‘Kaynağı belirsiz para Rus oligarklardan’

Temmuz ve Ağustos aylarında Türkiye ekonomisine yaklaşık 8 milyar dolar kayıt dışı sermaye girişi oldu. Gündemdeki iddia, bu paranın Kıbrıs’tan çıkan Rus oligarklardan geldiği.

Alper Birdal - soL

Temmuz ve Ağustos aylarında, sırasıyla 4,8 milyar dolar ve 2,8 milyar dolar olan kayıt dışı sermaye girişi, Türkiye ekonomisini rahatlattı. Dış açık, iki ayda 8 milyar dolara yaklaşan bu kaynağın katkısıyla finanse edildi. Başka bir ifadeyle, Türkiye’den sermaye çıkışının hız kazandığı bir dönemde, “kaynağı belirsiz para” AKP hükümetine bir kez daha nefes aldırdı.

Kıbrıs’tan geldi
Bu paranın nereden geldiği konusunda spekülasyonlar sürüyor. Suriye savaşı, Irak, Körfez sermayesi, İran, Varlık Barışı gibi iddialar gündemde. Ancak dün Hürriyet gazetesinden Hülya Güler’in “Ankara kulisleri”ne dayandırdığı bir iddia, birçok açıdan yeni tartışmalara kapı aralayacak nitelikte.
Güler, kaynağı belirsiz paranın Güney Kıbrıs’taki krizden kaçan Rus oligarklarına ait olduğunu yazdı. Rus oligarkların adada 30 milyar dolar civarında servetinin olduğu tahmin ediliyor. Kıbrıs’ta 100 bin avronun üzerindeki banka mevduatlarının dondurulması üzerine yeni bir liman arayan oligarkların, paralarının bir kısmını Türkiye’ye getirdiği iddia ediliyor. Güler’e göre bu tercihin arkasında AKP’nin “Varlık Barışı ile yurtdışından gelen paraya vergi avantajı” sağlaması var. Haberde Ankara kulislerine dayandırılan dikkat çekici bir başka iddia da, “gelen para içinde özellikle tek bir kişinin parasının büyük ağırlığının olduğu” yönünde.

Tanıdık isim
Kıbrıs hükümeti bankalara ilişkin kararı Mart’ta aldı. Rus oligarkların, kararın kendileri açısından bir sürpriz olduğu iddialarına kızdıkları dış basında yer aldı. Zira oligarkların, kararın alınmasından önceki aylar boyunca paralarını adadan çekmeye başladıklarını, bizzat dönemin Maliye Bakanı Michael Sarris de ifade etmiş, çöküşten önceki haftalarda bankalardan büyük miktarda mevduat çekildiğini açıklamıştı.

Yine de Mart ayında alınan kararın, Rus zenginleri yakından ilgilendirdiği kesin. Kaldı ki bazıları, Kıbrıs hükümetinin kararı açıklamasından sonra bu konuda açıklama da yaptı. Bunlardan biri de büyük oligarklar arasında bulunan Mihail Fridman’dı. Fridman’a ait Alfa Grup’un Kıbrıs’taki şirketi Alfa Capital Holdings, şirketin karardan etkilenmediğini ve faaliyetlerine devam edeceğini duyurdu.

Alfa Grup ve Fridman, Türkiye’nin yakından tanıdığı bir isim. Grubun GSM şirketi Altimo, Turkcell’in üç ortağından biri. Çukurova Holding, İsveçli Telia Sonera ve Alfa (Altimo) arasındaki tahkim davalarının yılan hikayesine döndüğü kamuoyunda iyi biliniyor.

Kıbrıs’tan Türkiye’ye para taşıyan Rus oligarklar iddiası, Turkcell’de Mart ayında hız kazanan gelişmeleri akla getiriyor. İngiltere’deki tahkim davası sonuçlanmış ancak bütün taraflar kararı kendi lehine yorumlamış, ardından SPK’nın bir hamlesiyle şirketin yönetim kuruluna iki eski AKP’li bakan ve AKP’ye yakın bir üniversite patronu getirilmişti. Tartışmanın önemli bir boyutu, Turkcell’in 3,5 milyar doları geçen dağıtılmamış kâr payının bu değişiklik sonrasında dağıtılabilecek olmasıydı.

O dönemde konuyu manşetine taşıyan soL, Putin’le Erdoğan arasındaki görüşmeyi hatırlatarak, temettünün dağıtılması halinde 2-2,5 milyar dolarlık bir kaynağın yurtdışına çıkacağını, Erdoğan’ın bunun karşılığında Turkcell yönetiminin Türklerin elinde kalmasını istediğini yazmıştı.
Mayıs ayındaysa Çukurova Grubu’na yönelik TMSF operasyonları geldi. Grubun medya şirketlerine el kondu.

Kim bu oligark
“Türkiye’ye iki ayda milyarlarca dolar getiren Rus oligark kim” sorusu, bu gelişmelerle birlikte düşünüldüğünde ortaya ilginç bir “tesadüf” çıkıyor. Turkcell’de kâr payı halen dağıtılmadı ancak şirketin başına Bezm-i Alem Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Akça geldi. Önümüzdeki aylarda yapılacak genel kuruldan temettü dağıtımı kararı çıkması bekleniyor.

İşte size bir “komplo teorisi”: Temettü dağıtıldığında Alfa’nın kasasına 1 milyar dolardan fazla para girecek. Öyleyse Kıbrıs’taki servetinin bir bölümünü Türkiye’ye getirerek AKP’ye birkaç ay nefes aldıran oligark, Turkcell’den çıkmış olmasın?

Ama ihtimaller bununla sınırlı değil. Daha birkaç ay önce Haliç Yat Limanı ihalesini kazanan “Erdoğan aşığı” Fettah Tamince ya da Rusya’da dev taahhüt işleri yapan Erman Ilıcak gibi patronların da Rus oligarklarla sıkı bağları var. Adadan göçen sermayede onların payı olup olmadığını, önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz.

Kaynak yine İran mı?
Ödemeler dengesinin net hata ve noksan kaleminde görülen yaklaşık 8 milyar dolarlık kaynağın nereden geldiğiyle ilgili bir başka ciddi iddiayı, BirGün’den Gülşah Karadağ gündeme getirdi. Karadağ, ana kaynağın İran’ın Türkiye’ye sattığı petrol olduğunu yazdı. ABD’nin uyguladığı ambargo nedeniyle İran’ın Türkiye’ye sattığı petrolün karşılığını yine Türkiye’de bazı şirketleri satın alarak ya da ortak olarak değerlendirdiğini yazan Karadağ, son dönemde İran’ın Onur Air ve Ulusoy’a ortak olmasına dikkat çekti. Karadağ, Türkiye’de kurulan İran menşeli şirket sayısındaki patlamanın ABD’nin denetimine de konu olmaya başladığını yazdı.