Merkez Bankası enflasyon değerlendirmesi: Her şey birden çalıştı

Enflasyonun maliyet artışları kaynaklı mı yoksa talebin güçlü olmasından mı kaynaklandığı tartışılıyor. Merkez Bankası'nın yaptığı değerlendirmede tüm etkenlerin bir arada çalıştığı değerlendirmesi yapıldı.

soL

Dün Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Haziran ayı enflasyon verileri sonrasında beklentilerin üzerindeki artışın nedenleri tartışılıyor. Siyasi iktidarın seçim öncesi talep artışını körükleyen "genişlemeci" politikalarının enflasyon artışında temel etken olduğunu savunanlara karşı esas güçlü etkinin kur ve petrol fiyatlarındaki artışın yansımalarına bağlı olarak maliyetlerde görülen artıştan kaynaklandığını öne sürenler de bulunuyor. Merkez Bankası'nın bugün yayınladığı "Haziran Ayı Fiyat Gelişmeleri" başlıklı aylık enflasyon değerlendirme raporunda tüm etkenlerin birlikte çalıştığına işaret edilirken maliyet unsurlarının daha baskın olduğunu, ancak talep yönlü etkilerin de bulunduğu değerlendirmesi yapıldı.

Merkez Bankası raporunda, Haziran ayında tüketici fiyatlarının yüzde 2,61 arttığını ve yıllık enflasyonun 3,24 puan yükselerek yüzde 15,39’a çıktığını hatırlatarak, çekirdek göstergelerin yıllık enflasyonları ve ana eğilimlerinin kayda değer bir biçimde yükseldiğini bildirildi. Raporda enflasyondaki artışın alt gruplar geneline yayıldığı belirtilirken şunlara değiniliyor:

"Enflasyondaki yükselişe en belirgin katkı sebze ürünleri öncülüğünde işlenmemiş gıda grubundan gelmiştir. Bu dönemde enerji enflasyonundaki yukarı yönlü seyir sürmüştür. Döviz kuru gelişmelerine bağlı olarak başta beyaz eşya ve otomobil olmak üzere dayanıklı tüketim mallarında yüksek oranlı fiyat artışları kaydedilmiştir. Türk lirasındaki değer kaybı, ithal içeriği yüksek diğer temel malların yanı sıra bazı hizmet gruplarını da olumsuz etkilemiştir. Bu dönemde hizmet enflasyonunda genele yayılan artışlar izlenmiştir. Bu gelişmede maliyet unsurlarının yanında, talep yönlü etkiler de hissedilmiştir. Bu çerçevede, çekirdek göstergelerin yıllık enflasyonları ve ana eğilimleri kayda değer bir biçimde yükselmiştir."

MALİYET Mİ TALEP Mİ?

Siyasi iktidarın 24 Haziran seçimleri öncesi gündeme getirdiği teşvikler ve faiz indirimleriyle talebin güçlü seyrettiği, bu durumun enflasyonu tetiklediğini, enflasyonda ana nedenin "genişlemeci" politikalar olduğunu öne sürenlere karşı kurdaki ve emtia fiyatlarındaki artışların üretim maliyetlerine yansıdığını ve esas etkenin maliyet yönlü gelişmeler olduğunu söyleyenler de mevcut. Ancak her iki yaklaşım da esas olarak Türkiye ekonomisinin yapısına ilişkin kısıtlara işaret ediyor. Sanayi üretim başta olmak üzere ekonominin ithalat bağımlılığının yüksek olması, devasa döviz bazında borç stokuyla birlikte dikkate alındığında hem maliyet hem de tüketim kanallarından fiyat artışlarını besleyen bir tablo ortaya çıkarıyor. Merkez Bankası raporunda da ihtiyatlı bir dille ifade edildiği gibi "her şeyin birlikte çalıştığı" bir tablo söz konusu.