soL (HABER MERKEZİ) Kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor's (S&ampP), Türkiye'nin Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yeni bir kredi anlaşması yapması için manipülasyon yapıyor.

Kuruluşun Türkiye analisti Faruk Soussa, Türkiye'nin cari açığının çok yüksek olduğunu belirterek, bu açığın finansmanının ancak yabancı sermaye girişinin sürmesi ile mümkün olabileceğini söyledi. Soussa, hükümetin IMF ile yeni bir stand-by anlaşması yapmasının ve bir "IMF çıpası oluşturmasının" yabancı sermaye tarafından "çok iyi karşılanacağını" öne sürdü.

Cari açığın finanse edilememesi durumunda Türkiye'nin hızla ekonomik krize sürükleneceği herkesçe malumken yapılan bu açıklama, açık bir şantaj niteliği taşıyor.

Mahkeme kararı yetmez
Soussa ayrıca AKP'ye açılan davanın kapatma ile sonuçlanmamasının siyasi belirsizliği ortadan kaldırdığını iddia etti.

Kapatma davasının karar bağlanması ile birlikte Türkiye'nin ekonomik görüntüsünün "olumsuz"dan "durağan"a yükselttiklerini söyleyen Soussa öte yandan bunun ancak geçici bir rahatlama sağlayabileceğini söyledi. Soussa, "istikrarın uzun süreli olması için ekonomik reformlar ve kararların önemli olacağını" dile getirdi.

Kredi notu havucu, kriz sopası
S&ampP'den daha önce yapılan açıklamalarda, "siyasi istikrarın sağlanması, dış kırılganlık ve cari açığın azaltılması halinde" Türkiye'nin kredi notunun yükseltilebileceği dile getirilmişti.

S&ampP'ye göre Türkiye'nin kredi notu halen uzun dönemli döviz cinsinden BB(-) ve uzun dönemli yerel para birimi cinsinden BB seviyesinde bulunuyor. Türkiye'nin kredi notunun yükseltilmesi için, öncelikle ekonomik görüntüsünün "durağan"dan "olumlu"ya döndürülmesi gerekiyor.
Böylelikle ülkenin, S&ampP'nin ve onun temsilcisi olduğu uluslararası sermayenin istediği gibi yönetiliyor olduğu tescillenmiş olacak ve kredi notunun yükseltilmesi için gerekli koşul sağlanmış olacak.

Bütün bunların ifade edilmesi, aynı zamanda tersinin de ifade edilmesi anlamını taşıyor. Yani, Türkiye'nin uluslararası sermayenin istediği gibi yönetilmemesi halinde, S&ampP ve benzeri kuruluşlar Türkiye hakkında olumsuz kararlar alacak. Bunun sonucunda yabancı sermaye girişi azalacak, cari açık ile dış borcun finansmanı zorlaşacak ve böylelikle ekonomik krizin altyapısı hazırlanmış olacak.