Samsun Makro işçileri direnişe devam ediyor: Biz de mi Malta'ya gidelim, poşet kadar değerimiz yok...

23 haftadır direnen Samsun Makro market işçileri, gasp edilen hakları için bu hafta da eylemdeydi.

soL - Samsun

Hakları için tam 23 haftadır eylemde olan Makro market işçilerinin pazar eylemleri sürüyor. Ellerinde meşaleler ve düdüklerle yağmur altında Cumhuriyet Meydanı’ndan yürüyüşe geçen işçiler sık sık “İşçiler burada vekil nerede”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek”, “Direne direne kazanacağız” sloganları atarak Barış Bulvarındaki Makro market önüne geldiler. 

'İŞSİZLİĞİ ÇÖZECEK ADAMLAR YANIMIZA GELSİN'

Yapılan basın açıklamasında ilk sözü alan Makro işçisi Ahmet Özeken, direnen Cargill ve Flormar işçilerinin de kazanacağını belirterek “Makro market işçisi 380’di 600 oldu, direne direne kazanacağız, başka şansımız yok. 31 Mart’ta yerel seçimler var. Bu kadar sıkıntılı süreç varken, bu kadar işten atılan insan varken o koltuğa nasıl oturacaksınız? Bu saatten sonra da hiçbir ekip yanımıza boy göstermeye gelmesin, çözüm olacak adamlar yanımıza gelsin. İşsizliği çözecek adamlar yanımıza gelsin.” dedi. 

'LANET OLSUN BU DÜZENE'

Mağdur işçilerden Mahmut Gültekin ise “Biz de mi Malta’ya gidelim? Bir poşet kadar değerimiz yok. Verin hakkımızı artık. Ya emekli edin, ya iş verin iş!.. Çocuğum üniversitede okuyor, para istiyor. Tatil olacak, dönecek, para yok. Lanet olsun bu düzene!..” diye konuştu. 

'TEK İSTEĞİMİZ HAKLARIMIZIN VERİLMESİ'

Ardından söz alan Makro işçisi Hasan Kaya “600 mağdur işçinin haberini yapmaktan korktular. Evde çoluğuna çocuğuna ekmek götürmek, kazanılmış hakları için mücadele eden biz işçiler haklı olduğumuz davayı savunmaya devam edeceğiz. Bir insan şerefi için yaşar, şerefli bir insan yalan söylemez. Mağdur insanların sırtından prim yapmaz. Biz keyfimizden bu yağmurda soğukta sokağa dökülmüyoruz. Tek isteğimiz haklarımızın bize verilmesi… Şimdi seçim zamanı, bizim kapımıza geleceksiniz. Bizim yanımıza geldiğiniz taktirde size öyle bir cevap verilecek ki, bunun farkında olduğunuz için bu meydana gelmiyorsunuz. Mağdur işçilere sahip çıkmıyorsunuz. O kadar vekil var, adaylar var; hiçbiri bizim sesimizi duyurmak için mücadele etmiyor. Er meydanı burası, siyaset yapmak isteyen önce işçilerin haklarını savunacak. Çözüm için gelmeyen hiçbir belediye başkanını istemiyoruz. Milletvekilleri milletin temsilcisi, hizmetkarı olması lazım. Ceylan koltuklarında oturup da ihale kovalamayacak, kendi çocuklarına makam mevki sağlamayacak, işçilerin haklarını savunacak. Gariban da bizi, ezilen de biziz” diyerek milletvekilleri ve belediye başkan adaylarına tepkisini dile getirdi.

'BU ÜLKENİN CEFASINI ÇEKEN BİZİZ, YÖNETECEK OLAN DA BİZ OLACAĞIZ'

Son olarak söz alan Tez Koop-İş Samsun Şube Başkanı Tarık Sayın ise “5-6 aydır yağmur çamur demeden sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Siyasilerimiz sağolsun, oturdukları koltuk çok rahat ki, bu koltuklardan kalkıp da bizim sesimizi duyma zahmetinde dahi bulunamıyorlar. Geçen hafta Ankara’daydık, Kazan’da yürüdük, Makro yöneticileri ve konkordato heyetiyle bir görüşme yaptık. Orada bize namus sözü verildi. Sizin de desteğinizle satışlar yapıldığı taktirde buradan gelecek gelirleri işçilere aktaracağız dediler. Bunu diyen kişi Şeref Songör’dü, ‘Dışarıda konuşma yaparken işçiler, şerefsiz diye bağırıyor’ diye sitem ediyordu. ‘Biz mağduruz’ diyordu. Şeref vermiş olduğu şeref sözünün arkasında duramadı.” diyerek Samsun’daki Makro markete ait mağazaları kim alırsa alsın, işçilerin haklarını vermek zorunda olduğunu vurguladı. Sayın, “İşçilerin buradan milyarlarca tutarındaki alacağı, Makro patronlarının kasalarında. Biz bunu çok iyi biliyoruz. Devletin çıkardığı yasalar sermayenin önünü açıyor, bizi de böyle sokaklara döküyor. Yeni yeni yasalarla işsizlik had safhaya çıkarılmak isteniyor. İşkur üzerinden 6 ay çalıştırdıktan sonra sokağa bırakılacak işsizler ordusu yaratılmaya çalışılıyor.  Bugün Makro işçileri, yarın sizin çocuklarınızı mağdur olacak. Önümüzde seçim var,  bütün tv kanalları seçimlere kilitlenmiş. Sokakta aç kalan, yoksul halktan söz eden yok. İnsanlar nasıl entrikalar yaparak bu seçimin altından kalkarız, bunu düşünüyorlar. İşçi sınıfı ve ezilen halklar olarak bir kez daha sesleniyoruz, kazanan biz olacağız. Bir avuç sermaye grubunun bizi yönetmesine izin vermeyeceğiz. Bu ülkenin cefasını çeken biziz, yönetecek olan da biz olacağız. Bir an önce bu düzene, bu sisteme dur dememiz gerek.” diyerek sözlerini tamamladı.