Yeni bir açlık krizi kapıda

<strong>ABD’de yaşanan yoğun kuraklık sebebiyle tahıl fiyatları hızla yükselmeye başladı. Dünyanın birçok ülkesine tahıl ihraç eden ABD, artmaya devam eden tahıl fiyatları ile tüm dünyayı etkileyecek bir gıda krizine gebe.</strong>

Ekonomistler tarafından, iklim değişikliği sebebiyle son 50 yılın en etkili kuraklığının yaşandığı ABD’de soya fasulyesi, buğday ve mısır fiyatlarında yaşanan aşırı yükselmenin küresel bir gıda krizine işaret ettiği belirtiliyor. Ancak dünyadaki tahıl ihracatının yüzde 50’den fazlasını gerçekleştiren ABD’nin karşı karşıya olduğu bir gıda enflasyonu, ABD’den büyük miktarlarda tahıl ithal etmekte olan birçok ülkeyi de krize sürükleyecek.

Uluslararası Tahıl Konseyi’nin hazırladığı Tahıl ve Yağ Tohumu İndeksi verilerine göre, ABD’de buğday, mısır, soya fasulyesi, pirinç ve arpa gibi tahıl fiyatlarının son beş hafta içinde yüzde 50’den fazla yükselerek bu hafta Temmuz 2008’den bu yana en yüksek değerlerine fırladığını belirten uzmanlar, fiyatlar bu hızla yükselmeye devam ederse büyük ölçekli uluslararası bir gıda krizinin kapıda olduğunu belirtiyorlar.

Kriz, Afrika'yı ve Ortadoğu’yu vuracak
ABD’de bu yıl yaşanan kuraklık, 2010 yılında Rusya’da yaşanan büyük kuraklık ile kıyaslanırken, ABD’de kuraklık sonucu tahıl üretiminin krize girmesiyle tahıl fiyatlarının yükselmesinde yaşanan sürecin, aynen Rusya’daki gibi gerçekleştiği ifade ediliyor. ABD’de şu sıralar yükselen tahıl fiyatlarının ise, 2010 yılında Rusya’da yaşanan gıda krizinde oldukça yükselen tahıl fiyatlarını da aştığı belirtiliyor.

ABD’de buğday talebinin oldukça düştüğü belirtilirken, tahıl piyasasında yaşanan dalgalanma ise belirsizliğini koruyor. Afrika başta olmak üzere, ABD’den tahıl ithalatı yapan ülkelerin, 2007-2008’de tahıl fiyatlarının patlaması sonucu gerçekleşen küresel gıda krizine karşın gıda güvenliği politikaları geliştirerek kendi gıda rezervlerini artırmaya yönelik bazı önlemler aldığı biliniyor. Bu yıl Mısır, İran, Çin ve Hindistan gibi ABD’den büyük miktarlarda tahıl ithalatı yapan ülkelerin yeterli miktarda gıda stokları bulunması sebebiyle süreci uzaktan gözlemledikleri, dolayısıyla ABD’deki cari fiyat dalgalanmalarından bir süre etkilenmeyecekleri belirtiliyor. ABD’den yılda 10 milyon tondan fazla buğday ithal eden Mısır'ın, kendini 6 ay idare edecek kadar tahıl stoğu bulunduğunu açıklandı. Çin’in ise elinde ciddi miktarda buğday ve mısır bulundurduğu, ancak stoğunu uluslararası piyasalara açmayacağı söyleniyor.

Ancak ABD’de tahıl fiyatlarının son durumunu belirleyecek olan kuraklık ile tahıl arzı ve talebi arasındaki dengesizlik sonucu bir gıda enflasyonunun patlamasıyla yerel gıda fiyatlarında yaşanacak bir artış, ABD’den gıda ithal eden ve nüfusu fazla olan birçok ülkeyi ekonomik krize sürükleyecek.

