Kamu-özel ortaklığı hastaneleri Kanada’ya sağlık getirmedi

Kanada Kamu Emekçileri Sendikası tarafından hazırlanan raporda, ülkemizde de uygulanmaya başlayan kamu-özel ortaklığı hastanelerinin yarattıkları sorunlar çok boyutlu olarak inceleniyor.

Hastanelerin kamu özel ortaklığı yoluyla özelleştirildiği Kanada’da faaliyet gösteren Kanada Kamu Emekçileri Sendikası yayınladığı bir raporla sağlıkta özelleştirme politikalarına karşı çıktı. “Kamu Özel Ortaklığı Hastaneleri: Yanlış Yön” başlıklı raporda Kamu Özel Ortaklığı (KÖO) Hastanelerinin yarattığı sorunlar ayrıntılı olarak ele alınıyor.

Ülkemizde de uygulanmaya başlanan kamu özel ortaklığı hakkında ayrıntılı bilgiler içeren rapor Türk Tapipleri Birliği tarafından Türkçe’ye çevrilip yayınlandı.

Raporun tamamına ulaşabilmek için tıklayınız.

Raporda daha önce yapılmış araştırmalara dayanarak, kâr amacı gütmeyen sağlık hizmetlerinin daha yeterli olduğu tespitine yer veriliyor:

“KÖO hastane modeli hastane kalitesini düşürebilir. Kâr amaçlı özel hastanelerin giderek yaygınlaştığı ABD’de bu hastanelerin hizmetlerinin yetersiz kaldığı tespit edilmiştir. ABD’de 20 yıllık bir zaman dilimini kapsayan veriler ışığında kâr amaçlı ve kâr amaçlı olmayan sağlık hizmetleri üzerine yapılmış 149 araştırmadan 88’i kâr amacı gütmeyen sağlık hizmetlerinin daha yeterli olduğu sonucuna varmıştır.”

Neden KÖO hastaneleri değil de kamu hastanelerini tercih etmesi gerektiğini açıklayan raporda hastanelerin kamuya ait olmasının gerekçesi olarak şu üç temel taştan söz ediliyor:

- Kamu hastanelerinin finansman açısından daha etkin olması
- Kamu hastanelerinin Kanada’ya katkıda bulunan demokratik özellikler taşımaları
- Kaliteli ve kâr amacı gütmeyen hastanelere erişim sağlaması.

Özel hastaneler devlete daha fazla yük oluyor
Raporda KÖO hastanelerinin finansmanının kamu hastanelerine oranla devlete daha fazla yük olduğu ortaya koyuluyor:

“2009 yılında BC’de adli tıp muhasipleri Ron Parks ve Rosanne Terhart, Vancouver Genel Hastanesi KÖO Diamond Merkezi’nin toplam nominal maliyetinin (bakım dahil tüm kullanım ömrünün maliyeti) kamusal olarak gerçekleştirilseydi 89 milyon dolar olabileceğini tespit etmiştir oysa BC (Britanya Kolumbiyası) il yönetimi bu tesis için KÖO sistemi çerçevesinde 114 milyon dolar daha fazla, 203 milyon dolar harcamıştır. Başka bir deyişle, Vancouver’deki KÖO hastane normalden hemen hemen yüzde 130 daha pahalıya gelmiştir.”

Kamu fonları özel sağlık kuruluşları için israf ediliyor
Raporda kamu fonlarının KÖO hastaneleri tarafından nasıl israf edildiğine de değiniliyor:

“Yönetimler KÖO sistemindeki özel konsorsiyumlara “garanti” verdiklerinde kamu fonları heba olmakta, yönetimler de güç duruma düşmektedir. Kamu Hizmetleri Uluslararası Araştırma Birimi (PSIRU) araştırmacısı David Hall, KÖO projeleriyle ilgili bu garantörlüğün yönetimleri çok güç duruma düşürmesinden kaygı duymaktadır. “Şok Doktrini” yazarı Naomi Klein “Kimi hükümet borçları iyi olabilir, ancak çok fazla borçlanma kötüdür” demektedir. Klein İzlanda’yı örnek göstermekte, bu ülkede hükümetin şirketleri kurtarma operasyonunun ekonomiyi nasıl “silip süpürdüğünden” söz etmektedir. Québec Genel Denetçisi de KÖO’lerin planlandığı gibi devam etmesi halinde ili bekleyen riskler konusunda kaygılıdır.”

