Soma işçi katliamı davasında 22'nci duruşma: Adalet arayışı sürüyor

Manisa'nın Soma ilçesinde 301 maden işçisinin yaşamını yitirdiği maden katliamına ilişkin davanın 22'nci duruşması bugün Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülüyor. Kararın haftaya açıklanabileceği ifade edildi.

Manisa'nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 yılında 301 madencinin yaşamını yitirdiği katliamla beşi tutuklu 51 sanıklı davanın 22'nci duruşması görülmeye başlandı.

Ceza davasının 22'nci duruşması, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor. Duruşma öncesinde ölen işçilerin ailelerinin ve yakınlarının da katılımıyla duruşma öncesi bir yürüyüş düzenlendi. Akhisar eski istasyon önünde toplananlar duruşma salonu önüne kadar yürüdü. Topluluk, yol boyunca ölen madencilerin isimlerinin de yazdığı "Unutmadık, unutturmayacağız" yazılı pankartları taşıdı. Yürüyüşe katılanlar, "301'in hesabı sorulacak", "Anaların gözyaşı katilleri boğacak", "Kaza değil cinayet, kader değil katliam", "Soma'nın ateşi AKP'yi yakacak", "Gün gelecek devran dönecek katiller halka hesap verecek" sloganları attı.

'AÇIKLANAN MÜTALAA, SUÇLULARA ÖDÜL NİTELİĞİNDE' 

Grup adına basın açıklamasını yapan Soma 301 Madenciler Sosyal Yardımlaşma Derneği üyesi ve katliamda yaşamını yitiren işçi Uğur Çolak'ın babası İsmail Çolak, şunları söyledi:

"Bugün burada 49 aydır süren acı ve öfkenin varsa hukuksal bir karşılığı artık görmek istiyoruz. Adalet istiyoruz, adalet için toplandık. Seçimlere günler kala mitingde vaatlerde bulunanlara inat, emeğin ve alın terinin anlamını biz biliriz. Bu işi birlikte tamamlamak için toplandık. Biliyoruz ki davamızın son sürecine geldik. Bir yıl boyunca beklediğimiz mütalaa suçlulara ödül niteliğinde açıklandı. Artık karar duruşmasına yaklaştığımız şu süreçte, inatla ve inatla bu salonda olacağımızı ve sanıkların yüzlerine baka baka adalet diye haykıracağımızı bir kez daha söylüyoruz. Dost ve düşman iyi bilsin ki bu dava bizi çocuklarımızı ve eşlerimi geri getirmeyecek. Ama dava sonucu her iş cinayetinde emsal teşkil edecek patron ve işçi kanı ile büyüyecek bir Soma, bir Ermenek, bir Şirvan daha yaşanmayacak. Mücadelemiz bunu içindir."

Basın açıklamalarının ardından duruşmaya katılmak isteyen avukatlar ve madenci aileleri, polis kontrolünden geçip, duruşmanın görüldüğü mahkeme salonuna girdi.

İŞÇİ AİLELERİNİN TUTUKLU AVUKATI CEZAEVİNDEN DİLEKÇE GÖNDERDİ

Duruşmada, ilk olarak tutuklu avukat Selçuk Kozağaçlı'nın cezaevinden göndermiş olduğu savunma dilekçesi okundu. Kozağaçlı, dilekçesinde savcılığın mütalaasında işveren ve işveren vekillerinin tüm kusurlarını sıralayıp ardından, "Olası kastla birden fazla kişinin ölümüne sebep olunduğunu" görmediğini ve cezalandırmanın, "Bilinçli taksirle" yapılmasını istenmesinin cezasızlık uygulanmasıyla eş değer olduğunu ifade etti. 
 
Dilekçede Kozağaçlı, "Savcı kast ve taksirin ayrılması için kullanılacak ölçütün 'neticeyi isteme(me)k; razı olmak, olursa olsun inşallah olmayacak demek, olmaz canım bir şey diye düşünmek, Allah'ım lütfen olmasın diye dua etmek' türünden sübjektif bir ayrıma dayanarak halledebileceğini sanmaktadır. Cevap arka arkaya üç tane şişirme genellemeyle geliyor; 'hayatın olağan akışına aykırı, kimse bedelini görebileceği kusurlu davranışta sebat etmez, sonuçları hafifletmek için cansiperane uğraşmış bu basit nedamet olamaz. Başka? Yok. İçsel bir davranış olan ihmalle mi, yoksa bir hedefi, iradesi, bilinci olan, dışsal bir davranış kabul edilen ihmali eylemle mi gerçekleştiğini inceleriz. İşveren galeriyi yapmayı unutsaydı yahut dikkat ve özen göstermeyerek kusurlu kazsaydı, taksir konuşurduk. Eğer savcılık galerinin iradi bir biçimde, para harcamamak için kazılmadığına kanaat getirdiyse taksirden söz edemez. TCK'nin 83. maddesini iş cinayetlerinde görmezden gelmek, hiç böyle bir madde yokmuş gibi davranmak şeklindeki kusurlu davranışınızda daha ne kadar sebat etmeyi düşünüyorsunuz? Malum kusurlu davranışta sebat mümkün değildir" ifadelerine yer verdi.

