İşçi kıyımları durmak bilmiyor: Mitaş Enerji’nin öyküsü

Enerji piyasasında kârlılık artarken bir yandan da işçi kıyımları durmak bilmiyor. Bu örneklerin sonuncusu AKP iktidarında kârına kâr katan Mitaş Enerji oldu. İşte Mitaş'ın kısa öyküsü...

Ozan Atakan

Mitaş Enerji Ankaralı bir firma. Enerji nakil hatlarıyla veya elektrik iletimiyle ilgili olmayanların pek de sık duyacağı bir isim değil. Ancak eğer sokağınızdaki aydınlatma lambası direğinin markasına dikkatli şekilde bakarsanız büyük ihtimalle Mitaş veya en büyük rakibi Şa-Ra’nın adını okuyacaksınız. İşte bu Mitaş’ta son haftalarda oldukça ilginç gelişmeler, yoğun işten çıkartmalar  yaşanıyor.

NEDİR BU MİTAŞ?

Aslında firmanın kuruluş öyküsüne bakıldığında çok tanıdık bir hikayeye rastlanıyor. Oldukça hırslı ve işbitirici bir patron ve yönetim kadrosu, özelleştirmeci bir hükümet, kesişen çıkarlar ve devlet eliyle açılan uluslararası kapılar.

Firmanın patronu Volkan Karabağ Ulus’ta kendi çapında bir müteşebbisken nasıl oluyor da ülkenin önde gelen ihracatçılarından birisi haline geliyor? Mitaş, 1950’li yıllarında ortasında kurulduğunda kamu iktisadi kuruluşu kapsamındadır. Kurumda dönemin Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) ve İş Bankası ana ortaklardan. Ülke çapındaki yüksek voltajlı enerji nakil hatları, şalt sahaları ve aydınlatma direkleri alanında faaliyet gösteren bir kamu kurumu. Konumu gereğince ülke içinde adeta bir tekel konumunda. Yine birçok tekelde olduğu gibi zarar etme olanağı yok. Ancak buna rağmen Tansu Çiller iktidarı döneminde özelleştiriliyor. Kurumdaki İş Bankasına ait çoğunluk hissesi satın alınıyor ve Mitaş’ın kaderi geri dönülmez bir şekilde değişiyor. Adı kâh EMTA-Mitaş, Mitaş Enerji, Mitaş Endüstri oluyor ama zihniyet değişmiyor. 

Firmanın devletle sıkı fıkı halinin tek örneği özelleştirme değil. Firma her iktidarla iyi geçinme pratiğini AKP yıllarında da devam ettirmiş. Öyle ki firmanın başta Irak ve Libya’daki olmak üzere yurtdışındaki şantiyeleri ve almış olduğu işler nedeniyle devlet katında istisnai bir yeri var. 2012 yılında emperyalizm tarafından başlatılan Libya İç Savaşı döneminde – Kaddafi hala hayatta ve savaşırken – Ankara’ya gelen “sözde” Libya Cumhuriyeti Enerji Bakanı’nın ayağının tozuyla geldiği ilk adres Enerji Bakanlığı olmuş, oradan sonra soluğu Mitaş’ın Atatürk Orman Çiftliği kampüsünde almıştır. Daha resmî rejim ayaktayken firmanın gönderine yeni Libya bayrağı bulunup çekilmiş, yağlı siparişler yeni rejimle güvence altına alınmıştır.

AR-GE DALAVERESİ

Firma, AKP iktidarının da önünde açtığı kapıları değerlendirmiş, atılım yapmıştır. Bu kapsamda genel olarak üniversite-sanayi işbirliği olarak tanımlanan Teknokent sürecine de adım atılmıştır. Son tahlilde galvanizli çelik direk üreten bir firma, uzay sanayi, biyoteknoloji vb gibi alanlarda faaliyet gösteren firmalara tanınan imtiyazlardan faydalandırılmıştır. Bu kapsamda işçi maaşlarındaki patron tarafından verilmesi gereken sigorta katkı payları devlete ödetilmiş – yani aslında yine işçiye ödetilmiş – türlü yatırım kolaylıkları, destekleri sağlanmıştır.

