Uluslararası Para Fonu (IMF) Direktörü'nün Türkiye ekonomisinin “aşırı ısındığı” yönündeki saptamasını değerlendiren Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, bu yıl yüzde 5,5 büyüme öngördüklerini, “aşırı ısınma” tartışmalarının anlamsız olduğunu iddia etti. Saptama cari açık ve enflasyondaki hızlı artışa dayanırken Şimşek'in yüksek büyüme oranı üzerinden yanıt vermeyi tercih etmesi dikkat çekti.

Washington’da bulunan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek IMF-Dünya Bankası “Bahar Toplantıları” ve G-20 görüşmelerini değerlendirirken IMF’nin Türkiye ekonomisine ilişkin “aşırı ısınma” saptamasına da yanıt verdi. Şimşek, bu tartışmanın Türkiye ekonomisinin yüzde 7,4 büyüdüğü 2017 yılında yapılmasının anlamlı olacağını, ancak bu yıl için yüzde 5,5 büyüme öngördüklerini, “aşırı ısınma” vardıysa geçmişte kaldığını söyledi. 

Şimşek’in, “aşırı ısınma” eleştirilerindeki esas dayanak noktası olan cari açık ve enflasyondaki hızlı artışı görmezden gelip büyüme oranı üzerinden yanıtlamayı tercih ettiği dikkat çekti.

IMF DİREKTÖRÜ NE DEMİŞTİ?

IMF Avrupa Departmanı Direktörü Poul Thomsen erken seçimle ilgili yaptığı açıklamada geçen yılki “genişlemeci politikalara dayalı büyüme”ye işaret ederek “Ekonomiyi destekleyen politikalar darbe girişiminden sonraki belirsizlik nedeniyle yerindeydi. Politika reaksiyonu bence makuldu” değerlendirmesi yapmıştı. Thomsen, “aşırı ısınma” saptamasını geçen yılın büyüme oranından hareketle değil enflasyon ve cari açıkta gelişmelerden hareketle 2018 göstergelerine dayandırmış, “para politikası sıkılaşması” tavsiyesinde bulunmuştu. IMF Direktörü’nün tavsiyesi faiz artışı anlamına geliyor. Uluslararası sermaye 25 Nisan’daki Merkez Bankası toplantısından faiz artışı yönünde bir karar çıkacağına kesin gözüyle bakıyor.