Buğday ve samandan sonra süt ithalatı da yolda

Ziraat Mühendisleri Odası’ndan yapılan açıklamada, AKP hükümetinin aksi yöndeki açıklamalarına rağmen Türkiye tarımının içinde bulunduğu derin kriz gözler önüne serildi.

Yusuf Yavuz

Son yıllarda uygulanan emek karşıtı politikalar nedeniyle küçük üreticilerin eritildiğine dikkat çeken ZMO, toprak koruma kurullarının toprağın tarım dışı amaçla kullanım taleplerinin sekreteryası gibi çalıştığına işaret ederek, son 10 yılda Belçika büyüklüğündeki tarım arazisini terk eden Türkiye’nin Bakanlar Kurulu kararıyla buğdaydan süte, besilik danadan pirince kadar pek çok ürünün sıfır gümrük vergisiyle ithal edilmesinin önünün açıldığını açıkladı.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası’nın, (ZMO) 44. Dönem 1. Danışma Kurulu toplantısı 24 -26 Ekim tarihleri arasında Manisa’da gerçekleştirildi. Türk tarımının içinde bulunduğu durum ile mesleki alanları ilgilendiren güncel gelişmelerin de tartışıldığı toplatıda, sorunların çözümüne ilişkin değerlendirmeler yapıldı. Danışma Kurulu toplantısının ardından ZMO tarafından basın açıklamasında, Türkiye tarımında özellikle son çeyrek asırdır uygulanan neo-liberal politikalar çerçevesinde çiftçilere yapılan yetersiz desteklemeler nedeniyle üretim kısıtlandığı belirtilirken, altyapı yatırımlarının da ihmal edilerek tarımın iklim koşullarına bağımlı yapısının devam ettiği kaydedildi.

'Kayısı, fındık ve buğday üretiminde büyük düşüş var'
2013-2014 tarım yılında yaşanan meteorolojik olumsuzluklar nedeniyle bitkisel üretimde bir önceki yıla göre önemli gerilemeler olduğuna dikkat çekilen açıklamada, buğday üretiminin 13,8, arpanın yüzde 20,3, nohutun yüzde yüzde 11,1, kırmızı mercimeğin yüzde16,5, tütünün yüzde 22,2, kayısının yüzde 65,4, fındığın ise yüzde 25 oranında düştüğü vurgulanarak, “Yaşanan şiddetli kuraklığa karşın ekonomik ölçütlerde sulanabilir tarım arazilerimizin yüzde 30’dan fazlası hala sulama yatırımlarının yapılmasını beklemektedir. Kuraklığın tarım alanları dışında mera alanlarına olan etkisi de göz ardı edilemez. Yem bitkileri gibi yaprak aksamı yüksek olan bitkiler hafif kuraklıklardan dahi zarar görmektedirler. Bu kapsamda, kuraklığın mera alanlarındaki etkilerinin ölçümü ve değerlendirilmesinin yapılması bu konuda Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Eylem Planı tedbirleri içinde meralara ilişkin önlemlerin acilen alınması ve kuraklığa dayanıklı yem bitkisi çeşitlerinin ıslah edilerek geliştirilmesi hayvancılığımız ve doğal kaynaklarımızdaki tahribatı durdurmak açısından büyük önem taşımaktadır” görüşüne yer verildi.

'Kurullar, toprağın tarım dışı amaçlarla kullanılmasına hizmet ediyor'
Yasa gereği ZMO temsilcilerinin de yer aldığı Toprak Koruma Kurullarının, fiilen tarım arazilerinin tarım dışı amaçla kullanımı taleplerinin sekretaryası gibi çalışmakta olduğunun altı çizilen ZMO açıklamasında, şöyle denildi: “ Bilindiği üzere 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu`nun 14. Maddesi tarımsal potansiyeli yüksek büyük ovaların belirlenmesi ve korunması ile ilgilidir. Ovalarımızın korunabilmesi için, kurulların asli işlevlerinin başında gelen ‘Büyük ovalarda koruma ve geliştirme amaçlı tarımsal altyapı projeleri ve arazi kullanım planları kurul veya kurulların görüşü alınarak, Bakanlık ve valilikler tarafından öncelikle hazırlanır veya hazırlattırılır’ hükümlerini yerine getirilmek için acilen çalışamaya başlamaları sağlanmalıdır. 6360 Sayılı Büyükşehir Yasası ile yapılan düzenlemelerin, süreç içinde topraklarımız ve özellikle meralarımız bakımından giderilmesi imkânsız sonuçlar doğuracak uygulamalara yol açacağı kaygısını taşımaktayız. Bunun somut örneği, gerek 3202 Sayılı Köye Yönelik Hizmetlere İlişkin Kanun ve gerekse 5403 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunda yazılı görev ve sorumlulukların 6360 Sayılı yasa ile devri yapılan Büyükşehir Belediyelerinin teşkilat yapılarında ve uygulamalarında görülmektedir. Büyükşehir belediyelerinin tarımsal sulama hizmetleri başta olmak üzere tarımsal-kırsal altyapı hizmetlerini yerine getirmede isteksiz hatta kayıtsız kaldığı gözlemlenmektedir. Bu anlayış ve uygulamalar bir an önce terk edilmelidir.”

'Tarım arazileri imara açılıyor'
360 sayılı Büyükşehir Kanunu gereğince 30 Mart 2014’ten sonra 16 bini aşkın köy mahalleye dönüştüğüne vurgu yapılan açıklamada, bu yerlerde köy tüzel kişiliğine ait tüm varlıkların belediyelere devredildiği belirtilerek, “tarım arazileri, meralar ve yaylakların imara açılmaktadır. Böylelikle tarımsal üretimden zaten kazanç sağlayamayan çiftçilerin ellerindeki araziyi satıp üretimden çekilmeleri için zemin hazırlanmış olmaktadır” ifadelerine yer verildi.