‘SAVCILIK DEĞERLENDİRMESİ HUKUK SKANDALIDIR'

Ardından söz alan avukat Can Atalay da savcılık mütalaasında bahsedildiği gibi "Bilinçli taksir" olamayacağını, aksine "Olası kastla" cezalandırmanın yapılması gerektiğini belirtti. Mütalaadaki eksik ve çelişkili hususlara dikkat çeken avukat Nergiz Tuba Aslan da  mütalaanın subjektif bir değerlendirme olduğunu söyledi. Aslan, "Biz hala katliam olduğunu düşünüyoruz. Bunu hamaset olarak söylemediğimizi de kanıtladık. Tarihsel bir karar vereceğinizin eminim ki farkındasınızdır. Özellikle; tayinle gelmiş olmanız nedeniyle de zorlukla karşı karşıyasınız. Ancak şunu bilin ki; bu mütalaanın bir bütünlüğü yok" dedi.

Olgusal anlatımlarla ilgili kaygı taşıdıklarını ve mütalaada doğru tespitlerin olduğunu vurgulayan Aslan, mütalaaya dair "Bu tespitlere rağmen bu değerlendirme bir hukuk skandalıdır. Kanundan ve sözleşmeden kaynaklanan garantörlük yükümlülüklerini ihmal etmişlerdir. TCK'nın 83.maddesi uygulanmalı ve ailelerin adalet beklentisi karşılanmalıdır" ifadelerini kullandı.

Avukat savunmalarının ardından savcılık makamı, mütalaasını tekrarladığını belirterek, mütalaaya göre cezaların verilmesini istedi. Mahkeme, duruşmaya bir saat ara verdi.

Aranın ardından duruşma, sanıkların mütalaaya karşı savunmaları ile devam edecek.

KARAR HAFTAYA AÇIKLANABİLİR

Verilen arada adliye önünde açıklama yapıldı. Avukat Can Atalay, davada karar aşamasına gelindiğini belirterek, kararın önümüzdeki hafta verilebileceğini söyledi. Önümüzdeki hafta demokratik kamuoyunun Akhisar'da olması gerektiğini vurgulayan Atalay, Soma Davası'nın kaderinin bir avuç avukat ile ailelerin sırtına yüklenemeyeceğini belirtti.

DAVANIN GEÇMİŞİ

Manisa'nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014'teki maden katliamında 301 madenci yaşamını yitirdi. Katliamdan sonra başlatılan adli süreçte, aralarında Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru ile İşletme Müdürü Akın Çelik'in de aralarında bulunduğu sekiz kişi tutuklandı. Katliamın yıl dönümüne iki ay kala 2 Mart 2015 tarihinde iddianame, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. İddianamede, tutuklu sekiz kişi için "olası kastla öldürme" suçundan 301 kez 20-25 yıl, "neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama" suçundan 162 kez 2-6 yıl hapis cezası istedi. Tutuksuz 38 zanlı için de "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçundan 2-15 yıl hapis istendi; ancak bu kişilerden 25'inin cezalarının, "kusur" durumundan dolayı üçte bir oranında artırılması talep edildi. Geçen yıl 25 Aralık'taki duruşmada da tutuklu sanıklardan maden mühendisleri Hilmi Kazık ve Yasin Kurnaz, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Geçen yıl 17 Ekim'deki bir diğer duruşmada da vardiya amiri ve emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik, adli kontrol şartıyla tahliye edildi. Son bilirkişi raporundaki suçlamalardan dolayı Alp Gürkan, Hayri Kebapçılar, Mustafa Yiğit, Murat Bodur, Haluk Sevinç hakkında 'bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek'ten 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı ve bu dosya ile birleştirildi. Dava açıldığında 46 olan sanık sayısı da 51'e yükseldi.

DAVANIN TUTUKLU SANIKLARI

Cezalandırılmaları istenen sanıklardan tutuklu olan beş kişi şöyle: Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, Maden Mühendisi, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı, İşletme Müdürü Akın Çelik ve maden mühendisi Ertan Ersoy.

Tutuksuz yargılanan 46 sanığın isimleri ise şöyle: Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'nin patronu Alp Gürkan, yönetim kurulu üyeleri Hayri Kebapçılar, Mustafa Yiğit, Murat Bodur, Haluk Sevinç ile mühendisler Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Yalçın Erdoğan, Harun Güneş, Fuat Ünal Aydın, emniyet teknikerleri Mehmet Ali Günay Çelik, Ergün Yılmaz, Coşkun Derici, Necati Karadeniz ve Harun Yılmaz, Erdem Cambaz, Serkan Kocaman, Soner Günay, Ümit Şahin, Nazmicem Nesemioğulları, Hüseyin Alkan, Adem Ormanoğlu, Burhan Karabaş, Sertaç Büyükgüney, Nimetullah Uğurlu, Efkan Kurt, Mehmet Bayri, Sertan Günay, Batuhan Ünlüyol, Ozan Sezer, Erdoğan Cinoğlu, Halil Sarı, Serhat Dinç, Saltuk Alp Demir, Uğur Karabulut, Serdar Günay, Mehmet Uçgun, Ömer Değirmenci, Fahri Pançar, Olcay Erşin, Mehmet Avcı, Halil Burhan, Hüseyin Ergin, Hilmi Karakoç, Mehmet Erez ve Caner Uysal.