi.

Diğer yandan, kadınlarda geniş tanımlı işsizlik oranı yine önceki yıla göre yaklaşık 2 puanlık artış ile yüzde 27,5 gibi yüksek bir oranda gerçekleşti. Kadınlarda geniş tanımlı işsizlerin sayısı 3 milyon 142 bin kişi oldu. Bu rakam, resmi verilerdeki sayının iki katından fazla.

Gençler arasındaki (15-24 yaş) işsizlik oranı ise resmi verilere göre yüzde 19,9 olarak açıklandı. Yani her beş gençten birisi işsiz. Buna göre, Türkiye'de 1 milyon 34 bin genç işsiz bulunuyor. Genç kadınlarda işsizlik oranı ise yüzde 25,6.

Gençler arasında ne eğitimde ne de istihdamda olan “atıl nüfus” ise 3 milyon 63 bin kişi. Gençlerde işgücü içerisinde olmayan nüfus da hesap edildiğinde gerçek işsizlik oranı aslında yüzde 30'lara yaklaşıyor. Ekonomideki bozulma, en başta gençler ve kadınları vuruyor.

İŞSİZLİK RAKAMLARI DA REVİZYONLA DÜŞÜRÜLMÜŞTÜ

Hafta başında büyüme göstergelerinde yaptığı revizyonla bir kez daha tartışılır hale gelen TÜİK, benzer bir revizyonu 2014 yılında işgücü göstergelerinde yapmıştı.

AKP'li yıllarda yayınladığı birçok verinin niteliği ve güvenilirliği sorgulanan TÜİK, 2014 yılı Mayıs ayında Hanehalkı İşgücü Anketinde yeni düzenlemeler yaptı. İşgücü ve işsizlik göstergelerini de içeren söz konusu ankette yapılan düzenlemelerden sonra her bir göstergeye ilişkin yeni veri serileri hesaplandı. Yeni hesaplama yönteminde yapılan işsizlik tanımı değişti. Ancak işsizlik rakamları, 2014 yılından itibaren dahil önceki yıllardaki verilerle karşılaştırılabilir olmaktan çıktı.

TÜİK de bu durumdan hareketle, yeni seriye göre açıklamaya başladığı verileri ekonometrik modelleme yöntemiyle 2005 yılına geriye kadar götürüp yeniden hesapladı. Ortaya çıkan tablo, yeni veri serisine göre işsizlik oranlarının gözle görülür şekilde düşürülmesi oldu. Yani AKP'nin ekonomi politikalarının iflas etmesi nedeniyle artan işsizlik oranını, TÜİK kağıt üzerinde düşürdü.

Bugün revize edilen büyüme rakamlarında da benzer bir durum ortaya çıktı. Ekonomi, geçtiğimiz yıllarda “aslında” açıklanan verilerden daha hızlı büyümüştü!

İşsizlik göstergelerinde o dönem yapılan revizyonla, eski serideki işsiz sayısı yeni seride yaklaşık 300 bin kişi daha düşük hesaplandı. Buna bağlı olarak işsizlik oranları ise ciddi ölçüde daha düşük hesaplandı. Örneğin eski seriye göre 2013 yılında işsizlik oranı yüzde 9,7 açıklanmışken, yeni seriye göre bu oran yüzde 9'a kadar düşürüldü.

coordsize="21600,21600" o:spt="75" o:preferrelative="t" path="m@4@5l@4@11@9@11@9@5xe"
filled="f" stroked="f">

















style='position:absolute;margin-left:84.4pt;margin-top:6.55pt;width:298.55pt;
height:156.95pt;z-index:251658240;visibility:visible;mso-wrap-style:square;
mso-wrap-distance-left:9pt;mso-wrap-distance-top:0;mso-wrap-distance-right:9pt;
mso-wrap-distance-bottom:0;mso-position-horizontal:absolute;
mso-position-horizontal-relative:text;mso-position-vertical:absolute;
mso-position-vertical-relative:text'>
o:title=""/>

Yeni hesaplama yöntemiyle, Türkiye'de daha yüksek seyreden tarım dışı işsizliği ile genç işsizliği de düşürüldü.

TÜİK'in, işsizlik rakamları için sergilediği bu çaba da yeterli olmadı. Yıllar içerisinde ekonomideki çöküş ile birlikte yeni seriye göre açıklanan işsizlik göstergelerinde de bozulma net biçimde ortaya çıkmaya başladı.