TL’nin değer kaybı Avrupa bankalarının hisselerini düşürdü

Sabah saatlerinde doların 6,49 TL’ye, avronun ise 7,25 TL’ye kadar çıkması Avrupa bankalarının hisselerinde düşüşe yol açtı. Türkiye’nin dış borcu ağırlıklı olarak Avrupa bankaları tarafından sağlanan kredilerden oluşuyor. Avrupa ülkelerinin Türkiye'nin en büyük dış ticaret 'partneri' de olduğu düşünüldüğünde siyasi iktidarın bir kez daha 'birlikte batma' tehdidine…

soL

Türkiye’nin 2017 sonunda 224 milyar dolar olan orta-uzun vadeli dış borcunun 49 milyar doları bankacılık sektörü olmak üzere 184 milyar doları özel sektöre ait. Özel sektör borcunun önemli bölümü Avrupa bankalarından sağlanan borçlardan oluşuyor. Dolar/TL’nin 6,49’a, avro/TL’nin 7,25’e ulaştığı saatlerde Türkiye riski taşıyan Avrupa bankalarının hisselerinin düştüğü, “TL krizi”nin Avrupa’ya yayılması kaygılarından hareketle avronun da dolar karşısında değer kaybettiği görüldü. Hem bankaların döviz borcu hem de özel sektör döviz borcunun karşılığı ağırlıklı TL gelir ve varlıklardan oluşuyor, döviz kurundaki her artış borçların ödenmesini zorlaştırıyor. Aynı zamanda borçların yeni borçlarla ödenmesi de artan borçlanma maliyetleri nedeniyle güçleşiyor. 

AKP iktidarının Türkiye’nin dış borç stokunun yarattığı risk konusunda olası bir çöküşün Avrupa bankacılık sisteminde yaratacağı yıkıma “güvendiği”, özellikle kaynak girişinin devamında bu tedirginliğe “oynandığı” da görülüyor. Nitekim ABD ile yaşanan gerilimin ortasında Almanya’nin doğrudan müdahalesi olarak değerlendirilen “ziyaret trafiği” netleşmiş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ziyaretinin arkasından Almanya Ekonomi Bakanı’nın 80 kişilik bir heyetle Türkiye’ye geleceği açıklanmıştı. Almanya Türkiye’de en fazla doğrudan yatırımı bulunan, ihracat ve ithalatta da en fazla paya sahip ülkelerden biri. Türkiye’nin ithalatındaki olası daralmanın Almanya ve Avrupa ülkelerine olumsuz etkilerinin yanısıra ihracatta artan üretim maliyetleri nedeniyle yaşanacak kayıpların da Avrupa sermayesi açısından sonuçları olacağı belirtiliyor. 

ÖZEL SEKTÖR KİME BORÇLU?

Türkiye dış borcunun dağılımına bakıldığında toplam borcun da özel sektör borcunun da yüzde 80’lik bölümünün Avrupa bankalarında sağlanan kredilerden oluştuğu görülüyor. Garanti Bankası’nın ana hissedarı BBVA, Türkiye Ekonomi Bankası’nın ana hissedarı BNP Paribas, Yapı Kredi Bankası’nın ana ortaklarından Unicredit’in Türkiye risklerinin sağladığı kaynaklardan daha fazla olduğu ve söz konusu bankaların hem kendi ülkeleri bankacılık sektörü hem de Avrupa bankacılık sistemindeki etkilerinin de yüksek olduğu da dikkat çekiyor. 

 

TÜRKİYE'DE FAALİYET GÖSTEREN AVRUPA BANKALARININ HİSSELERİ DÜŞTÜ

Financial Times haberine göre dolar/TL’nin 6,49’a kadar yükselmesinin ardından İspanyol Bankası BBVA'nın hisseleri açılışta yüzde 3,8, Fransız BNP Paribas yüzde 2,6, İtalyan UniCredit yüzde 3,7, Hollanda bankası ING'nin hisseleri yüzde 2,1, HSBC'ninki ise yüzde 0,5 geriledi.

Avrupalı bankalar birkaç gün önce açıkladıkları ikinci çeyrek bilançolarıyla birlikte Türkiye'deki operasyonlarının net kâra etkisinin yüksek olmadığını ifade etmişlerdi.

FT'de yer alan haberde bünyesinde banka denetleme organı barındıran Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) Türkiye'de faaliyet gösteren Avrupalı bankalar hakkında endişe ortaya koyduğu ifade edildi.

Konuya yakın iki kaynağa dayandırılan haberde, ECB'nin birkaç aydır Avrupalı bankaların Türkiye pozisyonlarını izlemeye aldığı ifade edilerek "(denetim organı) henüz durumu kritik olarak görmüyor. Ancak özellikle İspanya'dan BBVA, İtalya'dan UniCredit ve Fransa'dan BNP Paribas'ın Türkiye'de varlıkları olduğu için özellikle risklere daha açık görüldüğü" belirtildi.