Ekonomide daralmanın kaçınılmaz olduğuna dair veriler artıyor

Türkiye ekonomisindeki daralmaya dair her gün yeni verilerin açıklandığı seçim öncesi atmosferde 24 Haziran’ın sonuçlarından bağımsız olarak krizin kaçınılmaz olduğu düşünülüyor.

Haber Merkezi

Son günlerde Türkiye için 2018 büyüme tahminlerini düşürdüklerini açıklayan kredi derecelendirme kuruluşları, seçim sonuçlarının olası etkilerine dikkat çekiyor. Yükselen dövize bağlı olarak artan özel sektör borcu, likidite kaynaklarının erimesi ve etkisi sınırlı kalan faiz düzenleyici politikalar ekonomide daralmanın kaçınılmaz olduğunu işaret ediyor.

Sermaye kaçışına dikkat çeken Bloomberg, Türkiye ekonomisinin gidişatını değerlendirdiği haberinde daralmanın toplumsal sonuçlarının da kritik öneme sahip olduğunu aktarıyor. 2013’ten bu yana Türkiye’deki milyonerlerin yüzde 12’si yurtdışına çıkarken, kaçışın orta sınıflarda da yaygınlaşmaya başladığı belirtiliyor. Son iki yılda “yüksek gelire sahip”, bireysel yatırım potansiyeli yüksek kişi sayısı Türkiye için 5 binden fazla azalmış durumda. Ki çok daha yüksek nüfusa ve sermaye hacmine sahip Çin ve Hindistan’a yakın rakamlarda seyrediyor. Türkiye’nin “yüksek gelirli” kişi sayısının artmadığı, bunun kötü bir işaret olduğu ve ülkede ciddi problemlere işaret ettiği vurgulanıyor. 

YÜKSEK GELİR DÜZEYİNDEKİ KİŞİLERİN SAYISINDAKİ AZALMA

Türkiye gibi cari açığı yüksek ülkeler için kritik öneme sahip sıcak parada da Mart 2017’den bu yana 1,4 milyar dolarlık net çıkış gözlemlenirken, yabancı sermayenin var olan yatırımlarını dahi geri çektiği koşullarda bağımlılığın artacağı düşünülüyor. Hisse senetlerinde yabancı alımların yüzde 97 düşmesi ise Türkiye ekonomisine azalan ilginin başka bir görünümü olarak okunuyor.

DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI

Dış piyasalarla eşitsiz ilişkilerin bir yansıması olarak değerlendirilen ve iflas riskini ifade eden risk primi, bir yıl içerisinde yüzde 50’den fazla artarken Türkiye en riskli ülkeler arasında yer aldı. 

KISA DÖNEMLİ DIŞ BORÇ STOKU

Bankacılık mevduatlarının yarısından fazlasını döviz kaynaklarının oluşturduğu Türkiye’de lira, son beş yıl içerisinde dolar karşısında yüzde 60, avro karşısında ise yüzde 50’den fazla değer kaybetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vatandaşlara lira tasarruflarını arttırmalarını söylemesine rağmen dövize dönüşün arttığı bildiriliyor.

24 Haziran’da sandıktan çıkacak sonuçtan bağımsız olarak ekonomideki daralmanın önlenmesi mümkün görünmezken, Türkiye’nin tıpkı Arjantin gibi IMF’den borç alma yoluna tekrar gitmesinin kaçınılmaz olduğu düşünülüyor.