Merkez Bankası enflasyondan umudunu kesti

Merkez Bankası, enflasyondaki artışın sürmesini bekliyor. Para Politikası Kurulu, bu beklentiyi vurgulayarak 0,75 puan faiz artırdı.

Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında beklentilerin üst sınırında faiz artışına gitti, geç likidite penceresi faiz oranı 0,75 puan artırıldı. Petrol fiyatları ve kurdaki artışa bağlı olarak enflasyondaki yükselişin devam edecek olması, faiz artışının arkasındaki temel neden olarak vurgulandı.

Kararda Nisan ayı enflasyon rakamlarının beklenenden yüksek çıkacağına ilişkin ilk verilerin etkili olduğu öne sürüldü. PPK toplantısının ardından yapılan açıklamada “Enflasyon görünümünde baz etkisi ve geçici faktörlerden bağımsız, belirgin bir iyileşme ve hedeflerle uyum sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir” ifadelerine yer verildi. İfade, özellikle kur geçişkenliği ve petrol fiyatlarındaki artışın enflasyonun yüksek seviyelerde kalmasının beklendiğini düşündürttü. 

2018 başından bu yana petrol fiyatlarında dolar bazında yüzde 12, dolarda da yüzde 10 civarında artış görüldü. Petrol fiyatlarındaki artış sadece akaryakıt fiyatlarını etkilemiyor. Petrol türevi tüm ürünlere yansıyor. Kurdaki artış hem üretimdeki ithalat bağımlılığı hem de tüketim malları üzerinden enflasyona doğrudan yansıyor. Hem petrol fiyatlarındaki artışın devam etmesi bekleniyor hem de doların uluslararası piyasalarda değer kazanmaya devam edebileceği öngörülüyor.

PPK kararı sonrasında kur artışı sürdü. Artışta ABD tahvil faizlerindeki artış ve doların uluslararası düzeyde değer kazanmasının etkili olduğu belirtiliyor. 

DOLAR DALGALANMALARI
ABD’nin 10 yıllık tahvil faizleri “psikolojik sınır” olarak adlandırılan yüzde 3’ü geçti. Ocak’ta yüzde 2,4 seviyesinde olan tahvil faizlerindeki hızlı artış yeni bir kriz değerlendirmelerine de neden oluyor. Tahvil faizlerindeki artışın hisse senedi piyasalarında düşüşe neden olduğu, bir borsa çöküşünü tetikleyebileceği iddia ediliyor. Amerikan Merkez Bankası (Fed)’in faiz artırarak bu tür bir gelişmeye engel olabileceğini öne sürenler, 2008 krizi öncesi tahvil faizlerinin yüzde 5 seviyelerinde olduğunu ileri sürenler de mevcut. 

Ancak bu gelişmelerle birlikte dolar endeksinde de artış yaşanıyor. Doların avro başta olmak üzere diğer paralar karşısında değer kazanması, özellikle son aylarda yaşanan dalgalanmalar, uluslararası düzeyde oynaklıkların artmasına yol açıyor.