AKP ve Yol-İş'ten 1 Mayıs temsili: Karayolları işçisini kullanacaklar

Yasadışı biçimde yıllardır taşeron çalışmaya mahkum edilen karayolu işçileri, AKP'nin 1 Mayıs temsilinde sahneye çıkarılmak isteniyor. Taksim'i kapatan ve emekçileri tehdit eden AKP, Yol-İş'le başrolü paylaştığı Ankara'daki temsilinde "işçi dostu" görünme planı yapıyor.

Yargıtay kararlarına rağmen yasadışı biçimde yıllardır taşeronda çalışmaya mahkum edilen karayolu işçileri, yine hükümetle Yol-İş Sendikası’nın kirli pazarlığına alet edilmek isteniyor.

Yol-İş Sendikası şubelere gönderdiği bir yazıylaa, 1 Mayıs günü kadroyla ilgili “müjde” verileceğini belirterek, tüm üyelerini Başbakan Davutoğlu’nun katılacağı toplantıya davet etti. Sendikadan şubelere gönderilen, Yol-İş Genel Başkanı Ramazan Ağar ve Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Mehmet Yolasığmazoğlu imzalı yazıda şu ifadeler yer aldı:

“Karayollarında 2010 yılından itibaren taşeron işçisi adı altında muvazaalı olarak çalışan üyelerimizin mahkeme kararlarının uygulanması ve kadroya alınmaları ile ilgili müjdeli haberi açıklamak üzere Sn. Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nun katılımıyla Ankara Arena’da 01 Mayıs 2015 tarihinde saat 09.00’da bir toplantı düzenlenecektir. Katılımın en üst düzeyde sağlanması için toplantıya taşeron üyelerimiz (eş ve çocuklarıyla) kadrolu üyelerimizle birlikte katılacaklarından…”

YOL-İŞ AKP'Yİ "İŞÇİ DOSTU" İLAN EDECEK

Yazının da gösterdiği üzere; Yol-İş Sendikası, Türkiye’nin en işçi düşmanı hükümetini, tam da seçim öncesinde üstelik de 1 Mayıs günü “işçi dostu” ilan etmenin hazırlığını yapıyor.

Karayolları Genel Müdürlüğü’ne bağlı bölge müdürlükleri ve şube şefliklerinde çalışan ve sayıları 10 bine yaklaşan işçi, 10 yılı aşkın süredir “hizmet alımı” adı altında çalıştırılıyordu. Ancak 2011 yılındaki mahkeme ve Yargıtay kararlarıyla birlikte, bu işçilerin baştan itibaren asıl işveren olan Karayolları Genel Müdürlüğü’nün işçisi olduğu kesinlik kazandı. Bu karar, hükümete taşeron işçilerini kadroya geçirme yükümlülüğü getirmesine karşın, hükümet yıllardır işçileri oyalamayı sürdürüyor. Öte yandan işçiler geçmiş 5 yıllık döneme ilişkin açtığı alacak davalarında, 70-80 bin lirayı bulan alacakları hak ediyor.

HÜKÜMETTEN RİCACI YANCI SENDİKA 

Hükümet yanlısı Yol-İş Sendikası ise bu sürecin başından itibaren bir mücadele vermek ve işçiyle hareket etmek yerine, hükümetten “ricacı” olmayı tercih etti. Eylül ayında üyelerine yönelik yayımladığı adı “duyuru” olan ama adlı adınca bir “ultimatom” havası içeren yazıda, hükümetle kadro için görüşmelerin sürdüğü ancak işçilerin hak ettikleri alacaklardan “kadro” karşılığında vazgeçmesi gerektiği belirtiliyordu. Yol-İş, 2013 yılında da işçilere benzer bir yazıyı imzalatıp, dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’a fakslatmayı denemişti. Erdoğan’a övgüler düzülen yazı işe yaramamış, işçiler yasalarla hak ettikleri kadroya kavuşamamıştı.

Yol-İş seçim öncesi AKP’ye oy toplama hamlesi yaparken, sendikanın genel başkanlığını yürüten ve aynı zamanda Türk-İş Genel Mali Sekreteri olan Ramazan Ağar’ın geçmişini de yeniden hatırlatmakta yarar var. Ağar hakkındaki 100 milyonu aşan ve Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nin cezalandırma talebi üzerine, Hukuk Genel Kurulu’nda aylardır görüşülmeyi bekleyen yolsuzluk iddiaları, hükümetin elinde koz olarak duruyor. Kirli pazarlığın bir yanının da bu olduğu düşünülüyor.