McDonald’s gibisi yok: Vitrinde gökkuşağı, mutfakta taciz!

McDonald’s “Cinsel tacize karşı sıfır tolerans” ilkesini vitrininde dev burgerlerinin yanında gururla sergilerken, McDonalds’a yöneltilen ve sayısı gittikçe artan “cinsel taciz” suçlamaları, sömürü devinin vitrin arkasının hiç de sergilendiği gibi olmadığını bir kez daha gözler önüne seriyor.

Halim Banazlı

Geçtiğimiz Haziran ayında McDonald’s , Onur Haftası için hazırladığı gökkuşağı kutularını piyasaya sürmüştü. Peki vitrinin arkası da vitrin kadar renkli mi? Yoksa, McDonald’s da, LGBT'leri çatıdan atan IŞID’e silah ve mühimmat gönderdikten sonra Onur Yürüyüşünde, yüzünü gökkuşağına boyayarak, gülümseyerek objektiflere oynayan kirli liberal siyasetin gülen yüzü, Kanada başbakanı Justin Trudeau gibi “gösteri zamanı”nı kaçırmak mı istemedi?

Kapitalistleri de, liberalleri de gayet iyi tanıyoruz. Haliyle sömürünün palyaçosu McDonalds’ı da... 

Rewire’ın haberine göre, geçtiğimiz günlerde, La’Ray Reed isimli bir trans kadın McDonald’s’ı cinsel tacizle suçladı. Reed, “Başlarda, her zaman karşılaştığımız gibi, ısrarcı bir sözlü tacizdi. Fakat şimdi, fiziksel tacize döndü” dedi. 

 La’Ray Reed, psikolojik destek almayı sürdürdüğünü söylüyor.

Reed, kulaklığında patronunun gürleyen sesini duyduğunda McDonald’s’ın Detroit’te bulunan şubesindeki işindeydi. Patronunun sesi, “Arkadan yoklamalısın, önden hissedemezsin” diyordu. Tam o sırada, Reed durumun farkına bile varmadan, çalışanlardan biri patronun emrini yerine getirerek, Reed’in kadın mı erkek mi olduğunu anlamak adına, elleriyle onu taciz etti. 

Bu taciz vakası, geçtiğimiz ay, yani LGBT Onur Ayı içerisinde, Reed’in McDonald’s bayilik sahibi ve ana şirketine karşı hazırladığı bir insan hakları dava dosyasında “ekstrem cinsel taciz” ve “iş yerinde ayrımcılık” başlıklarına örnek olarak yer aldı. Dava dosyası, bayiyi ve şirketi, trans kadının insan haklarını suistimal etmek ve kadın devam etmekte olan cinsel tacizi ve ayrımcı tutumu şikayet ettiğinde onu hukuksuz bir şekilde işten atmakla suçluyor.

MCDONALD'S İÇİN İLK DEĞİL

Reed, yaşadığı olayı anlatırken, “Ben bir transeksüelim fakat daha evvel böyle bir durumla, özellikle de işyerimde, mücadele etmek durumda kalmamıştım” dedi. Aktardığına göre, bu tacizler ve ayrımcı tutum 2015 Nisan ayında işe alındıktan hemen sonra başladı. Dava dosyasında da belirttiğine göre, tacizler hakkındaki şikayetleri ise dikkate alınmadı. 

 (Görseli, Twitter hesabında da kullanmışlardı)

LGBT aktivistleri, bunun McDonald’s’a yöneltilen ve özellikle LGBT'lere yönelik yaygın cinsel taciz, istismar ve ayrımcılık suçlamalarının son halkası olduğunu belirtiyorlar. 

Dava dosyasında aktarılan olaya göre, Mayıs ayında Reed, McDonald’s’ın arabaya servis penceresinde çalışırken, şube yöneticilerinden bir tanesi, “Kadın mısın erkek misin, her ne isen, çekil o pencereden” diye bağırdı. Bu olayın ardından ise Reed arka tarafta çalışmakla görevlendirildi. 

Dava dosyasında geçen bu gibi taciz ve istismar vakaları Reed’i intihara teşebbüs etmeye kadar sürükledi: “Bir sürü ilaç almalıyım, uykuya dalmalı ve bir daha uyanmamalıyım; böylelikle, her şey çok daha iyi olur diye düşündüm. Çünkü o zaman trans olmayacaktım ve McDonald’s’da maruz kaldığım olayları daha fazla yaşamak zorunda kalmayacaktım.”

En sonunda, Reed öne sürülen taciz ve ayrımcılık şikayetlerini şube sahibine ve şirket müdürüne bildirdiğinde kovuldu. Kovulduğu gün, 16 sentlik bir maaş çeki aldı. 

McDonald’s sözcülerinden biri, bir e-mail bildirisinde, şirketin “her çalışanı için refah ve adil muameleye adanmış olduğunu ve her tür ayrımcılığın değerleriyle tutarsız olduğunu” söyledi.

Bu olay, LGBT'lere yönelik nefret suçlarının artmakta olduğunun kanıtlarından biri. Orlando Pulse Gece Klübü’nde yaşanan katliam, ABD tarihindeki en kanlı toplu katliamlardan biriydi. Bunlar olurken, şehirler ve eyaletlerdeki kanun koyucular ise, lavabo ve diğer hizmetlerin kullanımının LGBT'lere yasak ve hatta suç ögesi haline getirmek için çabalıyorlar.

MCDONALD'S'IN TACİZ DOSYASI KABARIK, ONLARCA RESMİ ŞİKAYET VAR

Bu habere göre, geçtiğimiz yıl içerisinde, McDonald’s bayilerinde yaşanan cinsel taciz ve ayrımcılık konusunda onlarca resmi şikayet dilekçesi yazıldı. Kansas’ta bulunan McDonald’s şubesinde çalışan bir işçi, bir yöneticiyi, iş esnasında yaralandığında “Sen eşcinselsin, HIV taşıyor olabilirsin” diyerek ilk yardım malzemesi bulmasına yardım etmeyi reddetmekle suçladı.  Miami McDonald’s şubesinde çalışan bir emekçi ise, patronunu onu sürekli sözlü ve fiziksel olarak taciz etmekle suçladı. Bu işçi başka bir şubeye geçiş talep ettiğinde ise talebi reddedildi ve ücreti ile çalışma saatleri kesildi. Milwaukee’deki McDonald’s şubesinde çalışan bir işçi ise, patronlarının onun bir kız arkadaşı olduğunu öğrenmesiyle başlayan ve sürekli devam eden sözlü ve fiziksel tacizlerini bildirdi.  

Pride at Work  isimli bir LGBT hakları hukuk örgütünün başkanı Jerame David “McDonald’s, işçilerine yönelik taciz ve ayrımcılık kayıtlarını bir patates kızartması kutusu ve yürüyüşle temize çıkaramaz” dedi.