DİSK-AR gerçek işsizlik oranını açıkladı

TÜİK’in açıkladığı ve tanımı itibariyle tartışmalı olan resmi veriler ile yetinmeyen DİSK-AR, gerçek işgücü verilerini yayınladı. Buna göre, gerçek işsizlik oranı %8,8 değil, %14,75 olurken, bu orana gizli işsiz olarak görülen eksik istihdam da ilave edildiğinde işsizlik %17,26 düzeyine ulaşmış oluyor.

TÜİK verilerini baz alarak gerçek işsizlik oranını hesaplayan Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR), son işsizlik raporunu açıkladı.

DİSK-AR, TÜİK tarafından bugün açıklanan “Hanehalkı İşgücü Anketi Ağustos 2012”araştırmasının sonuçlarını değerlendirdi. Buna göre, ağustos ayında da hem işsizlik hem de mevsimsel etkiden arındırılmış işsizlik, artışını sürdürdü.

DİSK-AR’a göre, işsizlik bir önceki aya göre 0,4 puan artışla, % 8,8’e yükselirken, mevsimsel etkiden arındırılmış işsizlik 0,1 puan artışla %9,2 oranına ulaştı. İşsiz sayısı bir önceki aya göre 122 bin arttı. Geçtiğimiz yılın aynı dönemi ile karşılaştırdığımızda ise iş gücüne katılım oranındaki düşüş, 156 bin işsizi gizlemiş oldu.

Türkiye’de çalışma çağındaki her iki kişiden birinin çalışmadığının ifade edildiği raporda, işsiz sayılmayan umudu kesik işsizlerin sayısı ve ev içi emeğin görünmez olması neticesinde ortaya çıkan bu durumun Türkiye’de işsizliği olduğundan düşük gösterdiğinin altı çizildi.

Türkiye verilerini 27 AB ülkesi ile karşılaştıran DİSK-AR, Avusturya, Almanya, Romanya, Belçika gibi pek çok ülke için işsizlik oranının Türkiye’den düşük olduğuna dikkat çekti.

Gerçek işsizlik %8,8 değil, %14,75
Geçen yılın aynı dönemine göre işgücüne katılım oranı % 51iken, bu yıl %50,7’ye gerilediğini belirten DİSK-AR, iş talep edenlerin sayısında yaşanan azalmanın bir sene önceye göre işsiz sayısında ve işsizlik oranında düşüş olarak verilere yansıdığını ifade etti.

DİSK-AR’ın resmi tanımlamanın dışına çıkarak yaptığı hesaplamaya göre, umudu olmadığı için ya da diğer nedenle son 3 aydır iş arama kanallarını kullanmayan ve bu nedenle işsiz sayılmayanlar dâhil edildiğinde işsizlik oranı %8,8 değil, %14,75, işsiz sayısının da 2 milyon 445 bin değil, 4 milyon 388 bin oldu. Gizli işsiz olarak görülen eksik istihdam da ilave edildiğinde işsizlik oranı %17,26 düzeyinde.

Gençlerin % 55’i kayıt dışı çalışırken, her 4 gençten biri işsiz
Özellikle gençlerin durumunun çok kötü olduğunun belirtildiği raporda, gençlerin % 55’inin kayıt dışı çalıştığı ve umudu kesik işsizlerle birlikte her 4 gençten birinin işsiz olduğu ifade edildi.

Resmi olarak %17,2 olan genç işsizliği, umudu olmadığı için ya da diğer nedenle son 3 aydır iş arama kanallarını kullanmayan ve bu nedenle işsiz sayılmayan gençler dâhil edildiğinde % 26,53’e ulaşıyor. Buna göre, 808 bin işsiz gence karşı 600 bin çalışmaya hazır ancak umutsuzluk başta olmak üzere çeşitli nedenlerle iş aramayan genç var.

Diğer taraftan eksik ve yetersiz istihdam edilenlerle genç işsizliği % 29’a ulaşıyor. İşgücüne katılım talebinin 1,8 puan gerilemesi 189 bin gencin işsizlik rakamlarına yansımamasına neden oldu. Gençler için kayıt dışı oranı 15-19 yaş için % 78 düzeyine yükseliyor. Gençlerin % 39’u haftada 60 saatin, % 59’u 50 saatin üzerinde çalışıyor.

