Kıdem tazminatını tırpanlayacaklar: AKP ve patronlar gasp peşinde

Referandumdan sonra patronların yaptığı reform çağrısına hükümetten hemen yanıt geldi. Çalışma Bakanı, kıdem tazminatı düzenlemesi üzerinde gelecek haftadan itibaren çalışma başlatacaklarını ve bu yıl sonuna kadar düzenlemeyi nihayetlendirmeyi hedeflediklerini açıkladı.

Kerem Aydın

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu iki gün önce yaptığı açıklama ile kıdem tazminatı düzenlemesi üzerinde gelecek haftadan itibaren çalışmaya başlayacaklarını belirtti. Müezzinoğlu referandum sonuçlarını da değerlendirdiği açıklamalarında kıdem tazminatına ilişkin yol haritasını kamuoyuna duyurdu.

Müezzinoğlu kıdem tazminatı ile ilgili düzenlemede kararlı olduklarını şu sözlerle aktadı:

“Kıdem tazminatının iki sorunlu başlığı var. Birincisi çalışanın hakları işverenin kasasında birikiyor. Bunun çok büyük sorunları var. Bazı işyerleri kapanabiliyor, bu para bir yerde ayrı olarak tutulmuyor. İşveren bunu finansman olarak da kullanıyor. İşveren diyor ki bu yükü bizim üzerimizden al. Diğer taraftan çalışanın neredeyse yüzde 75'i hiç alamıyor ya da hak ettiği oranda alamıyor. En çok mağdur olan çalışan. Biz bu mağduriyeti daha fazla görmemezlikten gelemeyiz. Kaçınılmaz olarak hakkaniyetli, güvencesi güçlü, sürdürülebilir, şeffaf olan bir fon olacak. Fon yasal güvencesiyle, şeffaflığıyla bir sistem. Önümüzdeki haftadan itibaren taslaklar üzerinden işvereniyle, çalışanıyla sendikalarıyla çalışacağız. Hak kaybının olmaması bizim de en önemli duyarlılığımız. Yüzde 70 oranında hak kaybı var, hiç alamadığı için.”

Çalışma Bakanı yaptığı bu açıklamayla, reformlara işçi sınıfının hak ve kazanımlarının tırpanlanarak başlanacağını ortaya koydu.

PATRONLAR ŞAİBEYE TAKILMADI, 'REFORM' İSTEDİ

Referandum üzerindeki şaibeler hâlâ tartışılırken, AKP'ye ilk destek yine patronlardan gelmişti. Referandum sonuçlarının ve akıbetinin ne olacağından bağımsız olarak hükümete çağrı yapan patron örgütleri, artık “yapısal reformlara konsantre olunması” gerektiğini telkin etmişti.

TÜSİAD Pazar günü yaptığı açıklamada, referandum sonucu ne olursa olsun yapısal sorunların çözümü için reformlara odaklanılmasını ve güvenceli esnek çalışma biçimlerinin geliştirilmesi istemişti. Sermayedarlar, istihdamda esnekleşmenin önündeki en büyük engellerden birisi olarak kıdem tazminatını görüyorlar.

TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ise referandumdan sonra hükümetten ve yeni sistemden sermaye çıkarına daha hızlı kararlar almasını beklediklerini vurgulamıştı: 

“Türkiye’de bir defa daha demokratik süreçler işlemiş, milli irade tecelli etmiş ve milletimiz ferasetiyle tercihini yapmıştır. Referandum sonucunda hayata geçirilecek yeni sistemle güçlenen ve hızlanacak olan yönetim şekliyle daha hızlı kararlar almak ve icraata geçirmek mümkün olacaktır. Devletteki çarkların hızlanmasını ve bunun özel sektöre olumlu yansımasını bekliyoruz. Referandum sürecinin tamamlanmasıyla önemli bir belirsizlik geride bırakılmıştır. Özel sektörümüz bundan sonra önünü daha rahat görebilecek, daha rahat risk alarak yatırım yapabilecektir.”

Sermayeden gelen bu mesajların üzerinden çok geçmeden Çalışma Bakanı'ndan, kıdem tazminatı konusunu gelecek hafta gündemlerine alacakları açıklaması geldi.

