İşçi avukatlar sömürü kıskacında: 15 dakika gecikmenin bedeli 7 TL, saatlerce sömürülme bedava

İşçi Avukatlar adliyelerin içinde, hukukun terazisinde sömürülmeye devam ediyor. Birçok haktan mahrum bırakılan işçi avukatların maaşları, fazla mesaileri ödenmiyor, sigortaları ya yatırılmıyor ya da düşük ücretten gösteriliyor. Saatlerce fazla mesai yapan işçi avukatlar, işe 1 dakika bile geç kaldıklarında maaşları kesiliyor.

Özge Demir

İşçi Avukatlar Merkezi, uzunca bir süredir işçi avukatların davalarını takip ediyor. Davanın tarafları değişse de, işçi avukatların yaşadığı hak gaspı değişmiyor. Uzun mesai saatleri, eksik ödenen sigorta primleri, eksik yatan maaşlar tüm işçilerin değişmez sorunları haline gelmiş durumda.

İşçi Avukatlar Merkezine ulaşan avukat N.Y'nin davası, işçi avukatların nasıl sömürüldüğünü bir kez daha gözler önüne serdi.

Aynı zamanda İstanbul Barosu Bağlı Çalışan Avukatlar Kurulu üyesi olan Avukat N.Y. en son çalıştığı yerdeki çalışma koşullarını İşçi Avukatlar Merkezi'ne anlattı:

5 DAKİKA GEÇ KALMA, SAATLERCE FAZLA ÇALIŞ

Çalışma koşullarınızdan başlayalım isterseniz?

Ben 2012 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldum. 1 yıl avukatlık stajımı yaptım, 2014'ten beridir de işçi avukat olarak birçok büroda çalıştım.  En son çalıştığım ve davalık olduğum yerde, 2017 Ocak ayında işe başlamıştım. 1 aylık deneme süresi istedim. Sözleşme vesaire yapmadık. Zaten 1 ay sonrasında da işten çıktım. Çıkmayı ben istedim çünkü oldukça düzensiz bir ofisti. Çoğu kişiden dava masrafı, avukatlık ücreti alınmış ama davaları açılmamıştı. Sürekli müvekkiller ofisi basıp; beni muhatap görerek benden hesap soruyorlardı. Bu düzensizliğe dayanamayıp işten ayrıldım.

Çalışma saatleri normalde 9-6.30 arasındaydı aslında.  Tabii bu saat dilimine 1 saat yemek arası toplamda 30 dakikalık molalar dahildi. Ama iş yoğunluğundan ne 1 saatlik öğle yemeği aramı kullanmama ne de 15 dakikalık mola hakkımı kullanmama fırsat oluyordu.

Bir de giriş saatlerim kaydediliyordu patronum tarafından. 5 dakika geç kalsam bunu kaydederdi ama akşam 7'de çıksam bunu kayıtlara girmezdi

Ben hep avukatlığın serbest bir meslek olduğunu düşünürdüm. Bazen dilekçelerin son günü oluyor, siz de o büroda çalışan bir avukat olarak benim mesaim 6'da bitiyor, ben yazamam çıkıyorum diyemiyorsunuz; dilekçeyi bitirip çıkıyorsunuz. O yüzden, mesai saati de, avukatın kendi programına bırakılmalı diye bakıyordum ancak bunun suistimale açık olduğunu anlıyorum şimdi. Tüm avukatlık bürolarında da genel tarz da budur aslında. Ama bu tarz sabah 9'u 5 geçe geldiğinizde kıyamet kopartan, gece 12'de çıksanız mesleğin gereği olan bir tarz.

En son çalıştığım büronun dosyaları genelde İstanbul Anadolu Adliyesi (Kartal)'sindeydi. 11'deki İstanbul Anadolu Adliyesindeki duruşmaya gidiyorsam, mesai saatimi 11'de başlamış gibi ele alıyordu patronum. E o zaman akşamları 2 saat geç çıkmam anlamına geliyor bu. Bir de 11'deki İstanbul Anadolu Adliyesi duruşması için önce ofise uğrayıp öyle mi geçeyim İstanbul Anadolu Adliyesi'ne? Akşam 5'te çıksam adliyeden, ofise gelmemi bekliyordu benden.

