DİSK'ten çarpıcı rapor: Ülkemizdeki çocukların yüzde 6'sı 'çocuk işçi!'

Genel-İş Araştırma Dairesi Çocuk İşçiler Raporu hazırladı. Rapora göre ülkemizdeki çocuk nüfusunun yüzde 5.9'unu çocuk işçiler oluşturuyor. Tarım işlerinde çalışan çocukların, çocuk işçi sayısına oranı yüzde 45 ve tarım sektöründe çalışan çocuk işçi sayısı 326 binden 399 bine çıktı. Hem çalışıp hem okuyan çocuk işçi sayısı da yüzde 8 arttı.

Haber Merkezi

DİSK'e bağlı Genel-İş Araştırma Dairesi, Türkiye'de çocuk işçiliğini görünür kılmak için “Çocuk İşçiler Raporu” hazırladı. TÜİK İstatistiklerle Çocuk 2014, Çocuk İşgücü Anketi 2012, Gelir ve Yaşam Koşulları Anketi 2014 verilerinin kullanıldığı araştırmada çarpıcı sonuçlara ulaşıldı. Sonuca göre, çocuk işçiler, toplam çocuk nüfusunun yüzde 5.9'unu oluşturuyor! 

Raporda şu sonuçlara yer verildi: 

- Ev içinde karşılığı olmadan emeği sömürülen çocukların oranı yüzde 49,2!

- Yoksul fertlerin yüzde 44,3’ü çocuktur!

- Mevsimlik tarım işçisi çocukların sayısı artıyor!

- Hem çalışıp hem okuyan çocuk işçi sayısı yüzde 35!

Genel-İş'in raporunda şu ifadelere yer verildi: 

"Türkiye, 2002’de çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinin on yıl içinde ortadan kaldırılmasına yönelik bir hedef belirlemiştir. Fakat 2016 yılını karşılayacağımız şu aylarda görülüyor ki, ülkemiz bu hedefin gerçekleşmesinin çok uzağındadır. Çünkü sorun yapısaldır ve çözümler kalıcı olmamaktadır. Bu sorunun sadece şekli değişmekte, çocukların emeği hem ev içinde hem de ev dışında sömürüye maruz kalmaktadır."

RAPORDAN AYRINTILAR

- 4857 sayılı İş Kanunu’nun 71. maddesi ise çocuk çalıştırma yasağına ayrılmış ve 15 yaşını doldurmamış çocukların çalışmasını yasak olduğu belirtilmiştir. Buna bir istisna olarak, 14 yaşını doldurmuş ve ilköğretimi tamamlamış olan çocuklar, bedensel, zihinsel ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilirler. Bu maddenin de işaret ettiği gibi, 15 yaşının altında çalışama yaşamına atılan çocuklar, ancak gelişimini engellemeyecek hafif işlerde çalıştırılabilir. Ancak ülkemizde bugün birçok çocuk ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılmaktadır. Resmi rakamlarda bunu açıkça göstermektedir:

- TÜİK’in hazırlamış olduğu İstatistiklerle Çocuk 2014 Bülteni’nde, Türkiye nüfusunun 22 milyon 838 bin 482’si çocuk nüfusudur. Çocuk nüfusunun Türkiye nüfusuna oranı ise yüzde 29,4’dur.

 

- Yine TÜİK’in yapmış olduğu Çocuk İşgücü Anketi sonuçlarına göre, 2012 yılında çocuk işçi sayısı 893 bindir, çocuk işçilerin toplam çocuk nüfus içerisindeki oranı yüzde 5,9’dur. Asıl çarpıcı olan nokta ise 2012 yılında 5,9 olan çocuk işçi oranının 2006’da da aynı olmasıdır. Bu da geçen altı yıllık süre içerisinde değişen hiçbir şeyin olmadığını göstermektedir. Ve hatta 1994 yılından 2006 yılına kadar, çocuk işçi oranında kayda değer bir gerileme varken, 2006 yılında 830 bin olan çocuk işçi sayısı, 2012 yılında 893 bine yükselmiştir. Vahim olanı, bu yükselişe, tam da gelişim çağlarında olan, sokakta oyun oynaması gereken 6- 14 yaş arası çocukların istihdamında yüzde 2,4’lük bir artışa etki etmesidir.