Özel hastanelerin kârları dikkat çekiyor
Kar amacına işaret eden raporda KÖO hastanelerinin elde ettikleri yüksek kârlara da değinilmekte:

“KÖO’ler ve KÖO hastaneler özel kârları için vergi mükelleflerinin parasını israf etmektedir. Kâr denilen şey, aslında doğrudan kamu hastanesi hizmetlerine gitmesi gerekirken sağlık hizmetleri fonundan alınan miktarlardır.

BK’nın KÖO veya PFI hastanelerle ilgili deneyimi dev kârlar anlamına gelmiştir. Birleşik Krallıkta ilk 12 PFI hastane projesi hissedarlarına ortalama yüzde 58 getiri (veya kâr) sağlamıştır. İngiltere’deki bir tıp dergisinde 1999 yılında yayınlanan dikkate değer bir makale, bu ülkedeki KÖO hastanelerin yılda yüzde 15-25 oranında kâr ettiklerini belirliyordu. İskoç hükümet yetkililerine göre bir KÖO konsorsiyumu 70 milyon pounda mal olan bir hastaneden 90 milyon pound kâr etmektedir.

Kanada’daki KÖO hastanelerin kârları da büyüktür. Ontario Sağlık Koalisyonu’nun elde ettiği mahkeme belgeleri, KÖO Brampton hastanesinin sözleşme süresi boyunca hissedarlarına verdiği temettüün (kâr) kabaca 299 milyon doları bulduğunu göstermektedir.”

“Sözleşmelerin feshi daha az maliyetli”
KÖO hastanelerinin yarattığı finansman sıkıntılarına da değinilen raporda Kanada yönetiminin bu hastanelerle yapılmış olan sözleşmeleri yırtıp atması yönünde öneri getiriliyor:

Kanada’da federal hükümet ve il yönetimleri mevcut KÖO hastane sözleşmelerini iptal konusunu düşünmelidirler. KÖO hastanelerin maliyeti çok yüksektir ve bu hastaneler çeşitli sorunları beraberinde getirmektedir. KÖO sözleşmeleri feshetmenin hukuksal maliyeti, bu sözleşmelerin sürmesinin getireceği maliyetin altındadır. Başka ülkeler de şimdi bu konuyu düşünmektedir.

Sözleşmeler halktan gizleniyor
Raporda KÖO hastanelerinin sözleşmelerinin gizli olduğu bilgisine yer verilirken yapılan bu sözleşmelerin yanlışlıklar içerebilecekleri belirtiliyor:

“Kamu hastaneleri, seçimle göreve gelenlerin ve yanlarındaki personelin hastane sistemini yönetmesine olanak tanır ve bu da tüm Kanadalıların ve Kanada ekonomisinin yararınadır. Özel KÖO hastane sözleşmeleri ise çoğu kez gizlidir halkın gözlerinden uzak tutulur, gündelik işlerin kamusal denetimi dışında kalır. Sonuçta, bir KÖO konsorsiyumuyla sözleşme yapılmasına ilişkin karar sürecinin kendisinde bile yanlışlık olabilir. Bu kararlar, Kanada ekonomisine zarar verecek şekilde, merkezi dışarıda olan çok uluslu özel konsorsiyumlarla KÖO hastane sözleşmeleri yapılmasına yol açmıştır. Yanlışlıkları ve/veya kamu kaynaklarının israfını ortaya çıkarma açısından Kanada’daki tüm KÖO hastanelerin incelenip denetlenmesi gerekmektedir.”

Siyasetçiler sorumluluktan kaçabiliyor
Raporda ayrıca süresi uzun tutulan sözleşmelerin yaratabileceği sıkıntılardan siyasetçilerin nasıl sıyrılabilecekleri ortaya konmakta:

“Uzun vadeli – 30 yıl veya daha uzun—sözleşmeler hem demokratik değildir hem de yanıltıcıdır. Uzun vadeli sözleşmelerde çoğu kez sözleşmenin sonuna itilen ek giderler yer alır. 30 yıllık bir sözleşme demokratik değildir çünkü bir siyasetçinin faal olabileceği sürenin ötesindedir. Öyle ki, önemli giderler gündeme geldiğinde bu işlerin altındaki siyasetçiler çoktan sahneden çekilmiş olacaktır ve zamanında yapılan yanlışların faturası da torunlarımıza çıkacaktır.”

