AKP ücretli izin hakkını da gasp etti: Dinlenme hakkına saldırı!

AKP’nin çalışma hayatına saldırı başlıklarından biri de ücretli izin hakkı oldu. Son yapılan düzenlemeyle, ücretli izinlerin ilk 10 günü haricindeki günlerin sonsuz kere bölünebileceği esası getirildi. Bunun pratik sonucu ise işçinin izninin sadece 10 günlük kısmını blok olarak kullanabilmesi olacak.

Barış Balkan

AKP iktidarının patron yanlısı kimliğini bilmeyen yok... Her fırsatta emek düşmanı yasalarla ve uygulamalarla karşımıza çıkan patron partisi AKP, 2003 yılında düzenlediği İş Kanunu ve yine 2012 yılında çıkardığı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası ile birlikte sınıfsal karakterini, yani emekçi sınıfa düşman kimliğini net bir şekilde hissettirdi, hissettiriyor.

İşçi sınıfının en temel haklarından birisi olan yıllık ücretli izin hakkı konusunda da durum farklı değil. Kapitalizmde adına "endüstri ilişkileri sistemi" denilen ama aslında sınıflar arası mücadele ve güç dengeleriyle belirlenen alanda, hükümetlerin tarihsel rolü, yasa koyucu ve yürütme erki olarak sistemli bir şekilde emekçilerin kazanılmış haklarına saldırı oluyor. AKP hükümetleri de bu rol uyarınca icraatlarını sürdürüyor. Son dönemde bunun yeni bir örneği, yıllık ücretli izin tartışmalarında ve kanunda yapılan düzenlemelerde görüldü.

Yıllık ücretli izin hakkı, dünyada ve Türkiye’de geç gelişmiş ve kazanılmış haklardan biri. Cumhuriyet döneminde çalışma yaşamında önemli dönemeçlerden biri olarak adlandırabileceğimiz 3008 Sayılı İş Kanunu’nda "yıllık ücretli izin hakkı"nın yer almaması bunun bir göstergesi. 

Bu yazıda bir yandan bu hakka yönelik saldırıları ifşa ederken, diğer yandan ücretli izin hakkının tarihsel gelişimi, yıllık ücretli iznin kullanımı, yıllık ücretli izin süreleri, yıllık ücretli izin ücreti ve yıllık ücretli iznin esaslarını da değerlendireceğiz.

YILLIK ÜCRETLİ İZİN HAKKININ TARİHSEL GELİŞİMİ

Yıllık ücretli izin hakkı dünyada olduğu gibi Türkiye’de de en geç kazanılan haklardan birisidir. 1938 yılında çıkan 3008 Sayılı Kanun’da yer almayan yıllık ücretli izin hakkı, ilk defa Basın İş Kanunu’nda yer aldı. 1952 tarihli 5953 Sayılı Basın İş Kanunu’nda, en az 1 yıl çalışan gazeteciler için 4 haftalık ücretli izin hakkı verilmiştir (5953 – m. 44). Bu izin 1954 yılında çıkan Deniz İş Kanunu’nda da yer aldı.

1960'da çıkartılan Yıllık Ücretli İzin Kanunu’yla birlikte 3008 sayılı İş Kanunu’na tabi çalışanlar için de yıllık ücretli izin hakkı doğdu. Bugünkü düzenlemeye benzer olarak kıdem yılına göre 1–5 yıl arası, 5-15 yıl arası ve 15 yıl üstü kıdeme sahip işçiler sırasıyla 12, 18 ve 26 gün ücretli izin hakkı kazandılar.

1961 Anayasası ile “Her çalışan dinlenme hakkına sahiptir” denilerek, bu hak anayasal güvence altına alındı. 1967'de çıkartılan 931 Sayılı İş Kanunu ve 1971 yılında çıkartılan 1475 Sayılı İş Kanunu’nda yıllık ücretli izin hakkı aynen korundu.

1982 Anayasası’nda çalışanların dinlenme hakkı tanındı ve en nihayetinde 2003 yılında çıkartılan 4857 sayılı İş Kanunu’nda da ücretli izin hakkı korundu.