EV İÇİNDE KARŞILIĞI OLMADAN EMEĞİ SÖMÜRÜLEN ÇOCUKLARIN ORANI YÜZDE 49,2!

- Ev içinde, karşılığı olmadan, emeği görülmeden çalışan çocuklar, toplam çocuk sayısının yüzde 49,2’sini oluşturmaktadır. Ev içinde yapılan işler kapsamında sayılan, yemek pişirme, çamaşır yıkama, ütü yapma, küçük kardeşlere veya hanede bulunan hasta fertlere bakma, evi temizleme, hanede bulunan eşyaları onarma vb. işlerin hepsi ücretsiz olarak yapılmakta ve çocuğun omuzlarında bir yük olmaktadır. Cinsiyete göre dağılımda ise bu işleri, erkek çocuklarından daha çok kız çocuklarının yaptığı görülmektedir. Ev işlerinde faaliyette bulunan erkek çocukların sayısı 2012 yılında 3 milyon 244 bin iken kız çocuklarının sayısı 4 milyon 261 bindir. Bu verilere, resmi istatistiklerde kayıt dışı çalışan çocukların, aile işlerinde çalışan çocukların, sokakta çalışanların ve geçici, mevsimlik çalışanları da dâhil ettiğimizde gerçeğin çok daha can yakıcı olduğunu söyleyebiliriz.

YOKSUL FERTLERİN YÜZDE 44,3’Ü ÇOCUKTUR!

- Çocuk işçiliğinin nedenlerinin başında yoksulluk, göç ve eğitim olanaklarından mahrumiyet sıralanabilir. Ancak çocuk işçiliğinin temel nedenini yoksulluk oluşturur. Türkiye nüfusunun da yüzde 15’i yoksulluk sınırının altında bir yaşam sürmektedir (TÜİK, Gelir ve Yaşam Koşulları Anketi, 2014). Bu yüzdenin oluşmasında geleneksel Türk toplumu ile anılan, çok çocuklu ailelerin payı oldukça fazladır. Hane halkı büyüklüğü arttıkça yoksulluk da artmaktadır. TÜİK’in hazırlamış olduğu İstatistiklerle Çocuk 2014 verilerine göre, yoksul fertlerin yüzde 44,3’ünü çocuklar oluşturmaktadır.

- Bölgesel çapta incelersek, çocuk nüfusunun yüzde 43 ile en yoğun olduğu bölge Güney Doğu Anadolu Bölgesi’dir. Bu bölgede yoksul fertler içinde çocukların oranı yüzde 55,8’dir.  Yapılan araştırmalarda ortaya çıkarmıştır ki, çocuk işçiler en çok kalabalık ailelerde görülmektedir.

MEVSİMLİK TARIM İŞÇİSİ ÇOCUKLARIN SAYISI ARTIYOR!

- Çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinden biri olan mevsimlik tarım işleri, Türkiye’de son yıllarda artma eğilimindedir. Tarım işlerinde çalışan çocukların, çocuk işçi sayısına oranı yüzde 45’tir ve tarım sektöründe çalışan çocuk işçi sayısı 326 binden 399 bine çıkmıştır. Çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinden olan tarımda çalışan çocuk işçi oranı ise 2006’dan 2012’ye yüzde 8’lik bir artış göstermiştir (TÜİK Çocuk İşgücü Anketi, 2012). Bu artışın temel sebeplerinden biri ekonomik faktörler olduğu kadar Orta Doğu’da yaşanan savaş sonucu topraklarını terk etmek zorunda kalan yoksul ve çok çocuklu ailelerin geçinmek için çocukları ile birlikte mevsimsel tarım işlerinde çalışmalarıdır.  

HEM ÇALIŞIP HEP OKUYAN ÇOCUK İŞÇİ SAYISI YÜZDE 8 ARTTI!

- 4+4+4 eğitim sistemi çocuk işçiliği üzerinde etkili olmuştur. 2006-2012 verileri karşılaştırıldığında, hem çalışıp hep okuyan çocuk işçi sayısı yüzde 8 oranında artış görülmüştür. Çarpıcı olan bir diğer artış da, okula devam edemeyip ekonomik işlerde çalışan çocuk işçi oranındadır. Bu oran 2006 senesinde yüzde 27 iken, 2012 senesinde yüzde 35’e yükselmiştir. (TÜİK, Çocuk İşgücü Anketi, 2012)