Havalimanı inşaatında ölen işçinin ağabeyi soL'a konuştu: Çok ihmalkarlık var

'Bizi hazırlıksız bir biçimde işe çıkarttılar. Ben o şantiyede yaşananların resmi rakamlarla açıklananlardan daha fazla olduğunu düşünüyorum. Çünkü çok ihmalkarlık var.'

Hazal Güven

İnşaatlarda, kafelerde, tarlalarda, fabrikalarda ya da bir holdingde bilgisayar başında…

Para kazanmak ve geçinmek için emeğini satanlardan; işçilerden bahsediyoruz. Bu cümle devamını söylemezsek maalesef eksik kalıyor bu dönemde. Kapitalizmin egemen olduğu bir dünyada işçi tanımı ne yazık ki başka bir başlıkla daha tartışılmak zorunda bugün. O da; işçi ölümleri.

Tartışılan sömürü düzeni olunca karşınıza pek de pembe bir tablo çıkmıyor. Esnetilmiş çalışma koşulları, güvencesizlik, uzayıp giden sömürü dolu saatler... İnsan canının hiçe sayıldığı bir düzende "yaşıyoruz" ve ne kadar çok işçi ölümüyle karşılaştığımızı bir düşünün.

Orhan Bingöl. 22 Ocak Pazartesi günü üçüncü havalimanı inşaatında iş cinayetine kurban gitti. Para kazanıp ailesine bakmak için ağabeyiyle birlikte işe gireli henüz iki gün olmuştu. Korkuluk bulunmayan bir boşluktan aşağıya düşerek hayatını kaybetti.

Acılı ağabey Metin Bingöl o gün yaşananları ve konuya ilişkin düşüncelerini soL Haber’e anlattı…

Sizin için zor olduğunu biliyoruz ama olayın yaşandığı gün siz de o inşaattaydınız. Olay nasıl gelişti, biraz anlatır mısınız?

Biz aynı şantiyede çalışıyorduk. Sabah erken bir saatti. Daha yeni işbaşı yapmıştık. Kardeşim merdiven almaya gitti. Duvarcılar merdivenimizi getirmişti, gidip o merdiveni getirecekti. Benim yanımdan gitti. 6-7 dakika sonra ölüm haberini aldım. Merdiveni ararken boşluğu fark etmemiş ve düşmüş. Korkuluk, emniyet şeridi vs. herhangi bir tedbir de yok. Yan yana duvar yapmışlar, kapı bırakmışlar o kapı boşluğa çıkıyor. Daha işe gireli 2 gün olmuştu. Biz ağabey-kardeş cumartesi günü işe girmiştik. Cumartesi, pazar, pazartesi… Pazartesi günü kardeşim öldü.

Anlaşıldığı kadarıyla boşluğa çıkan kapı aralığı kör bir noktada…

Oldukça kör bir nokta. Aynı yerde ben de aynı tehlikeyi yaşadım. Ben fark etmesem ben de düşmüştüm oraya. Oradaki görevlilere de söyledim hatta. Ama ilgilenmediler. Yani fark etmeme ihtimaliniz çok yüksek. Eminim kardeşimin öldüğü o kör noktada daha önce bir sürü insan bu tehlikeyle karşı karşıya kalmıştır.

Olay yerine ambulans çok geç gelmiş diye öğrendik. Doğru mu?

40 dakika boyunca ambulansın gelmesini bekledik. Ambulans gelmedi. Kardeşim kan kaybından, ilgisizlikten, tedbirsizlikten orada can verdi. Bu kadar büyük bir şantiye alanında kesinlikle ambulans bulundurulması gerekiyor. Zaten biliyorsunuz kent merkezine de oldukça uzak bir yer. Ben size de soruyorum: En azından 30 dakika önce ambulans gelmiş olsa bir insanın kurtulma şansı olmaz mı?

Üçüncü havalimanı inşaatı gerçekten çok büyük bir şantiye alanı ve oldukça fazla sayıda işçi çalıştırılıyor. Bu kadar büyük bir proje alanında iş güvenliği eğitimi verilmesi gerekmiyor mu? Siz işe girerken eğitim almış mıydınız?

İşçilere iş güvenliği için eğitim verilmiyor. Bize de verilmedi. Bize işe alınmadan önce eğitim alacağımız söylenmişti. Ancak bizden sorumlu şef buna izin vermedi. İş güvenliği uzmanlarının itiraz etmesine rağmen şef izin vermedi. Kartları imzalayın, sahaya çıkın dedi. Bizi hazırlıksız bir biçimde işe çıkarttılar. Ben o şantiyede yaşananların resmi rakamlarla açıklananlardan daha fazla olduğunu düşünüyorum. Çünkü çok ihmalkarlık var.

Hukuki bir süreç başlatmayı düşünüyor musunuz?

Kardeşimin cenazesini memleketimize, Erzurum’a getirdik. Taziyemiz bitsin, kanunların bize verdiği çerçeve içerisinde mutlaka hesabını soracağız.