Little Caesars Pizza işçisi anlatıyor: Patronlar için sadece maliyet kalemiyiz

ABD’nin üçüncü en büyük pizza zinciri Little Caesars Pizza'nın Mersin şubelerinden biri, çalışanı işten attı, haklarını vermemek için süreci 'istifa' gibi göstermeye çalıştı. 27 yaşındaki işçi, yaşadıklarını soL'a anlattı.

Haber Merkezi

Little Caesars Pizza, ABD’nin üçüncü en büyük pizza zinciri. Şirketin, dünyanın pek çok yerinde şubeleri bulunuyor. 

ABD ve dünya çapındaki şube sayısı 6 bini bulan fast food devi 58. yılını, benzerleri gibi düşük ücret politikaları, ödenmeyen mesai ücretleri, işten atma tehdidiyle tamamlamış gözüküyor. 

27 yaşındaki işçi H.A., şirkette yaşadıklarını soL’a anlattı.

Mersin’de bulunan Little Caesars Pizza şubelerinden birinde çalışan H.A, Temmuz ayından bu yana emek verdiği işinden, sektördeki pek çok iş arkadaşının maruz kaldığı şekilde, istifaya zorlanarak atıldı. Evli ve bir çocuk babası olan H.A, geçimini sürdürebilmek için üniversiteyi bıraktığını, 4 yıldır hizmet sektöründe çalıştığını söylüyor.

Pizzacıdaki görev tanımının “vardiya müdür yardımcılığı” olduğu belirten H.A, “İşten atılma sürecim, jandarma uzman erbaş sınavlarına başvurumla başladı” diyor. 

ONLARIN İŞİ, ONLARIN PARASI...

Haftalık çalışma programında vardiya süresinin 9 saat yazdığını ancak her gün 10 saat çalıştırıldığını söyleyen H.A, sektörde bir gelecek görmediği için iş değiştirmek istemiş.

“Ortalama 7 ay çalışılıyor, giren işçiler sık sık değişiyordu” diyen H.A, gelecekte yaşı nedeniyle de bu işe devam edemeyeceğini düşünmüş.

H.A. “Çalışanların yaş ortalaması 25, hep gençler çalışıyor” diyerek, hem iş koşullarının ağırlığı hem de hitap edilen kitle nedeniyle gençlerin tercih edildiğini belirtiyor.

Sınava girmek için ücretsiz izin isteyen H.A’ya izin verilmemiş. 

Şirketin insan kaynakları sitesinde, "kendi işimizin patronu gibi çalışırız” sözlerini okuduğumuzu hatırlattığımızda H.A, “onların işinin işçisiydik, hem de her ay ortalama 40 saatlik emeğinin hakkı göz gör göre yenen” diyor.

'SİNEMA, TİYATO, BİZİM GİBİ İNSANLAR İÇİN LÜKS'

Günde 10 saat çalışan, görev tanımı dahilinde kasaya bakan ve siparişleri alan H.A, “1600 TL alıyor, her öğle yemeğinde pizza yiyor, özel günlerde de mesai ücreti almadan çalışıyordum ve sigortam 1 ay geç yatmaya başladı” diyor.

Sosyal yaşamını sorduğumuzda “Öyle bir şey yok. Çalışma saatinden dolayı zaten hiç zaman kalmıyor. Temel ihtiyaçlarımıza ayırdığımız paradan sonra da ne sinema ne tiyatro ne de bir başka faaliyete paramız kalıyor” yanıtını alıyoruz. 

Henüz 30’una bile gelmemiş genç işçi şöyle diyor: “Bunlar bizim gibi insanlar için lüks kalıyor.”

MODA TEHDİT: İŞTEN ÇIKARILAN İŞÇİ OLMAK İSTEMEZSİN'

İş değiştirmek istediğinin anlaşılmasının ardından H.A’ya işten çıkarılacağı, herhangi bir kıdem tazminatı hakkının olmadığı, ihbar tazminatının ise “elden verileceği” söylenmiş. Çünkü sürecin bir “işten çıkarma” olduğu gerçeği örtbas edilmeye çalışılmış.

“Bana verdigi 1600 TL maaşın maliyeti etkileyerek şirketi zarara uğrattığını söylediler” diyen H.A kendisine “İstifa yazmazsan biz seni çıkarırız, sonraki işe alımlarını etkiler” denildiğini aktarıyor. Piyasada pek çok sektörde olduğu gibi, H.A’ya karşı da “geçmişinde işten çıkarılmış işçi olma” tehdidi, daha sonra iş bulamayacağı, kötü referans verileceği gerekçeleriyle savrulmuş.

'PATRONLAR BİZE DEĞİL, BİZ ONLARA EKMEK VERİYORUZ'

“İşçileri maliyet kalemi olarak görüyorlar, biz onlar için sadece maliyet kalemiyiz” diyen H.A “Bu sektörde çalışanlara şunları söylemek isterim. Haftalık 45 saati geçen işletmelerde fazla mesai ücreti almadan, benim gibi kandırılarak kimsenin çalışmasını istemiyorum. Haklarını aramaktan vazgeçmesinler” çağrısını yapıyor.

H.A sektördeki iş arkadaşlarına şöyle sesleniyor: “Patronlar bize ekmek vermiyor, biz onlara kazandırıyoruz, biz onlara ekmek veriyoruz, bunun farkında olmalıyız.”