İŞ KANUNU’NDA YILLIK ÜCRETLİ İZİN DÜZENLEMESİ

Çalışma mevzuatında ücretli izin hakkının kullanılması esastır. Bu hakkın devri veya bu haktan vazgeçilmesi mümkün değildir (İ.K. m. 53/II). Bu yüzden İş Kanunu yıllık ücretli izin günlerinde çalışan işçiler için yaptırım öngörür. Örneğin bir işçi ücretli izin günlerinde başka bir işte çalışırsa ve işveren de bunu fark ederse izin süresi içinde ödediği ücreti işçiden geri alabilir. (İ.K. m. 58)

YILLIK ÜCRETLİ İZİNE HAK KAZANMAK

Yıllık ücretli izne hak kazanılması için tek şart 1 yıllık kıdem süresinin dolmasıdır. (İ.K. m. 53/I) Bu şart gerçekleştiği tarihten itibaren işçi yıllık ücretli izin hakkı elde eder. Yıllık ücretli izni, bu izni hak ettiği yıl içerisinde herhangi bir zamanda kullanabilir.

Örnek olarak işine hiç ara vermeden çalışan bir işçiyi ele alırsak, 1 Eylül 2015 yılında işe başlamış bir işçi 1 Eylül 2016 tarihinde ücretli izne hak kazanır. Bu iznini 1 Eylül 2016 ile 1 Eylül 2017 arasında istediği bir tarihte kullanır. Eğer bu işçi 1 Haziran 2017’de izne çıkarsa bir sonraki izni Haziran itibari ile değil yine Eylül itibari ile hesaplanacaktır. Yani 1 Eylül 2017 tarihinde yeniden izne hak kazanacaktır.

Yıllık ücretli izin kazanılması için gereken bir yıllık çalışmanın işverenin aynı işyerinde yapılması şartı yoktur. İşverenin başka işyerlerinde çalışılması halinde de izin için gerekli olan bir yıllık süre bir veya birden çok çalıştığı işyerleri için birleştirilerek hesaplanır. Aynı zamanda işçinin aralıklı olarak bir işyerinde çalışması durumunda da aynı kıdem tazminatı hesabında olduğu gibi yıllık ücretli izin hesabı da birleştirilerek yapılır.

Nitelikleri bakımından bir yıldan az süren mevsim veya kampanya işlerinde çalışanlar için yıllık ücretli izin hakkı doğmaz (İ.K. m. 53/III)

Kısmi süreli ya da çağrı üzerine çalıştırılan işçiler açısından ise ücretli izne hak kazanabilmek için iş sözleşmelerinin devam ettiği sürece, her yıl hak ettikleri izinleri bir sonraki yıl izin süresine isabet eden kısmi süreli iş günlerinde çalışmayarak kullanırlar. Bu işlerde, tam süreli çalışanlar arasında yıllık izin süreleri ve izin ücretleri konularında ayrım yapılamaz.

ÜCRETLİ İZİN İÇİN GEREKEN 1 YILIN DOLMASINDA ÇALIŞILMIŞ GİBİ SAYILAN SÜRELER

İş Kanunun 55. Maddesi yıllık ücretli izin hakkının kazanılması için gerekli olan bir yıllık çalışma süresinin hesabında çalışılmış sayılan süreleri belirtir.

Bunlar:

  • İşçinin uğradığı kaza veya tutulduğu hastalıktan ötürü işine gidemediği süreler.
  • Kadın işçilerin, doğum öncesinde ve sonrasında kanunla belirlenmiş sekiz artı sekiz haftası (on altı hafta).
  • İşçinin askerlik hizmeti dışında manevra veya herhangi bir kanundan doğan ödevi için işe gidemediği süreninin doksan günü.
  • Zorlayıcı nedenlerden dolayı işin aralıksız bir haftadan çok tatil edilmesi halinde işe yeniden başlamak şartı ile işçinin çalışmadığı on beş günü.
  • İş Kanunu’nun 66. Maddesi’nde çalışma sürelerinden sayılan haller.
  • Hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günleri.
  • İşçilerin evlenmelerinde üç güne kadar, ana veya babalarının, eşlerinin kardeş veya çocuklarının ölümünde üç güne kadar verilecek izinler.
  • İşveren tarafından verilen diğer izinler ve kısa çalışma süreleri.
  • Bu kanunun çerçevesinde işçiye verilmiş yıllık ücretli izinler.

Grev ve lokavtta geçen süre toplu iş sözleşmesinde aksi bir hüküm konulsa dahi çalışılmış gibi sayılmaz.

Kanunda sayılan nedenlere dayanmadan işçinin devamsızlık yapması durumunda izne hak kazanması için doldurması gereken süreye devamsızlık yaptığı süre eklenerek izne çıkış tarihi bulunur. Yani 1 Ocak’ta işbaşı yapmış ve 1 Ocak’ta yıllık ücretli izne hak kazanacak işçinin on beş günlük devamsızlık yapması durumunda izin hakkı 16 Ocak’ta dolacaktır.

İZİN SÜRELERİ

Kanunun 53. maddesi yıllık ücretli izin günlerini belirliyor.

