Bu 'başarı' öyküsünün ve dev filonun ardında emek sömürüsü var!

Denizli'de hazır beton, asfalt, hafriyat, medya ve otomotiv sektörlerinde faaliyet gösteren ve bir süre önce ulusal basında "80 yaşındaki hanım ağanın başarı öyküsü" başlığıyla haberleri yayımlanan Akça şirketler grubu, geçen hafta bir iş cinayetiyle yeniden gündeme geldi. Grubun çalışanları, yaşadıkları hak gaspı, mobbing ve ücretli emek sömürüsünü soL'a anlattı.

Haber Merkezi

Denizli'de hazır beton, asfalt, hafriyat, medya ve otomotiv sektörlerinde faaliyet gösteren ve bir süre önce ulusal basında "80 yaşındaki hanım ağanın başarı öyküsü" başlığıyla haberleri yayımlanan Akça şirketler grubu, geçen hafta bir iş cinayetiyle yeniden gündeme geldi.

Grubun çalışanları, yaşadıkları hak gaspı, mobbing ve ücretli emek sömürüsünü soL'a anlattı. 

Akça şirketler grubu Denizli'de bir aile şirketi olarak faaliyet gösteriyor. Gruba bağlı şirketlerin yönetim kurulu başkanı 80 yaşındaki Neslihan Akça. Kentte "hanım ağa" olarak tanınan Neslihan Akça'nın çocukları ise yaşamlarını patron olarak sürdürmeye devam ediyor. 

Akça şirketler grubu, 23 Kasım 2017 Perşembe günü akşam saatlerinde yaşanan bir iş cinayetiyle yeniden gündeme geldi. Akça şirketler grubuna bağlı olarak çalışan 35 yaşındaki mikser operatörü Şevket Karakaya, Denizli'deki Karaman Mahallesi Dumlupınar Caddesi'ndeki bir inşaatta çalışırken, güvenlik önlemi olmaması nedeniyle asansör boşluğuna düşerek yaşamını yitirdi. İş arkadaşlarının durumu bildirmesi üzerine gelen polis ve savcının, olay yerindeki incelemelerinin ardından Karakaya'nın cesedi, kesin ölüm nedeninin tespiti için otopsi yapılmak üzere Pamukkale Üniversitesi Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. 

Bu olay, Akça şirketler grubu emekçilerini bir kez daha sarstı. 

Daha önce de benzer iş cinayetleri yaşandığını vurgulayan şirket çalışanları, firma bünyesinde yaşanan ücretli emek sömürüsü, mobbing ve hak gasplarını soL'a anlattı. 

Yakın zamanda bir iş cinayetine tanık oldunuz, peki çalıştığınız firma içerisinde iş cinayeti dışında neler yaşıyorsunuz? 

Bizim Akça grubu içindeki tüm şirketlerde yaşadığımız en büyük sorun düşük maaş verip yüksek mesai istemeleri. Patronlar düşük maaş ödüyorlar. Genelde asgari ücretödeniyor ama talep edilen mesai maalesef çok yüksek. Yasal olarak haftada 45 saat çalışmamız gerekiyor, ayda 180 saat eder. Ancak bizden fazladan ayda 100 saat fazla mesai isteniyor, "maaşınızı öyle artırın" diyorlar. Yani asgari ücretten şikayet edenlere, ayda 180 saatin üzerine 100 saat daha çalışın daha çok para kazanın diyorlar. İnsanlar da üç kuruş fazla ücret alabilmek için, ne yazık ki ayda 180 saat+100 saat mesai isteniyor.

Bu durumda günde 12 saat, belki de daha fazla çalışmanız gerekmiyor mu?

Evet öyle, burda her akşam evine 22'e gidip, bir de üstüne pazar günü çalışanlara rastlayabilirsiniz. İnsanlar çaresiz. İşlerini kaybetmemek adına bu koşullara ne yazık ki boyun eğiyorlar. İnsanlar "öğretilmiş çaresizliğe" mahkum ediliyor adeta. Bizim iş yerlerimizde öyle haftada iki gün tatil, ayda 22 gün çalışma falan yok. Akça grubunda insanlar 28-29 gün çalışmaya mecbur ediliyorlar, geçinebilmek adına... 

Peki hak arayabiliyor musunuz, bir örgütlenme, bir sendika var mı iş yerlerinizde?

Akça şirketler grubunun içindeki hazır beton, hafriyat, asfalt medya, otomotiv iş yerleri içerisinde hiçbir şekilde sendikal çalışma yok. İzin vermezler zaten. Sendika olsa bile herhalde kendilerinden bir sendikaya müsaade ederler, yandaş bir sendika olur. Gerçek anlamda bir mücadele olmadı hiç. 

Nasıl sürdürüyorlar Denizli'de varlıklarını peki, bunca hak gaspına, zorla çalıştırmaya rağmen?

Yerel medya da ellerinde. Kendilerine ait televizyon ve gazete var. Denizli Radyo Televizyonu (DRT) onların, Denizli Haber gazetesi onların. Kentte böyle bir egemenlik kurmuşlar aile olarak. Böyle bir meşruiyet sağlıyorlar. Ulusal basına da zaman zaman haber yaptırıyorlar. Geçtiğimiz aylarda çok satan holding gazetelerinden birinde, "Denizli'nin hanım ağası Neslihan Akça, bir kamyonla başladı şu anda dev bir filoya sahip" diye haberler çıktı. Bu "başarı" hikayeleriyle bir algı yaratıyorlar. Kentte de "bin kişiye ekmek veren hayırsever aile" imajını çiziyorlar. Ama arka planda düşük ücretlere fazla mesai talep eden, bazen de iş cinayetlerine sahne olan bir gerçeklik var. 

Peki tüm bu şirketler gurubu bünyesinde yaklaşık kaç kişi çalışıyordur?

Yaklaşık bin civarında emekçi çalışıyor. Bin kişiye ekmek verdiklerini iddia ediyorlar ama aslında bin kişi de onlara emek veriyor. Üstelik de insanları ucuz iş gücü olarak kullanıyorlar. 


İŞÇİLER soL'A KONUŞUYOR