Tavuk yumurtadan, peki yumurta kimden?

Emekçi halkın kırmızı ete alternatif zorunlu protein kaynağı yumurta fiyatlarında yüzde 80 artışın gündeme gelmesi bu işte bir bit yeniği olduğunu düşündürüyor. Okurlarımız için 2003'ten bu yana üç değişkenin endeksini karşılaştırdık.

Nevzat Evrim Önal

Tayyip Erdoğan ve AKP sözcüleri kriz var mı, yok mu tartışadursun; emekçiler bakkala, markete ya da pazara her gittiklerinde yeni zamlarla karşılaşıyorlar. Son olarak İstanbul Yumurta Üreticileri Toptancıları ve İş Adamları Derneği (İSTYUMDER) Başkanı Necati Yıldırım bir açıklama yaparak, ithal girdilerden dolayı ambalaj maliyetlerinin artması dolayısıyla fiyatlara ciddi oranda zam yapılabileceğini söyledi.

1 Temmuz’dan bu yana zaten yüzde 30'dan fazla zamlanmış olan yumurtaya daha ne kadar zam yapılabileceği anlaşılamazken, bu kez de Yumurta Üreticileri Merkez Birliği (YUMBİR) Başkanı İbrahim Afyon'dan açıklama geldi. Yıldırım'ın açıklamasını yalanlayan Afyon, ambalaj maliyetlerinin "devede kulak" olduğunu, esas sorunun ise üretici fiyatı 45 kuruş olan yumurtanın perakende fiyatının 85-90 kuruşa çıkması olduğunu ifade etti.

KORKUNÇ FİYAT ARTIŞI

Ne var ki, Afyon'un açıklamasının devamında ifade ettiği fiyatlar, durumun ne denli vahim olduğunu gösteriyor. Afyon’un aktardığına göre, yılbaşında üretici fiyatı 25 kuruş olan büyük boy yumurtanın üretici fiyatı şu an 45 kuruşa yükselmiş durumda. Bu, yüzde 80 fiyat artışı anlamına geliyor. 

1 Ocak'tan bu yana Dolar kurunun kendisi dahi bu kadar artmadığı için, bu işte bir bit yeniği olduğunu düşündük ve okurlarımız için 2003'ten bu yana üç değişkenin endeksini karşılaştırdık. 

Grafikte, tüketici fiyatlarının (TÜFE), ABD Dolarının ve Türkiye İstatistik Kurumu'nun derlediği verilere göre adet yumurta fiyatının 2003 yılı baz alınmış biçimde endekslenmiş halini görüyorsunuz. Görüldüğü üzere, adeta kendisine Tüketici Fiyat Endeksini bir "alt sınır" olarak gören yumurta fiyatı, on beş yıl boyunca ikisini de geride bırakıyor ve son üç aydaki devasa kur artışına rağmen, yarışı önde tamamlıyor.

YUMBİR Başkanı Yıldırım, açıklamasında meselenin bir arz-talep meselesi olduğunu söylüyor. Ama bu konuda da iddiası, verilerle çelişiyor. 

İstatistiklere göre yıllık kişi başı yumurta üretimi 2003'ten bugüne yılda 189 adetten yılda 239 adede çıkmış durumda. Üstelik bu istatistikler 2010 yılından itibaren köy yumurtası üretimini hesaba katmıyor. Ama buna rağmen yumurtanın perakende adet fiyatı, 2003 yılında ortalama 12 kuruşken, 2017'de 45 kuruş olmuş. Şu anda ise 90 kuruşu buluyor.    

Peki, ne oluyor?

TEKEL FIRSATÇILIĞI

Hafızamızı bir tazeleyelim: AKP iktidarı boyunca yumurta, özel bir ilgi alanıydı. Bu işe ilk el atan, AKP tüccarları içinde en fırsatçılarından Kemal Unakıtan'dı. 

Tarım Bakanlığı verilerine göre, 2006'dan bu yana ticari yumurta üreticilerinin sayısı azalmaya başladı. 2006'da 1304 adet olan işletme sayısı, 2013'te 994'e kadar düştü, ama bu arada yumurta üretimi yüzde 40 (11,7 milyar adetten 16,5 milyar adede) arttı. Yani sektör bu süre zarfında ciddi biçimde tekelleşti.

Ne olduysa bu yüzden oldu. 2010 yılından itibaren yumurta fiyatları hızla yükselmeye, daha doğrusu yükseltilmeye başladı. Emekçi halk için kırmızı et giderek daha ulaşılamaz hale geldiği ve yumurta en temel protein kaynağı olduğu, yani kısacası halk yumurta tüketmeye mecbur olduğu için (ekonomi biliminde buna "esnek olmayan talep" deniyor, fiyat yükselse de insanlar tüketimden vazgeçemiyor), tekelleşmiş yumurta üreticileri fiyatlara yüklendiler. Tanesine 20 kuruş veren, 25 kuruş da verirdi. 25 veren, 30 da verirdi. Böyle böyle fiyat 45 kuruşa kadar çıktı. Bu artış, doğal olarak başka fırsatçıları da sektöre çekti ve 2006-2013 arasında 1304'ten 994'e düşmüş olan işletme sayısı, dört yılda bir kattan fazla artarak 2.053'e yükseldi.

Ve şimdi, utanmadan, "maliyetlerimiz çok yükseldi" diye zam yapmaya hazırlanıyor, belli ki panik içindeki hükümetten birileri arayıp uyardığı için "yok yanlış bakmışız, yılbaşına kadar zam yapmayabiliriz" diyorlar.