BAKAN DAHA ÖNCE SİNYALİNİ VERMİŞTİ

Bakan Müezzinoğlu, işçi sınıfının elinde kalan son kazanımlarından birisi olan kıdem tazminatına ilişkin referandum öncesi de bazı açıklamalar yaparak bu yıl içerisinde somut adım atacaklarının sinyalini vermişti. 

11 Ocak 2017 tarihinde  Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) ile Yol-İş Sendikası'nın ortak toplantısına katılan Müezzinoğlu, kıdem tazminatında tarafların tümüyle uzlaşmasını beklemeyeceklerini itiraf ederek şunları söylemişti: “Yüzde 100 hemfikir olmayı arzu ederim ama şunu bilin ki yüzde 70'i yakaladığım an Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne onu getireceğim. Çünkü yüzde 100'ün peşinde koştuğumuz yılların kaybını yaşayan dünya kadar işçi kardeşimiz var.”

Arkasından farklı tarihlerde hükümet yetkililerinden gelen açıklamalarla, ekonomide kaynak sıkıntısını karşılamak için hızlıca kıdem tazminatında bir fon oluşturulmasının öncelikler arasına alındığı anlaşıldı.

MODELLER HAVADA UÇUŞUYOR

Kıdem tazminatında fon sisteminin nasıl kurulacağı ve uygulanacağına ilişkin farklı ve kafa karıştırıcı birçok haber yayınlanıyor. Bu haberlerin büyük kısmı, hükümet ve bürokratlardan bilerek ve zemini hazırlamak üzere sızdırılıyor. Henüz Bakanlık tarafından işçi konfederasyonlarına iletilmiş bir taslak bulunmuyor.

Basına fısıldanan haberlerin ekseni ise emekçilerin fazla tepkisini çekmeden ikna edici bir model arayışında olunduğunu gösteriyor. 

Haberlerde tıpkı zorunlu BES'ten çıkışta olduğu gibi “gönüllülük” esasının getirileceği, sendikaların örgütlü olduğu işyerlerinde mevcut sistemin devam edeceği, hak edilmiş kıdem tazminatının mevcut sistemden hesaplanacağı gibi birçok iddia yer alıyor.

Son olarak ise mevcut sistemdeki 30 gün esasının korunacağı ancak ücretin giydirilmiş değil brüt ücret üzerinden hesaplanarak miktarın düşürüleceği belirtiliyor.

Havada uçuşan bu farklı modellerin ortak özelliği ise patronların yük olarak gördüğü kıdem tazminatı meblağını düşürmek hedefi oluyor.

Öte yandan düşünülen yeni sistemde, fon hacminin büyümesi için kıdem tazminatını çekme hakkının 10-15 yıl sonra hak edilmesi düzenlemesi de getirilmek isteniyor. Böylece işçiler işten atılsa dahi kıdem tazminatını yıllarca alma hakkı kazanamayacak.

MAĞDURİYET YOK GASP VAR

Kıdem tazminatı konusunda hükümetten gelen tüm açıklamalarda, bir mağduriyet tablosu çiziliyor. Buna göre işçilerin yüzde 80'inin kıdem tazminatı alamadığı belirtiliyor ve bu durumun işçileri mağdur ettiği söyleniyor. 

Söz konusu oranın nasıl hesaplandığı tam bir muamma olmakla birlikte, kıdem tazminatında bir mağduriyet oluşuyorsa bunda baş sorumlunun önce tazminata el koyan patron sonra da patronun el koymasına göz yuman devlette olduğu gözlerden kaçırılıyor. Yani kıdem tazminatı konusu tartışılırken patronun kıdem tazminatını ödemeyerek aslında işçiye ait bu hakkı gasp ettiği konuşulmuyor.

Kıdem tazminatının, işçilerin ücretinin ödenmesi sonraya bırakılmış doğal bir parçası olduğu gerçeği gizlenmeye çalışılıyor.

Kıdem tazminatı, temel ücret gibi ödenmesi zorunlu bir hak ve yine işçilerin ücret hakkının içerisindeki en temel kazanımlarından birisi. Kıdem tazminatının en önemli işlevi ise işçinin işten çıkarılması halinde işsiz kaldığı dönemde aldığı kıdem tazminatı ile geçinebilmesi yani güvence elde etmesi.