Sata sata biter mi?

AKP'nin özelleştirme programı, sürekli olarak satacak yeni şeyler icat etmeyi de hedefliyor.

soL (HABER MERKEZİ) Temmuz 2007 seçimlerine yaklaşılırken, AKP Eskişehir milletvekili adayı olan Kemal Unakıtan, "Türkiye böyle bir ülke. Özelleştirmede satıyorsun, satıyorsun bitmiyor. Bu kadar komünist bir ülkeymişiz" sözleriyle gündeme gelmişti. İkinci AKP iktidarı döneminde yapılan özelleştirmelerle birlikte, kamu yatırımları büyük ölçüde tasfiye edilip elden çıkartıldı. Ancak AKP'nin özelleştirme programının sonu görünmüyor. Akla gelebilecek her şeyi özel mülkiyete dönüştürmeyi adeta ibadet sayan iktidar partisi, sürekli olarak yeni özelleştirme başlıkları icat ediyor.

Irmakları bile satıyorlar
Bunların başında Türkiye'nin tüm yeraltı ve yerüstü kaynakları geliyor. Yeni maden yasasıyla madencilik sektörünü tamamen özel sektöre devretmeye hazırlanan AKP, bunun dışında ormanların ve ırmakların işletme hakkını satmak gibi, başka kimsenin aklına gelmeyecek fikirler üretiyor. Bunların yanı sıra, sahil şeritlerini turistik tesislere veya yabancılara satılması hedeflenen villa kentlere dönüştürmeyi hedefleyen AKP, denizi de yer yer balık çiftliği sahiplerine pazarlıyor.

AKP piyasacılığının bir diğer çarpıcı boyutu, kentsel dönüşümde kendini gösteriyor. Bilhassa büyük kentlerde kentsel yapıyı sürekli yeni rant fırsatları yaratacak biçimde dönüştüren AKP'ye bağlı yerel yönetimler, bir yandan ihaleler yoluyla yandaşlarını zengin ederken, diğer yandan geçmişte kamusal olarak tanımlanan her şeyin sonuna A. Ş. ekleyip özelleştirmenin yolunu yapıyorlar. Elektrik ve doğalgaz dağıtım şirketleri, bu konuda atılmış önemli bir adım. Büyük kentlerde şehir içi ulaşımın da tamamen özelleştirileceği düşünülüyor. Örneğin, Fortune 500 listesinin 181. sırasında olan İstanbul Deniz Otobüsleri A. Ş., kârlı bir özelleştirme operasyonuna aday görünüyor.

"Ticari kuruluş" TOKİ
Diğer yandan, başta Unakıtan olmak üzere tüm AKP'liler tarafından sıklıkla dile getirilen "devletten beklemeyin, para yok" argümanı, yerel yönetimler ve TOKİ'nin yatırımlarının boyutu düşünüldüğünde, geçerliliğini yitiriyor. Örneğin TOKİ, yaptığı yatırımların miktarıyla, özellikle lüks konut müteahhitlerini çileden çıkartmış durumda. İstanbul Boğazı'na yapılmakta olan Marmaray gibi büyük yatırımlar, çoğunlukla yabancı bankalara borçlanılarak yapılıyor ve "satmak için yap" mantığıyla hareket ediliyor. Köprüleri ve otoyolları da özelleştirmeye hazırlanan AKP için, Marmaray ve planlama aşamasındaki üçüncü boğaz köprüsü, ilk iki köprüyle birlikte satılmaya hazır birer ürün anlamına geliyor.