İş güvenceleri ellerinden alınan ÖYP'liler mücadelede kararlı

AKP'nin çıkardığı kanun hükmünde kararnameyle iş güvenceleri bir gecede ellerinden alınan ve hak kaybına uğrayan Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) kapsamında çalışan 15 bin araştırma görevlisi adına bir basın açıklaması düzenlendi. ÖYP'li araştırma görevlileri, mücadelede kararlı olduklarını vurguladı.

Haber Merkezi

AKP'nin çıkardığı kanun hükmünde kararnameyle iş güvenceleri bir gecede ellerinden alınan ve hak kaybına uğrayan Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) kapsamında çalışan 15 bin araştırma görevlisi adına bir basın açıklaması düzenlendi. ÖYP'li araştırma görevlileri, mücadelede kararlı olduklarını vurguladı. 

ÖYP Ankara İnisiyatifi, Ankara Tabipler Odası, Çağdaş Hukukçular Derneği, ODTÜ Öğretim Elemanları Derneği, TMMOB ve Ünivesite Konseyleri Derneği temsilcilerinin katıldığı, Mülkiyeliler Birliği'nde düzenlenen basın açıklamasında, 15 bin araştırma görevlisinin AKP kararnamesi yüzünden iş güvencesiz kaldıkları vurgulandı. 

"674 SAYILI KHK GERİ ALINSIN, 33. MADDE UYGULANSIN"

Yapılan basın açıklamasında şu görüşler dile getirildi: 

Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı 2002'den beri üniversitelerin yetişmiş öğretim elemanı ihtiyacını karşılamak için işletilmekteydi. Üniversitelerde çalışan akademisyenlerin yüzde 10'unu oluşturan ÖYP araştırma görevlileri, önce usul ve esaslarda yapılan kısmi değişikliklerle hak kaybına uğradı, daha sonra talep olmadığı gerekçesiyle program kaldırıldı ve nihayet 674 sayılı kanun hükmünde kararnameyle ÖYP kapsamında istihdam edilen bütün araştırma görevlilerinin iş güvenceleri ellerinden alındı. Bir gecede binlerce akademisyen hiçbir işleme gerek görülmeksizin ve hiçbir gerekçe gösterilmeksizin sadece öğrencilikleriyle sınırlı olan 50/d statüsüne geçirildi. Yüz binlerce liralık senet yükünün altına girerek ve kamu görevlisi olarak meseleğe başlayan akademisyenler, büyük bir belirsizliğe sürüklendi. Bu düzenleme ile 15 bin araştırma görevlsinin yaşamlarının akışı bir anda değiştirilmiştir. Bu değişiklik sadece 15 bin akademisyenin güvencesizleştirilmesi değil, bu akademisyenlerin yetiştirilmesi için kullanılan kamu kaynaklarının israfı, gerçekleştirmeleri beklenen kamu hizmetinin yerine getirilememesi ve ülkenin yüksek öğrenim sisteminin sürekliliğinin zedelenmesi anlamına gelmektedir. Hak kaybına uğrayan ÖYP araştırma görevlilerinin, eğitimlerini sağlıklı biçimde sürdürmeleri olanaksız hale gelmiştir. Hem eğitim, hem meslek hayatları tehlikeye atılmış, hem de işszilikle karşı karşıya bırakılmışlardır. 15 bin ÖYP araştırma görevlisinin bir gecede 50/d statüsüne geçirilmesiyle, bu statü nerdeyse üniversitelerdeki tek istihdam biçimi haline gelmiştir. Hiçbir araştırma görevlisi bu güvencesiz statüyle çalışmak zorunda bırakılmamalı. Tüm araştırma görevlileri, aynı kanunun 33. maddesine göre istihdam edilmelidir. Akademide güvencesiz istihdam, Türkiye'deki yüksek öğretimin gelimesinin önündeki en temel problemlerden biridir. Araştırma görevlilerini güvencesiz çalışmaya mahkum eden 674 sayılı KHK derhal geri alınmalıdır. Araştırma görevlileri yanızca 33. maddeye göre istihdam edilmelidir. Bu hakszılığa karşı mücadele edeceğimizi bildiririz.

'GÜVENCELİ GELECEK TALEBİNİ YÜKSELTMELİYİZ'

Prof. Dr. Gamze Yücesan Özdemir, basın açıklamasının ardından yaptığı konuşmasında şunları dile getirdi; 

Bugün, ücret ve maaş geliri ile geçinen emekçi sınıflar için en büyük tehdit  güvencesizlik ve geleceksizliktir. Emekçiler için en asgari talep,  bir işe sahip olmak ve yarın da o işe sahip olacağını bilmektir. Bugün, bu asgari talebin de gerisine düşmüş durumdayız. Güvencesizlik ve geleceksizlik şimdi akademiye de uzanmış durumdadır. Akademi, diğer üretim noktalarına göre fikir üretimi, düşünce üretimi ve bilim üretimi ile farklılaşır. Genç bir akademisyenin, toplumu anlamaya, çözümlemeye ve değiştirmeye yönelik bilgi üretebilmesi için işten atılma riski olmamalı  ve yarını için endişe etmemelidir. Ancak, bu koşullarda cesurca bilgi üretebilir ve araştırma yapabilir. ÖYP programı, merkez üniversitelerden aldıkları eğitim ile memleketin dört bir yanına bilgi ve bilim götürmek üzere yola çıkan genç akademisyenleri kapsamaktadır. Bu genç akademisyenler, son yapılan düzenleme ile her an işten atılma riskiyle ve geleceği kuramama riskiyle karşı karşıyadırlar. Anadolu'da ve taşrada görev yapacak genç akademisyenlerin güvenceli bir istihdama ve güvenli bir geleceğe sahip olması, ülkemizin geleceğinin de güvencesidir. Genç akademisyenler için güvenceli istihdam ve güvenli gelecek talebini yükseltmeliyiz.