Kapitalizmin gıda krizi milyonlarca insanı açlığa sürüklüyor
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatı (FAO), 2007-2008’de yaşanan ekonomik krizinin, dünya üzerinde 75 milyon insanı daha açlık sınırının altında yaşamak zorunda bıraktığını açıkladı. Ancak çeşitli kurumlar tarafından, 2007-2008 ekonomik krizi sonrasında açlığa sevk edilen insanların sayısının 160 milyonu bulduğu ifade edilirken, o dönemde dünya üzerinde açlık sınırının altında yaşayan insan sayısının 1 milyarı aştığı biliniyor. FAO Genel Sekreteri José Graziano ise Financial Times’a verdiği bir demeçte, gıda fiyatlarında iyice hissedilen artışın, gelirinin yüzde 75’inden fazlasını gıdaya yatıran yoksullar üzerindeki etkisinin büyük olmasından endişe ettiğini söyledi.

Bu doğrultuda özellikle Afrika ve Ortadoğu’da gıda rezervi konusunda sıkıntı çeken ülkelerin ABD kaynaklı gıda krizinden olumsuz etkilenecekleri ve yükselen tahıl fiyatları sebebiyle gıda tedarik etmekte zorlanacakları belirtiliyor. 2007-2008’de yaşanan gıda krizi sonrasında Bangladeş ve Haiti gibi ülkelerde yükselen gıda fiyatlarına karşı çeşitli eylemler yapılmıştı.

Türkiye de söz konusu gıda krizinden etkilenecek. Özellikle İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde yaşanmakta olan kuraklık sonucu tahıl ürünlerindeki azalmayla beraber, çiftçilerin hayvansal yem olarak kullandığı mısır ve soya fasulyesini ithal etmek zorunda kalacağı belirtiliyor. Fiyatları iki katına çıkan bu tahılların yurt dışından ithal edilmesiyle, hayvansal ürünlerin de fiyatı yükselecek.

Suriye’nin ise, Esad yönetimine karşı uygulanan ekonomik ambargolar sebebiyle, ülkenin ihtiyaç duyduğu yaklaşık 3 milyon ton tahılı ithal edememesi ve ticaret vergilerinin düşmesi sonucu ekonomik durumunun kötüye gideceği iddia ediliyor.

ABD durumdan hala “endişe etmiyor”
ABD Tarım Bakanlığı yetkililerinden Joseph Glauber, gıda fiyatlarının yükseldiğini kabul etmekle beraber, durumun 2008’deki krize nazaran iyi olduğunu öne sürdü. 2011’de 132 milyon dolarlık tarımsal ithalat yapan ve tarımın başat ekonomik sektörlerden biri olduğu ABD’de, tarımsal üretim büyük tekeller eliyle gerçekleştiriliyor.

2. Dünya Savaşı’nın ardından tarıma verilen devlet desteğiyle tarımsal üretim hacmini bir hayli artıran ABD’de, 80’li yıllardan sonra yükselen serbest piyasa ekonomisiyle beraber tarımda küçük üreticiye verilen destek çekilmeye başlandı. Dünya Ticaret Örgütü’nün (WTO) kurulmasının ardından 1994’te yapılan bir tarım anlaşmasıyla tarımsal üretimde etkin olmadığı iddia edilen küçük üreticiye verilen desteğin azaltılması ve devlet tarafından kontrol edilen tarımsal ürün stoklarının kaldırılması kararı ile küçük üreticilerin pazar payı azaltılarak tarımsal üretim büyük tekellerin hizmetine verilmiş oldu.

Küçük ölçekli tarımla geçinen ve tarım tekellerinin üretim hacimleriyle rekabet edemeyen birçok ülke ise, serbest ticaretin işlerlik kazanmasından bu yana, düşürülen gümrük vergileri ile Dünya Ticaret Örgütü kararları kapsamında ve IMF ve Dünya Bankası fonlarının teşvikiyle ABD’den gıda ithalatı yapmaya zorlanıyor. Dolayısıyla ABD’de gerçekleşmesi olası bir gıda enflasyonu, ABD’den tarımsal ithalat yapan birçok ülkeyi de gıda krizine sokacak.

(soL – Ekonomi)