ŞPO: Balçova'nın en değerli arazileri parça parça sermayeye peşkeş çekildi!

İzmir'in Üçkuyular semtinde Balçova Vergi Dairesi alanını "ticaret ve turizm alanı"na dönüştüren plan değişiklikleri, bilirkişi heyeti tarafından şehircilik ilkelerine, kamu yararına, imar mevzuatına ve planlama ilkelerine aykırı bulundu.

soL-İzmir

İzmir Balçova'da Üçkuyular semtinde Doğuş Grubu tarafından inşa edilen "İstinye Park AVM Projesi"ne komşu olan Balçova Vergi Dairesi alanını "resmi kurum alanı" olmaktan çıkarıp "ticaret ve turizm alanı"na dönüştüren imar değişikliği, Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi tarafından yargıya taşındı. İzmir 3. İdare Mahkemesinde görülen davada, bilirkişi heyeti, söz konusu imar değişikliğini şehircilik ilkelerine, kamu yararına, imar mevzuatına ve planlama ilkelerine uygun bulmadı.

Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, bilirkişi heyetinin raporunu kamuoyuyla paylaştı. 

"PARÇA PARÇA SERMAYEYE PEŞKEŞ ÇEKİLDİ"

Oda tarafından yapılan açıklamada şu hususlara dikkat çekildi:  

  • Geldiğimiz süreçte davaya konu alanında içinde bulunduğu bölge kamuoyuna çeşitli dönemlerde yansımış birçok problemli konuyu içermektedir. Bunlar, kamu alanının parsel parsel 1998 yılından başlayarak imar planı değişikliği ile ticaret alanına dönüşmesi, ardından arsalarının satışının gerçekleştirilmesi, satışı gerçekleşen arsanın üzerine, çevresine büyük alt yapı sorunu getirecek AVM ve otel inşaatının başlaması, sonrasında halkın yoğun olarak kullandığı ulaşılabilirlik açısından önemli bir noktada yer alan Üçkuyular pazar yerinin ve semt garajının alandan taşınması, son olarak da 23 Aralık 2015'te inşaat ihalesi gerçekleştirilmiş ve inşaat karşılığı satışı gerçekleştirilmiştir. Sonuç olarak farklı dönemler içinde Balçova ilçesindeki en büyük ve en değerli kamu alanı parça parça sermayeye peşkeş çekilmiştir.
  • Henüz davası sürmekte olan Vergi Dairesi‘nin mülkiyeti, önünde yer alan alışveriş merkezi inşaatı gerçekleştirilen ticari alan ile birleştirilmiş, bu ticari alanın inşaatı için çevrilen şantiye alanının içerisine alınmış ve ne yazık ki yıkımı gerçekleştirilmiştir. Ancak yukarıda bizleri ümitlendiren bilirkişi raporu sonucunda bugüne kadar yapılan bütün uygulamaların yanlış olduğu ortaya çıkmaktadır. Bilimsel rapor imar planın iptal edilmesini gerekli kılmakta alanın yeniden kamusal kullanıma açılmasını ortaya koymaktadır.
  • Yıllar içerisinde dava konusu alan ile birlikte AVM ve otel inşaatının kamu arazisi olan komşu parsellerinin de satılması ile halkın mağduriyetine yol açılmış, bölge halkının yaşam alışkanlıkları yok edilmiş, halkın ihtiyaçları için ayrılan bu bölgedeki hizmetler uzak alanlara taşınarak bölgedeki insanların kamu kaynaklarına erişilebilirliği kısıtlanmış ve kentin bütününe etki edecek telafisi ileride mümkün olmayacak önemli altyapı sorunlarının yaşanmasına yol açılmıştır. Öyle ki önemli bir raylı sistem güzergahı olan Üçkuyular metro istasyonuna yürüme mesafesinde bulunan bu alanın geçmiş yıllarda kamu alanı olarak planlanması tüm halkın bu alanlara rahat erişebilmesi amacını taşımakta iken, yıllar içerisinde bu alanın kamu alanından çıkarılarak özel mülkiyete geçirilmesi İzmir halkına karşı işlenen bir kent suçudur. Böylece kamu kaynakları halkın ihtiyaçları için değil sermayenin çıkarları için kullanılmıştır.
  • Tüm bu süreçte halkın ihtiyaçlarını gözardı eden merkezi ve yerel idarelerin kararları sonucunda yaşanan en çarpıcı örnek; Karayolları tarafından viyadük altlarına güvenlik gerekçesiyle bugüne kadar kentin hiçbir yerinde hiçbir kullanıma izin verilmezken, Karayolları Bölge Müdürlüğü‘nün olumlu kararı ile Üçkuyular Pazar yeri Balçova viyadüğü altına taşınarak yüzlerce insanı bu alana hapsetmiş, can ve mal güvenliğini tehlikeye atılmıştır.
  • Bizler, bölgenin kamusal kullanım niteliğini ortadan kaldırarak ranta açık hale getirilen, kamu hizmetlerine erişimi kısıtlayan, kamu kaynaklarını halkın ihtiyaçları için değil sermayenin çıkarları için kullanılmasına yol açan, yaşayanların yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayacağı kentsel açıklıkları yok ederek çevresel zararlar doğuracak bu tür noktasal plan değişiklikleri ile kent bütününe yönelik geri dönüşü imkansız sonuçlar doğuracak müdahalelere karşı Odamız olarak mesleki sorumluluğumuz gereği mücadelemizi sürdüreceğimizi ve bugüne kadar alanda yürütülen peşkeş politikalarına başından beri neden olan tüm yerel ve merkezi yöneticileri kamuoyuna hesap vermeye ve halkın mağduriyetini bir an önce çözmeye davet ettiğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.