Yangının ardından evini kaybedenler için çadırlar kurulurken, evi yanarak kullanılamaz hale gelen 56 yaşındaki Şaban Özdinç, elektrik abonesi olmayı, evin projesini de yeni yaptırmayı düşündüklerini söyledi. Ankara'da inşaatta çalışan Özdinç, ''Ankara'daydım burada yangın olduğunu pek bilemiyorum. Ben bu eve bundan 5 sene evvel başlamıştım. O zaman büyük bir zam geldi. Yüzde yüz bir zam gelmişti demire, 25 milyar diye hesap ettim 50 milyara yaptım aynı senede. Şimdi de 5 senedir bu borcu ödeyemedim. Ödeyemeyince camları takarken yandı. Taşınmadık da 1-2 gün aşağıda yukarıda yatıyorduk. 5 senedir de içinden çıkamadım. Devletten de daha elektrik alamamıştım. Elektrik abonesini almayı düşünüyorduk. Son katını da çıkamadık. İkinci katını da çıkamadık, 2 kat vermişti devlet.'' dedi.

Cihan Haber Ajansı'nın haberine göre, Şaban Özdimç'in eşi Emine Özdinç (53) ise Bayat'a giderek proje çizdirdiklerini ifade ederek, son katını da daha çıkamadıklarını dile getirdi. Özdinç, ''Buranın projesini çizmediniz dediler, Bayat'a gittik projesini çizdirdik, yaptırdık, devletin izniyle son katını da çıkamadık. Aşağıda mallarımızın kötü bir ahırı vardı oraya bağlıyorduk, içerisine bağlayacak yer yapamamıştık. Daha içerisine hiçbir şeyini yapıp da düzeltemedik. Daha yeni yapıyorduk, bir haftadır da usta koymuştuk.'' diye konuştu.

Oğulları Ümmet Özdinç (23) de bir tek abonesi kaldığını, evi toparladıklarını söyleyerek, ''Bir abonesi kalmıştı toparlamıştık. Altında yapı olarak da tam teşkilata geçmemişti de üstünü faaliyete geçirmiştik. Sadece bir dış cephesi kalmıştı. O da gitti, Allah'tan hayırlısı, inşaatta gurbetçi olarak çalışıyorduk. Dün akşam işten geldik, telefon geldi, Allah daha beterinden saklasın. Bu köy 130 hane, 130 hanenin hepsi de gurbetçi olarak çalışıyor. Yani yazın çalışıyor, kışa anca yetiyor. Cebindeki 3 milyonun hesabını yaparak yaza çıkan insanlar'' ifadelerini kullandı.

Fatma Bircan (61) da yaşananları, ''Geldim baktım gelin koşuyor, gelin iş işten geçmiş dedim. Çıkmış yangın yukarı dedim. Mallarımızı bıraktım motorumuzu alıverdim. Çoluğumuzu çocuğumuzu alalım yanarsa yansın dedim.'' dedi. Ne olduğunu bilemediklerini söyleyen Bircan, ''Birden bire aniden yandı. Buradakiler Ankara'da çalışıyor, amelelik yapıyorlar. İnşaatta çalışıyorlar, sıvacı işçiler, senin evini yapıyor, benim evimi yapıyor, geçiniyorlar. Burası bir sene daha yandı böyle 32 sene önce, buradan başladı aşağı tarafa kadar yandı.'' şeklinde konuştu.

Yaklaşık 130 hane olan köylülerin ise çoğunun inşaatlarda, tuğla fabrikalarında işçi olarak çalıştığı öğrenilirken, köyün, Çorum'a en uzak köy olması nedeniyle yaşanan felaketlerde ulaşımın güçlükle sağlandığı belirtiliyor.