Lüleburgaz Doğa Koleji emekçileri kötü çalışma koşullarını ve mobbingi anlatıyor

Lüleburgaz Doğa Koleji emekçileri işyerindeki kötü çalışma şartlarını ve mobbingi Patronların Ensesindeyiz Dayanışma Ağı'na anlattı.

soL - Patronların Ensesindeyiz

Ülkenin birçok yerinde emekçilere yönelik hak gasplarıyla gündeme gelen Doğa Koleji'nin Lüleburgaz'daki şubesinde çalışan emekçiler, Patronların Ensesindeyiz Dayanışma Ağı'nın sorularını yanıtladı.

Emekçiler işyerindeki kötü çalışma koşullarını ve uğradıkları mobbingi anlattılar.

Bütün yıl boyunca ülkenin birçok yerinde Doğa Koleji emekçilerinin hak gasplarına dair haberler okuduk. Bu durum Lüleburgaz şubesinde hissedildi mi? Yıl boyunca özellikle ücretler konusunda bir sorun yaşandı mı ?

Birçok defa hissettik. Doğa Kolejlerine dair geçen yıl okuduğumuz birçok şey başımıza geldi. Maaşlarımız Ekim ayından Haziran ayına kadar yalnızca 3 ay gününde yattı. Diğer aylarda iki haftanın üzerinde gecikmeyle yatırıldı. Maaş gecikmeleriyle ilgili muhasebe biriminin “maaşlarınız en kısa sürede hesaplarınıza yatmış olacaktır” mesajı dışında üst yönetimden hiçbir açıklama yapılmadı. Sözleşmenin bir nüshasını vermeleri gerekirken vermediler. Sözleşmede zam oranının enflasyon oranına göre belirleneceği maddesi olmasına rağmen ekim ayında zamlı yatırılan maaşlardaki zam oranının, enflasyon oranının yarısından bile az olduğunu gördük. Bu konuda yönetim açıklama yapmadı. Hakkını arayan öğretmenlerden kriz bahane edilerek anlayış beklendi.

'KARNE GÜNÜ İŞLERİNE SON VERİLDİ'

Sene sonu sözleşme döneminde neler yaşandı?

Bizlerle yani öğretmenlerle, ısrarla belirtmemize rağmen haziranın ikinci haftasına kadar sözleşme yenileme görüşmeleri yapılmadı. Haziranın ikinci haftasından sonra yönetim, öğretmen arkadaşlarımızın bir kısmıyla görüşüp onların düşüncelerini pek dikkate almadan kendi çıkarlarına uygun şekilde sözleşme yeniledi. Sözleşmesi yenilenmeyen öğretmen arkadaşlarımız hiçbir açıklama yapılmaksızın karne gününe kadar bekletildi. Karne günü öğretmenin haklı bir gurur ve mutluluk duyduğu en önemli günlerden biridir. Mezun ettiği öğrencileriyle vedalaşırken buruk bir sevinç yaşadığı gündür. Tüm bu yüce değerlerden, hislerden habersiz yalnızca işletmeci kafasıyla düşünen yönetim, bu anlamlı günde hiçbir açıklama yapmadan aldığı kararla 15-16 öğretmenin önüne istifa dilekçesi koyup haklarından feragat ettirerek işlerine son verdi. Bu işten çıkarılmalar yaşanmadan önce okul yönetimi baskıdan ve açıklama yapma sorumluluğundan kaçmak için okuldan ayrıldı.

'AĞIR BİR BASKI ALTINDA ÇALIŞIYORUZ'

Özel okullarla ilgili en çok şikayet edilen durum çalışma şartları ve mobbing oluyor. Lüleburgaz Doğa Koleji'nde şartlar ne durumda?

Çok ağır bir baskı altında çalışıyoruz. Çünkü hiçbir güvence yok ve işsiz kalma korkusu yaşayan emekçilere her şeyi dayatma derdindeler. Kurum içinde statüsünü anlayamadığımız, patrondan sonra ikinci söz sahibi, kademe müdürlerinden yetkili bir yönetici var. Eğitimle ve eğitimcilikle uzaktan yakından ilgisi olmadığını düşündüğümüz bu yönetici, işler istediği gibi gitmediğinde yeri geldiğinde kademe müdürlerini, öğretmenleri, yeri geldiğinde halkla ilişkiler personelini, güvenlik görevlisini, servis şoförünü azarlama hakkını kendisinde görüyor. Bu kişiyle yıl içinde yaşadığınız herhangi bir anlaşmazlık yıl sonunda işinizden olmanıza sebep olabiliyor. Ayrıca açıkça emeğimizin gasp edildiği bir olay daha var. 12–13 Ocak hafta sonu yapılan Doğa Koleji bursluluk sınavında tüm öğretmenler ve çalışanlar görevli olarak okula çağrıldı ancak hiçbir emekçinin mesai ücreti ödenmedi ve açıklama da yapılmadı. Göz göre göre emek hırsızlığı yapıldı.

PATRON LÜKSÜNDEN ÖDÜN VERMEZKEN EMEKÇİLERDEN 'AİLEYİZ' DENİLEREK FEDAKARLIK İSTENİYOR

İşverene yaşadıklarınızı ilettiğiniz zaman ne tepki verdiler?

Yıl içinde yapılan genel toplantılarda kurum sahibi, mesleğimizin “fedakarlık” gerektirdiğini, gecesinin gündüzünün olmadığını ve “büyük bir aile” olduğumuzu söyleyip öğretmenliğin vicdani yönünü kullanarak emek sömürüsüne bahane yaratmaya çalıştı. Tüm bu emek sömürüsünün yaşandığı süreçte patron sosyal medyada purolu fotoğraf paylaşmaktan, okul bahçesinde şahsi aracını özel temizlik şirketinden gelen temizlik personeline temizletmekten kısacası lüks yaşamından ödün vermeden yaşamaya devam etmekten kendisini alıkoymadı.

Bu yaşanan sorunlar eğitimi ne derece etkiliyor? Bu derece baskı gören ve emeği sömürülen emekçilerin durumundan veliler ve öğrenciler haberdar mı?

Öğretmenler olarak yaşadıklarımız eğitimi olumsuz etkiliyor. Biz yaşadıklarımızı kesinlikle öğrencilerimize ve velilerimize yansıtmadık ancak yaşanılan olumsuzluklar, maaşların gecikmesi, bir sonraki yıl için çalışma garantimizin olmaması bizi içten içe huzursuz ettiğinden motivasyonumuzu ve performansımızı etkiledi. Aklının bir köşesinde geçim sıkıntısı ve belirsizlikler olan hiçbir meslek sahibi mesleğini rahatça icra edemez. Eğitim emekçileri olarak bizler yaptığımız işin vicdani sorumluluğunu da hissederek hareket ettiğimizden üzerimizdeki yük daha da artıyor ve günlerimiz psikolojik gerginlikler içinde geçiyor.

Yoğun emek saldırısı yaşayan özel okul emekçilerine dair birçok haber ve direniş duyuyoruz. Özel okul emekçileri sizce neler yapmalı?

Özel okul öğretmenleri yaşadıkları haksızlıklara karşı birleşmeli ve toplu bir şekilde hareket etmeli. Özel okullarda sendikal faaliyetler yürütülemediğinden emekçiler kendi haklarını bir araya gelerek almalı ve korumalılar.