Buna göre,

  • Bir yıldan beş yıla kadar(beş yıl dahil) 14 gün
  • Beş yıldan fazla 15 yıldan az olanlara 20 gün
  • On beş yıldan fazla olanlara 26 gün

yıllık ücretli izin verilir.

On sekiz yaşından küçük ve elli yaşından büyük işçilere yirmi günden az olunamayacağını belirtir.

Ayrıca yeraltı işlerinde çalışan işçiler için bu sürelerin dörder gün arttırılarak uygulanacağını belirten hüküm de yasada vardır.

Yıllık ücretli izin günlerinin hesabında izin süresine rastlayan ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmaz. Bu günler belirtilen izin sürelerine eklenir.

Yıllık ücretli izin açısından Cumartesi çalışma günü olarak kabul edilir. İşyerinde çalışma süreleri 5 gün üzerinden düzenlense bile Cumartesi dahil altı gün hesaba katılması gerekir. Yani bir günlük hafta tatili dışında ayrıca çalışılmayan Cumartesi günü izin sürelerine eklenmez.

Bu sürelerin toplu iş sözleşmeleri ile veya bireysel iş sözleşmeleri ile arttırılması mümkündür.

YILLIK ÜCRETLİ İZNİN KULLANILMASININ ESASLARI

İşveren, işçi eğer iznini işyerinin bulunduğu yerden başka bir yerde geçirecekse bu hususu belgelemesi koşulu ile yolda geçecek süreleri karşılamak üzere toplam dört güne kadar ücretsiz izin vermek zorundadır.

İş Kanunu’nun 56. Maddesi izinlerin nasıl kullanılacağını düzenler. Bu kanunun eski halinde izinler en çok üçe bölünebileceği ve bu izinlerden birinin 10 günden az olamayacağı belirtiliyordu. AKP 26 Nisan 2016 tarihinde çıkardığı 6704 sayılı torba kanun ile birlikte İş Kanunu’nun 56. Maddesini değiştirdi. Yeni yapılan düzenleme ile birlikte artık izinlerin bir tanesi 10 gün olmak koşulu ile diğerler sonsuz kere bölünebiliyor. Yani 14 gün izni olan bir işçi için bu 10+1+1+1+1=14 formülüne göre düzenlenebileceği anlamına geliyor. Bu uygulama tarafların anlaşma koşuluna bağlansa bile bunun pratik karşılığı işverenin izinlerin bu şekilde kullanılması konusunda baskısı oluyor.

İZİN ÜCRETİ

İşveren, yıllık ücretli izne hak kazanmış bir işçinin izin süresinde alacağı ücreti nakit olarak izne çıkmadan önce ödemek zorundadır. Yani işveren, işçinin günlük ücreti hesaplandıktan sonra eğer 14 gün izne çıkıyorsa günlük ücretini 14 ile çarparak işçiye nakit olarak ödemek zorundadır.

Ücret şeklinin akort, komisyon ücreti, kâra katılma, yüzde esaslarına göre olması halinde işçinin son bir yıl içinde kazandığı ücretin fiili olarak çalıştığı günlere bölünmesi ile bulunacak günlük ücret üzerinden hesaplama yapılır.

İş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde işçinin hak kazanıp kullanmadığı yıllık ücretli izin sürelerine ait ücreti sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödenir.

AKP İKTİDARI ÜCRETLİ İZİN HAKKINA SALDIRIYOR 

Yıllık ücretli izin hakkı, işçi sınıfının diğer haklarında da yaşandığı gibi, AKP hükümetlerinin saldırılarının hissedildiği bir alan. İşçinin dinlenme hakkı, evrensel bir hak olarak kazanılmış olmasına rağmen, neoliberal dönemde sermaye sınıfı daha fazla kâr hırsı için bu hakkı tasfiye etmeye çalışıyor.

Son yapılan düzenlemede de görüldüğü gibi, işçinin kesintisiz izni 10 gün ile sınırlandırıldı ve kalan izin günleri sonsuz kere bölünebilecek şekilde düzenlendi. Yıllık ücretli iznin kullanılması konusunda, mevzuata göre tarafların, yani işçi ve patronun karşılıklı rızalarının olması esasının ise herhangi bir bağlayıcılığı bulunmuyor. Patron ile işçi, kapitalist üretim sürecinde “bireysel” olarak eşit değil ve yani eşit birer taraf değil.

AKP hükümeti tarafından yapılan bu son düzenleme ile işçilerin dinlenme hakkına da göz dikildiği ortaya çıkarken, ilk elden bu hakkın kullanımı konusunda inisiyatif patronlara verilmiş oldu.