Bir de çalışma saatlerimle ilgili bir diğer sorun, ofisin anahtarının bende olmamasıydı. Sekreter de benden önce işten ayrılmış.. Ofisi patronum açıyordu. 9'da geliyordum ofise. Bakıyorum patronum yok, mesaj atıyordum. Patron 10'da 11'de geliyordu. Ben o arada bir yerde onu bekliyordum. O geldikten sonra ofise girebiliyorum;  saat 10'da girersem, giriş saatimi 10 diye yazıyordu. Bunu maaşımdan düşüyordu Benim suçum değildi ki 10'da, 11'de ofise girmek.

İş yoğunluğunuz nasıldı peki?

 

Yaklaşık 1000 dosya vardı. Bu dosyalar çok çeşitliydi kira hukuku, vergi hukuku, ceza hukuku, icra dosyaları vs pek çok hukuk dalıyla ilgili davaları vardı. Bu çeşitlilik de çok yordu beni..- Zaten patronum sadece müvekkillerle görüşmeleri yapardı. Benim dışımda da başka avukat yoktu. Tüm duruşmalara ben giriyordum ve tüm dilekçeleri ben yazıyordum. 1000 tane konuları birbirinden çok başka dosya ile boğuşmak zorunda kaldım, üstelik ofiste yeni olduğum için her dosyaya baştan başlıyordum. Bir de, başkasının hakkını savunuyorsunuz; dilekçe gönderdiğim ve duruşmalarına girdiğim her dosyada benim yetki belgem de olunca gözümden bir şey kaçsa bunun cezai ve hukuki sorumluluğu benim üzerimde. O yüzden her dosyaya ayrıntılı bir şekilde incelemem gerekiyordu. Zaten bu da bitmek bilmez mesai saati demekti.

MAAŞINI İSTEMEK TEHDİT SAYILDI

Maaş konusunda yaşadığın sıkıntı neydi?

Önce 2500 TL alacağım diye konuşmuştuk patronum ile. Ama iki gün sonra patronum sen çok iyi çalışıyorsun diyerek 3100'e yükseltti maaşımı. Ama buna yemek ve yol dahil değildi. Zaten en başından itibaren yemek ve yol hiç konuşmadık. Ben doğal olarak bunların maaş dışındaki ödemeler olduğunu düşünmüştüm, ancak hiç öyle olmadı. 1 ayın sonunda ben çalışma koşullarının bana uymadığını düşünerek, ayrılma kararı aldım. Cuma günü işten çıkmıştım pazartesi vereceğim maaşını demişti. Ben de maaş + yol + yemek bekliyorum tabi. Ancak beni sürekli erteledi. En sonunda telefon açıp, maaşımı yatırmadığı takdirde yasal yollara başvuracağımı söyledim.

Sonra patronum bana çok sert bir dille geri döndü. Beni tehdit mi ediyorsun dedi? İnsanın hakkını istemesi neden tehdit olsun ki. Hukukçuyuz biz. Çok aklın karışıyorsa TCK'dan bakarsın tehditin tanımına insanın hakkı verilmeyince yasal yollara başvuracağını söylemesinin tehdit olduğu tek ülke de Türkiye sanırım.. 

Maaş olarak 1875 tl yatırdı sonrasında. Orada çalıştığım dakika başına düşen ücretimi hesaplamış ve yukarıda belirttiğim gibi, ofise geçmeden duruşmalara gittiğim veya geç kaldığım dakikalar üzerinden maaşımdan kesinti yapmış. Bu kesintilere, patronum geç geldiği için onu börekçide beklemelerim de dahil.

15 DAKİKA GECİKME 7 TL...

Sen ne yaptın peki?

Ben tabii önce anlayamadım maaşımın neden düşük yatırdığını. Maaşımın kalanını istedim patronumdan. Sanki paragözmüşüm, üç beş kuruşun peşinde koşuyormuşum muamelesi yaptı. İnsanın maaşının tamamını istemesi açgözlülük nasıl olur? Emek hırsızlığına karşı koyunca açgözlü olunuyor maalesef.

