Melen kirleniyor, kirletiyor

İstanbul'un ihtiyacının dörtte birini karşılayan Melen Suyu tehlike saçan bir kaynak.

soL (HABER MERKEZİ) İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin piyasacı anlayışla geliştirdiği içme suyu projeleri ve arıtma yöntemleri, tehlikeli boyutlara ulaşan su kirliliği, yönetsel sorunlar ve halk sağlığının hiçe sayılması noktalarında sorgulanıyor. Su kaynaklarının özelleştirilmesi girişiminin yaşanan sorunları katmerlendireceği de, konuyla ilgili çeşitli odaların ve çevre kuruluşlarının ortak görüşü.
Turizm geliri, sağlıktan önemli!
İstanbul'un 14 içme suyu kaynağı içinde yer alan ve kente yılda 268 milyon metreküp su temin eden Melen içme suyunun havzasında gözlemlenen kirlenme, gündemdeki en yakıcı sorun olarak öne çıkıyor. İSKİ'nin Melen suyu hakkında geçtiğimiz günlerde yaptığı "arıtılmayacak su yoktur" açıklamasının, "İçme Suyu Havzaları ve Su Kirliliği Yönetmeliği'nin su kaynağını koruma, arıtma, denetleme, ihlalleri cezalandırma maddelerini ihlal" anlamına geldiğini ifade eden uzmanlar, teknik olarak arıtmanın suyu tesise dahil ederek yapıldığını, ama sudaki inorganik maddelerin ve bazı organik maddelerin arındırılamayacağını söylerken, su kaynağının mutlaka temiz tutulması gerektiğini vurguluyorlar.

Beş su havzasında toplam 4 bin fabrikanın faaliyette olduğu İstanbul'un, içlerinde Melen su kaynağının da bulunduğu bölgesi, turizmi teşvik ve orman yasasıyla birlikte yerleşime açılıyor. Çevredeki arıtma sistemleri olmayan sanayi tesislerinin atıklarının karıştığı, çok yakınındaki Çam Köyü mevkiinde belediyeye ait çöp toplama merkezinin bulunduğu, çevredeki canlıların suya temasının engellenmediği Melen kaynağı açısından, bu girişimin "öldürücü son darbe" olduğu dile getiriliyor.

ÇMO Melen hakkında uyarıyor
Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şube Sekreteri Hüseyin Uğur konuya ilişkin yaptığı açıklamada, İSKİ'den yapılan "arıtılmayacak su yoktur" ifadesinin, gerekli ekonomik ve akılcı olmayacağını vurgularken, suda kolibasilinin olmamasının, diğer bakterilerin ve toksik, kanserojen madde varlığının da yok olduğu olmayacağı anlamına gelmeyeceğini ifade etti. Uğur, THM (Trihalometan) gibi suda organik madde varlığında klor dezenfeksiyonu esnasında oluşan yan ürünlerin de mide ve gırtlak kanserine yol açabileceğinin altını çizdi.

İstanbul'da özellikle yaz aylarında kaynaklarda su oranının azalmasına değinen Uğur, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yönetsel "kısırlığına" vurgu yaparak Melen Suyu'nun Doğu Marmara'nın yerleşim olan bölgelerinin önemli bir bölümünün su kaynağını tükettiğini söyledi. Melen Suyu Projesi'nin sadece "içme suyu projesi" olarak düşünüldüğüne işaret eden Uğur, İstanbul'un içme suyu ihtiyacının karşılanması için Bulgaristan sınırından Düzce'ye kadar bir çok kaynağın aktarıldığını söyleyen Uğur, o bölgelerin ekolojik ve yaşam kaynaklarının kurutulduğunun altını çizdi.

Su kullanımının da özelleşmesinin halk sağlığını kötü etkileyeceğine dikkat çeken Uğur, "Su özelleştirmeleri halk sağlığı açısından Latin Amerika, Afrika ülkelerinde olduğu gibi İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde de sorunlar yaratmıştır" açıklamasını yaptı. Uğur, piyasacı yaklaşımların özellikle 2009 Mart ayında İstanbul'da düzenlenecek olan Dünya Su Forumunda derinleşeceğine dikkat çekti.