Çıkar ortaklıkları kuruluyor
Raporda şirketlerle resmi yetkililerin yarattıkları çıkar ortaklığına ilişkin örneklere de yer veriliyor:

“KÖO hastane işine giren şirketlerle resmi yetkililer, olası çıkar çatışmalarında birbirlerini kollayabilirler. Peki, resmi yetkililere, örneğin belirli bir KÖO hastane sözleşmesi yapıldığı takdirde emekliliklerinden sonra şirketlerde iş vaadinde bulunulabilir mi? Bir örnek, daha önce BC yönetiminde resmi görevi olan Mike Marasco’nun şimdi bir KÖO şirketi olan “Plenary Health”ın CEO’su olmasıdır.”

Sağlık emekçiler işsiz bırakılıyor
KÖO hastanelerinin sağlık alanında yarattığı istihdam sıkıntılarına da raporda yer veriliyor:

“KÖO hastaneler bulundukları yerlerde insanların çalışabilecekleri iyi işlerin ortadan kalkmasına yol açmaktadır. Edinburgh Üniversitesi’nin önde gelen sağlık politikası araştırmacılarından Allyson Pollock şöyle demektedir: “şirketlerin KÖO hastanelerinden kâr elde edebilmelerinin tek yolu hastane personelinden kısıntıya gitmektir.” Ontario’daki Brampton (William Osler) hastanesi eski CEO’su Bob Richards da “(bir KÖO’te) ödenen 1 milyon dolarlık her borç 10 hemşirenin işinden olması anlamına gelir” demişti.”

Kâr amacının ön plana geçmesi hastayı öldürüyor!
Raporda kâr amacı güden hastanelerin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine de değinilmekte:

“Hastane bakım ve hizmetlerinde kâr amaçlı şirketler yer aldığından KÖO hastaneler kâr amacı güden bir hastanecilik türüdür. Kâr amaçlı hizmet ve bakım kimi olumsuzlukları beraberinde getirebilmektedir. ABD’de kâr amaçlı ve kâr amaçlı olmayan sağlık hizmetleri üzerinde 20 yıllık verilere dayanılarak yapılan 149 araştırmadan çoğu (88 araştırma) kâr amacı gütmeyen sağlık hizmetlerinin daha üstün olduğu sonucuna varmıştır. Bu araştırmalar hastaneler, bakım evleri, HMO’lar (sağlık bakım kuruluşları), yaşlı ve kimsesiz yurtları, diyaliz merkezleri ve psikiyatri hastanelerine odaklanmıştır. ABD’de 500 bin diyaliz hastasını kapsayan bir başka değerlendirmeye göre ise kâr amaçlı merkezlerde tedavi gören hastaların ölme olasılıkları kâr amaçlı olmayan merkezlerdeki hastalara göre daha yüksektir.”

“Sözleşmelerin iptali üzerine düşünülmesi gerekiyor”
Sağlık hizmetlerinin kâr amacı güden kuruluşlara devrinin yarattığı sorunlara yer veren raporun sonuç kısmında ise kamusal sağlık hizmetleri yoluyla Kanada’nın gelişimine katkıda bulunacağı belirtilen iki tavsiyeye yer verilmekte:

1) Bunun hukuksal maliyeti sözleşmeleri devam ettirmekten daha az olabileceği için, Kanada’daki yönetimler mevcut KÖO hastane sözleşmelerini iptal etme konusunu düşünmelidirler. Yönetimler için doğru olan, yeni kamu hastaneleri inşa etmek veya eskilerini yenilemektir. Kamu hastaneleri için tahvil çıkartılması, yönetimler üzerindeki borç baskısını hafifleterek sürecin finansmanına yardımcı olabilir. Ancak, federal finansman, kamu hastanelerinin yenilenmesinde başlıca kaynak olmak durumundadır.

2) Genel Denetçiler Kanada’da halen mevcut ve öneriler tüm KÖO hastane projelerini tam olarak incelemelidir. Kanadalılar, kâr amaçlı KÖO hastanelerin neden ve nasıl kaynak israfına yol açtığını bilmelidirler.

(soL - Haber Merkezi)