ASGARİ ÜCRETE ODTÜ MEZUNU

Bu siyasetin bir uzantısı da Teknokentin bulunduğu üniversitenin yeni mezun öğrencilerine tanınan işe alım kolaylığı ve devlet desteğidir. Kıdemli ve “yüksek maaşlı” uzman personel kapının önüne konmuş, yerine ilk iş deneyimi olacak olan ODTÜ mezunları alınmaya başlamıştır. Bu yeni mezunların maaşlarının üçte ikisi devlet tarafından ödendiği için hem personel maaş gider kalemi düşürülmüş hem de işyerindeki “hak arama” pratiği budanmış oluyor. Daha kolay boyun eğdirilen bir nesil oluşturuluyor.

EMEK REJİMLERİ

Firma bünyesinde çalışan ve toplamı iki bine yaklaşan mavi yaka ve beyaz yaka personel bulunuyor. Firmada MHP ile doğrudan temasını gizlemeyen Türk Metal Sendikası yetkili sendika. 1 Mayısları değil kandilleri kutlayan, işçinin haklarını değil patron çıkarını kollayan bir yapılanma. Geçtiğimiz yıllarda yaşanan metal işçileri eylemlerine firmadaki işçilerden katılım çok az düzeydeydi. Bu anlamda patron yanlısı uygulamalarıyla dikkat çeken sendikanın güvenle elinde tuttuğu bir mevzi olarak tanımlanabilir. Ancak buna rağmen firma patronları bu türlü bir sendikaya bile tahammül edemeyip, emek rejimini daha da esnek haline getirmek amacıyla paketleme vb gibi temel faaliyetleri taşeronlara yaptırarak hem sendikalı işçi sayısını azaltmış hem de istediği esnek çalışma rejimini dayatmıştır. Firmanın kadrolu işçileri istifa ettirilip Cebir A.Ş. adındaki taşeron firmaya geçirildi. Firmadaki üretim atölyelerinin dışında yemekhane ve güvenlik çalışanları da özel firma çalışanı.

YENİ FABRİKA ATILIMI VE AMERİKAN SERMAYESİ

2017 yılıyla beraber firma Temelli bölgesindeki ASO2 Organize Sanayi Bölgesinde kapsamlı yatırım yapmaya başlamış ve izleyen aylarda yavaş yavaş fabrikanın ana üretim merkezi buraya doğru kaydırıldı. Bu dönemin ardından işçi kıyımı yavaş tempolu da olsa başladı. 2017 yıl sonuna doğru ise  sektördeki küresel lider konumundaki ABD menşeili Valmont firmasıyla birleşme görüşmelerine başlandı. Alınan bilgilere göre anlaşmaya varıldı ve yeni kurulan Mitaş Endüstri adlı firmanın çoğunluk hissesi Valmont’a verildi. Bu aşamada deneyimli ve kıdemli çalışanlar atıldı, yerine yeni mezun veya daha düşük maaşlarla daha kötü koşullarda çalışmayı kabul eden çalışanlar alınmaya başlandı. 

ÇAPANOĞLU'NUN OYUNU

Firma işten attırdığı işçiye hem boyun eğdirmek hem de işe iade davalarıyla uğraşmamak için İnsan Kaynakları Müdürlüğünün dahiyane fikriyle emek sürecine saldırdı. Buna göre işten fiili çıkartılan personele hukuk dilinde “ikale” olarak adlandırılan onursuz teklifle gidiliyor. Teklifin esası şu;  işçi eğer kendi rızasıyla istifa ettiğini beyan edip işe iade davası açmayacağını imza altına alırsa kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve işsizlik maaşının toplamının yüzde 40’ı kendisine derhal ödeniyor. Bu teklifi reddedip kanunlara göre süreci işletmek isteyenlere ise ne kıdem ne de ihbar tazminatı veriliyor. Elbette bu saçmalığa boyun eğmeyenler işe iade davası açıp hem kanuni haklarını alıyor hem de işe iade kararı aldırıyor.

Türlü hükümetler tarafından kollanan ama özellikle AKP ile büyüyen sermaye gruplarından olan Mitaş’ta hem yatırımlar ve artan kârlar hem de emek rejimine saldırılar yakın zamanda durulacak gibi görünmüyor.