3. havalimanı işçilerinden mektup var: Fazla mesai baskısı ve hukuksuz uygulamalar had safhada!

İstanbul'da inşaatı devam eden 3. havalimanında çalışan işçiler, yaşadıkları üretim baskısını, fazla mesai dayatmasını, çalışma koşullarındaki kuralsız ve hukuksuz uygulamaları soL'a gönderdikleri bir mektup aracılığıyla kamuoyuyla paylaştı. Erdoğan'ın 29 Ekim'de inşaatı ziyaret etmesi ihtimalini vurgulayan işçiler, "Bu ihtimal nedeniyle fazla mesai ve üretim baskısı daha…

Haber Merkezi

İstanbul'da inşaatı devam eden 3. havalimanında çalışan işçiler, yaşadıkları üretim baskısını, fazla mesai dayatmasını, çalışma koşullarındaki kuralsız ve hukuksuz uygulamaları soL'a gönderdikleri bir mektupla duyurdu. Erdoğan'ın 29 Ekim'de inşaatı ziyaret etmesi ihtimalini vurgulayan işçiler, "Bu ihtimal nedeniyle fazla mesai baskısı daha da arttı" dediler. 

"KAÇ İŞÇİNİN ÖLDÜĞÜNÜ BİLMİYORUZ BİLE..."

Bugüne kadar havalimanı inşaatında kaç kişinin iş cinayetlerinde öldüğünü bilmediklerini kaydeden işçiler, "Hak ihlallerinin en yoğun olduğu dönemi yaşıyoruz" dediler. 

Kaleme aldıkları mektupta, fazla mesainin işçinin tercihine bırakılmış bir hak olmaktan çıktığını ifade eden işçiler, "Çalışmadığımız pazar günü neredeyse hiç yok. Bunun yanında özellikle Tayyip Erdoğan'ın ziyaret edeceği bölgelerde çalışma temposu, baskı ve gerilim had safhada" diye yazdılar. 

İŞTE O MEKTUP

"3. Havalimanı İşçileri" imzasıyla kaleme alınan mektubun tamamı şöyle: 

Bugünlerde 2015 yılından beri 3. havalimanı şantiyesinde sıkça rastladığımız bir durum tekrar yaşanmaya başladı. Bir yandan adlarına ilahiyat fakültesi açtırıp, diğer yandan milletin bir yerine bir şey koyma meraklısı ve uzun adam sevdalısı patronlarımız ile siyasi iktidar aralarındaki ne tip bir ticari ilişkinin sonucu olduğu belirsiz olsa da bu projeyi iktidar menfaatine siyasi enstrüman haline getirmiş durumdalar.

 

İnşaat sektörü, içinde yaşayanlar için malum olduğu üzere zaten çok yoğun çalışma saatleri içeren bir iştir ve yeterince stres ve baskı içerir. Bizim bugünlerde yaşadığımız bitmeyen mesailerin-artan gerilimin sebebi ise yaklaşan Cumhuriyet bayramı. Hiç de cumhuriyet sevdalısı olmadığını bildiğimiz patronlarımızın bu Cumhuriyet Bayramı merakı ise muhtemelen AKP genel başkanının, Cumhuriyet bayramında Anıtkabir törenlerinden kaçmak için bu yıl bizim havalimanını adres belleyecek olması.

 

AKP genel başkanı veya başbakan veya herhangi bir bakan-yetkili veya her gelmek isteyen şantiyeyi ziyaret edebilir; 30.000 işçi çalışıp ellerimizle bütün kötü koşullara rağmen ve havalimanı yer seçimindeki bütün yanlışlıklara rağmen iyi bir işçilik başarısı sergiliyoruz, alın terimiz ülkenin en büyük binalarından birini ortaya çıkarıyor ve bunu elbetteki herkes görsün. Bu havalimanı ile illa biri övünecekse, buna en çok hakkı olan, bunu yapan inşaatında terini döken biz işçileriz Ancak bu ziyaretler bir şova çevrildikçe olan biz işçilere oluyor. Her ziyaret dönemi iş yerinde bütün işin plan-kontrolünün elden kaçtığı tam boy bir kaos dönemi oluyor. Çalıştığımız bu havalimanı şantiyesinde bugüne kadar kaç kişinin öldüğünü bilmiyoruz ama bildiklerimizin çoğunun böyle birilerinin ziyareti vesaire denilerek kontrolsüzce baskı altında çalışma yapılan dönemler olduğunu söyleyebiliriz.

 

Yakın dönemde böyle bir olay olmasından fazlasıyla endişeliyiz. Bu baskı koşullarından kaynaklanacak bir iş yeri cinayetinin tekrar yaşanmaması için yetkileri uyarıyoruz.

 

Şantiyede fazla mesai biz işçilerin tercih ederse kullanabileceği bir hak olmaktan tamamen çıkmış durumda bu şantiyede mesai yapmamak diye bir hak işçiler için ortadan kalkmış durumda. Çalışmadığımız pazar günü neredeyse hiç yok. Bunun yanında özellikle AKP genel başkanının ziyaret edeceği bölgelerde ise çalışma temposu, bu bölgelerdeki baskı ve gerilim had safhada. Bu gerilim aynı zamanda binlerce taşeron firmanın çalıştığı şantiyede firmalara cezalar ve kesintiler aracılığıyla da oluyor ancak bunun da faturası o taşeron firmaların patronları aracılığıyla biz işçilere kesiliyor maaş gecikmesi veya ödenmemesi, işten çıkartılanların tazminatlarının gasp edilmeye çalışılması , fazla mesailerin zaman zaman gasp edilmesi bütün bu haklarımızın ihlallerini her gün ama özellikle böyle yoğun baskı dönemlerinde yaşıyoruz.

 

Saygılarımızla...