Siyasilerin hastanesinde, siyaset konuşmak yasak

Ankara'nın en eski özel hastanelerinden Güven Hastanesi, Meclis'in yanı başında, çok sayıda siyasinin uğrak yeri. Ancak emekçilerin mesai ücretlerini ödemeyi belirsiz bir tarihe erteleyen hastane '15 Temmuz fedailiği' dışında, siyaset konuşmayı yasaklıyor.

Haber Merkezi

Ankaralılar bilir, Güven Hastanesi kentin merkezi bir noktasında, geniş ve bol ağaçlı Şimşek Sokak’ın tam ortasındadır. Kimi kurumlarla anlaşmalı olan bu özel hastane, tahmin edilebileceği üzere emekçi halka pek hitap etmez. İsim yapmış hekimlere ulaşabilmek isteyen emekçilerin zorluklarla ve nadiren ziyaret edebildiği hastane, siyasilerinse uğrak yeridir.

Pek çok milletvekili ve bakan, Meclis’in hemen yakınındaki bu hastaneyi tercih eder. Hastanenin önündeki lüks araçlar, içeride “nüfuzlu” kimseler olduğunu gösterir. Öyle ki bazen, örneğin Cumhurbaşkanı bir hasta ziyaretine geldiyse, alçaklarda seyreden bir helikopter bile görebilirsiniz.

Bu köklü hastanenin içerideki hizmeti üreten emekçilerine özenle davrandığı ise pek söylenemez.

soL'a konuşan ve Güven Hastanesi’nde 4 yıldır çalışan sağlık emekçisi A.Ö, şartların son 1,5 yıldır dramatik şekilde kötüleştiğinden söz ediyor.

Hemşirelerin ve bakım destek personellerinin 12 saatlik vardiyalar halinde haftada 4 gün çalıştığı günlerin geride kaldığını söyleyen A.Ö; “Son 1,5 yıldır 5 gün, bazen 6 gün çalıştığımız oluyor” diyor ve ekliyor: “Üst üste tutulan nöbetler kişiyi hata yapmaya da açık hale getiriyor. Sağlık alanında bunun telafisi olmaz.”

Öte yandan mesailerin artışı, ücret politikasının iyileşmesi anlamına gelmemiş. Normal koşullarda mesai ücretlendirmesinin rutin saat ücretinin 1,5 katı olduğunu vurgulayan A.Ö, hastanede bu hakkın gasp edildiğini belirtiyor.

Güven Hastanesi patronlarının yaklaşımı, fazla mesaiyi “alacak izin” ile ödemek olmuş. Fakat bu izinler de kullandırılmıyor çünkü personel sayısı yetersiz. Alınamayan fazla mesai ücretleri ve alacak izinler, hastanenin kasasında öylece birikiyor.

A.Ö, “alacak izin” uygulamasının bir başka açıdan da hak gaspı doğurduğunu şöyle özetliyor: “Normalde fazla mesaide ücretlendirme 1’e 1,5’tur, ama izinde böyle değildir, 1 saat fazla çalıştıysan iznin de 1 saat olur, daha fazla ücret vermemek için, ‘alacak izin’ diye hiç vermeyecekleri bir izin uyduruyorlar.”

ÇOK SAYIDA EMEKÇİ İSTİFA EDİYOR

İçeride 300 saatten fazla mesaisinin biriktiğini ve akıbetinin belli olmadığını söyleyen A.Ö; “İçeride paranız kalmaz burası Güven Hastanesi diyorlar ama bu övünülecek bir şey değil ki, zaten kalmaması gerekiyor, ben çalışmışım, ne zaman öderler diye beklemek zorunda mıyım” diyor.

Hastanede bazı çalışanların mesai ücretleri ödenmiş ama kime ödeme yapılacağına nasıl karar verildiği bilinmiyor. A.Ö; "Biriken öfkeyi yavaş yavaş tahliye etmek için bunu tercih ediyorlar herhalde" diye tahmin yürütüyor.

Çalışma koşullarının zorlaşması, çok sayıda kişinin istifasına neden olmuş. “13-14 yıldır çalışan insanlar istifa ettiler” diyen A.Ö, “Çalışmak istemiyorsanız çalışmayın, dışarıda bir sürü insan var diyorlar ama hiç de öyle değil, insan bulmakta zorluk çekiyorlar” diye anlatıyor.

YILLIK ZAM ORANINI KAFALARINA GÖRE DÜŞÜRDÜLER

Sözleşmelerinde yıllık zam oranının yüzde 10 olarak belirtilmesine karşın bu yıl yüzde 7,5 zam aldıklarını söyleyen A.Ö; “Bizim haberimiz yok ama performans sistemi getirmişler ve ona göre zam yapıyorlar, böyle bir şeye imza atmadım ve performans kriterleri ne onu da bilmiyorum” diyor.

Hastanede bazı katlarda 24 hastaya bir bakım destek personeli düşüyor. Ücretlendirme ise kamu hastanelerinde aynı işi yapan kişilere nazaran daha düşük.

Hekimler de 24 saatlik çalışmanın ardından, hastanenin Çay Yolu Tıp Merkezi’ndeki acil servisinde ikinci 24 saatlerini çalışmaya başlıyorlar.

Hastaların “müşteri” pozisyonu nedeniyle, sağlık emekçisine dönük şiddet de önemsiz görülüp “idare” ediliyor. A.Ö; “Şiddeti yalnızca fiziksel şiddet olarak görüyorlar, ışığı söndür, ayağımı düzelt, saçımı ör diyen hastalara işinizin bu olmadığını hatırlattığınızda şikayet edilir ve asla haklı bulunmazsınız” diyor.

15 TEMMUZ GÜNDEMİ HARİÇ SİYASET KONUŞMAK YASAK

Çok sayıda siyasinin ziyaret ettiği hastanenin katı yasaklarından biri “siyaset konuşmak.” A.Ö bu konuda çok sık uyarıldıklarını, katlarda siyasi pozisyonlarını paylaşmama konusunda sert kurallara tabi olduklarını söylüyor.

Ancak yasak, 15 Temmuz “fedaileri” için geçerli değil. 

A.Ö; “Çalışanlar 15 Temmuz’da sokağa çıktıklarını göğsünü gererek anlatabilir ama eleştirel bir tutum alamazsınız” diyor ve gülerek ekliyor: “Ne olur ne olmaz, o sırada Cumhurbaşkanı koridordan geçiyor olabilir.”