Serbest bölgelerde yalnızca kârlar değil, sömürü de artıyor

2011 yılında serbest bölgelerde 22 milyar 646 milyon dolarlık toplam ticaret hacmine ve 54 bin kişilik istihdama ulaşıldığı açıklanırken, bu bölgelerde sigortasız, sendikasız ve ucuz işçi çalıştırılması ise görmezden geliniyor.

Türkiye'de 2011 yılında serbest bölgelerde 22 milyar 646 milyon dolarlık toplam ticaret hacmine ulaşıldığı ve 54 bin kişiye istihdam sağlandığı ifade edilirken, aynı zamanda bu bölgelerde sigortasız, sendikasız ve ucuz işçi çalıştırılması ise gündemin dışında bırakılıyor.

Türkiye'de 19 serbest bölgede, geçen yıl 22 milyar 646 milyon dolarlık toplam ticaret hacmine ulaşılırken, bu bölgelerde 54 binden fazla kişi istihdam edildi. Ekonomi Bakanlığı verilerine göre, Türkiye'de ihracata yönelik yatırım ve üretimi teşvik etmek, doğrudan yabancı yatırımları ve teknoloji girişini hızlandırmak, işletmeleri ihracata yönlendirmek ve uluslararası ticareti geliştirmek amacıyla 1985 yılında kurulmaya başlanan serbest bölgelerin ülke ekonomisine ve istihdama büyük katkı sağladığı ifade ediliyor.

Oysaki serbest bölgelerde süreç devlet, sermaye ve işçiler için farklı koşullarda işlemekte ve farklı avantaj ve dezavantajlar sağlıyor.

Sanayi sektörü başı çekiyor
Ege Serbest Bölgesi, geçen yıl gerçekleştirdiği 5 milyar 747 milyon 500 bin dolarlık ticaret hacmi ile ilk sırada bulunuyor. İstanbul Endüstri ve Ticaret Serbest Bölgesi sahip olduğu 3 milyar 603 milyon dolarlık ticaret hacmiyle ikinci sırada yer aldı. Bu iki serbest bölgeyi ise 2 milyar 693 milyon dolarlık ticaret hacmi ile Mersin Serbest Bölgesi izledi. Geçen yıl en az ticaret hacmine sahip bölge ise 2 milyon 628 bin dolarla Mardin Serbest Bölgesi oldu.

Serbest bölgelerde faaliyet gösteren sektörler arasında geçen yıl "sanayi ürünleri" yüzde 87,19 ile ilk sırada yer aldı. Bu sektörü yüzde 6,16 ile "bitkisel ürünler" sektörü izledi. Üçüncü sırada bulunan "işlenmiş tarım ürünleri" sektörü ise yüzde 5,77 paya sahip oldu.

Serbest bölgelerde ucuz, güvencesiz ve sendikasız istihdam
Serbest bölgeler geç kapitalistleşmiş olan ülkelerde ihracatın artırılması, yabancı yatırımların özendirilmesi, teknoloji ve bilgi transferi ve yerli işgücüne istihdam olanakları yaratılması gibi amaçlarla oluşturulmakta. Ancak bahsi geçen istihdam biçiminin işçi sağlığı ve güvenliğinin olmadığı, ucuz, esnek ve güvencesiz bir çalışma biçimini olduğu göz ardı edilmekte.

Dolayısıyla, gümrük muafiyeti sağlanarak sermayenin teşvik edildiği bu bölgelerde sermayenin uluslararası hareketliliği ve serbestliği serbest bölgelerde çalışanlar için beraberinde güvensiz ve sağlıksız çalışma koşullarını getiriyor.

Ayrıca, İstihdamı ve ülkeye döviz girişini arttırmak amacı ile kurulan serbest bölgelerde çalışanların büyük çoğunluğunun akort çalışmanın getirdiği meslek hastalığı denen hastalıkları nedeniyle çalıştıkları işte emekli olamadıkları gibi, o işten çıkarıldıklarında da başka bir iş bulmaları pek mümkün olmuyor.

Serbest bölgeler dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadınların ve çocukların ağırlıkla istihdam edildiği yerler. Serbest bölgelerde daha ucuza ve güvencesiz olarak istihdam edilenlerin ağırlıklı olarak kadın ve çocuk olması sömürünün boyutlarını gözler önüne sermekte.

(soL-Ekonomi)