En sonunda bana yaptığı hesaplamaları attı. İnanamadım.. Gerçekten bahsettiğim hesaplamaları yapmış anlattığım gibi. 15 dakika geç kaldım diye maaşımdan 7 tl düşmüş. Tabi 8'de, 9'da çıktığım saatlerde fazla mesai ücretini eklememiş. Kapitalist düzen, işçi avukat, patron avukat neymiş.. Böyle öğrenmiş oldum..

'SİGORTA DA YAPILMADI'

İşin başında deneme süresini ben istemiştim. İşi beğenmeyip çıkarsam sorumluluğum olmasın diye.. Patronumda bu nedenle sigortamı yatırmamış.. Herkesin böyle yaygın bir anlayışı var.. Deneme süresi boyunca sigortanın yatmayacağı yönünde halbuki yanlış.. Deneme süresi sadece taraflara ihbar süresine uymak zorunda olmadan ve tazminat ödemek zorunda kalmadan iş sözleşmesini feshetme hakkı verir. Sosyal Güvenlik Hukuku'nda bir değişiklik yapmaz deneme süresi.  Bu nedenle sigortamın yatırılması gerekirdi, ancak yatırılmadı.

Bir hukukçu olarak uğradığın bu hukuksuzluğa karşı adımın ne oldu?

Dava açtım tabi hemen.. Her şeyden önce ben hukukçuyum, kendi hakkımı savunamazsam, başkasının hakkını nasıl savunacağım? Dosyam İstanbul Anadolu 13. İş Mahkemesi'nde. İlk duruşması ise 22 Eylül'de saat 11.35'te.

Davayı açmamla birlikte, İstanbul Barosu'na şikayet ettim patron avukatımı. Şikayet sebebim hukuk kurallarına uymaması, mesleğin onur ve şerefine aykırı hareket etmesiydi. İstanbul Barosu ne karar verecek bilemiyorum. Karşı taraf savunma vermemiş ve benim gösterdiğim tanıklar da dinlenmemiş.. Birkaç avukat arkadaşım da böyle davalar açtıktan sonra, İstanbul Barosuna şikayette bulunmuştu. Onlardan, İstanbul Barosu Disiplin Kurulu'nun şikayeti inceledikten sonra, “bunlar hukuki ihtilaftır, disiplin soruşturmasının konusunu değildir diyerek disiplin kovuşturması açılmasına yer olmadığına karar verdiğini” duydum. Benim başvurum henüz sonuçlanmadı, umarım yanlış duymuşumdur veya en azından hatalı karar verdiklerini düşünerek bu uygulamadan vazgeçmişlerdir. Yoksa köle gibi işçi avukat çalıştırmanın hangi kısmının meslek onuru ile bağdaştığı hakkında İstanbul Barosu ile uzun uzun konuşmamız gerekecek.

'ANCAK BİRLİK OLURSAK MÜCADELEYİ YÜKSELTEBİLİRİZ'

Bu yaşadıklarına ve işçi avukatların yaşadıklarına ilişkin neler söylemek istersin?

İşçi Avukatların çalışma koşulları birbirine benzer halde, meslekle ilgili sorunların tamamı ülkenin siyasi ortamı ile ilgili. Şu anda ekmeğine sahip çıkmak bile o kadar önemli ki... Ancak birlik olursak mücadeleyi yükseltebiliriz. Bu yüzden İstanbul Anadolu 13. İş Mahkemesi'nde 22 Eylül'de saat:11.35'teki duruşmama tüm meslektaşlarımızı davet ediyorum.

Bir de, İşçi Avukatlar Merkezi üyelerinin de içinde bulunduğu İstanbul Barosu bünyesinde bulunan Bağlı Çalışan Avukatlar Kurulu'nun 19 Eylül 2017 Salı günü, saat:19.30'da İstanbul Barosu Kültür Merkezi Konferans Salonu’nda yapacağı toplantıya tüm meslektaşlarımızı davet ediyorum. Birlik olmaktan başka yol kalmadı…