İşgücüne katılımı çok zor olan kadınlarda işsizlik % 18,3
Kadınların çalışma yaşamına katılımının çok zor olduğunu vurgulayan DİSK-AR, çalışma çağındaki her üç kadından yaklaşık olarak sadece birinin çalıştığını ve lise ve üzeri eğitime sahip kadınların erkeklere göre 2 kattan daha fazla işsizlik gerçeği ile yüzleştiğini dile getirdi.

Erkeklerde işsizlik oranı lise mezunları için % 8,1, mesleki ve teknik lise için % 7,3, yükseköğretim için % 8 iken bu oran kadınlarda sırası ile % 18,8, % 18,8, %17,8 seviyesinde. Lise ve üzeri eğitime sahip olanlarda kadınlar için işsizlik % 18,3, erkeklerde %7,8. Üniversiteli kadınlarda işsiz sayısı bir önceki aya göre 47 bin arttı. İşsizlik oranı ise geçen yılın aynı dönemine göre 0,5 puan artış gösterdi.

Kayıtdışı istihdam hâlâ kriz öncesinin üzerinde
Ayrıca kayıtdışı çalışmanın oransal olarak gerilese de hâlâ kriz öncesi değerlerin üzerinde olduğunun belirtildiği raporda, 2008 Ağustos dönemi ile karşılaştırıldığında kayıtdışı istihdamın 183 bin kişi arttığı ifade edildi. Erkekler için aynı dönemde kayıtdışı 352 bin azalırken kadınlar için 534 bin artmış görünüyor.

Türkiye’de işgücünün yapısı bakımından önemli sorun alanlarından biri olan güvencesiz çalışmanın hızla yaygınlaştığını vurgulayan DİSK-AR, 2009 yılı ağustos dönemi ile karşılaştırıldığında geçici çalışanların sayısı % 36 artarak, 1 milyon 588 binden, 2 milyon 167 bine yükseldiğini açıkladı. Geçici çalışmanın yaygınlaştırılması hükümetin istihdam stratejisi açısından bir amaç olduğunun vurgulandığı raporda, geçici işçiler için ise işsizlik oranının %23,7 düzeyinde olduğu kaydedildi.

İşsizlik konusunda tehlike çanları çalıyor
İşsizlik verilerinin mevsimsel olarak en düşük olduğu yaz döneminde işsizlik verilerinin yükselmesine ve bu yükselişe işgücüne katılım oranında yaşanan düşüşün eşlik etmesine dikkat çeken DİSK-AR, işsizlik konusunda tehlike çanlarının artık duymak istemeyenlerin bile duyacağı şekilde çalmaya başladığının kanıtı olduğunu ifade etti.

İşsizlik ile mücadele için DİSK-AR’ın önerileri
Ekonomik yavaşlamaya bağlı olarak işsizliğin ilerleyen dönemlerde daha da artacağını kaydeden DİSK-AR, raporda şu ifadelere yer verdi:

“Türkiye’de işsizlik sorunu kriz koşullarında kadınların ve gençlerin çalışma hayatında karşılaştıkları engeller üzerinden ağır bir biçimde yaşandı. Bu süreçte Türkiye’yi küresel sermayenin ucuz işgücü deposu olarak şekillendirmeye çalışan ucuz istihdam stratejisi gibi temelde çalışma yaşamının yapısını tahrip etmeye odaklanan anlayışlardan uzak durulmalıdır. İşsizlikle mücadeleyi emeğin kazanılmış haklarını ortadan kaldırmak amacıyla kullanmaya çalışan her türlü anlayışa karşı, işçiler, işsizler, emekçiler alternatifsiz değildir. İşsizlikle mücadele için

1.Haftalık çalışma süresi gelir kaybı yaşanmaksızın 37,5 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saat sınırı, 90 saate düşürülmelidir.

2.Herkese en az 1 ay ücretli izin hakkı tanınmalıdır.

3.Herkes için iş güvencesi ayrımsız bir biçimde uygulanmalıdır.

4.Sendikal hak ve özgürlükler güvence altına alınmalı, sendikal barajlar, noter şartı kaldırılmalı, herkesin sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

5.Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalıdır.

6.Kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır.

7.Taşeronlaşma ve kayıtdışı istihdam engellenmelidir.”

(soL-Ekonomi)