AKP “sıkı bütçe” bahanesiyle saldıracak

Maliye Bakanlığı 2013 yılı için “sıkı” bir bütçe hazırlayacak. Süreç ilerledikçe, son aylarda azalan vergi gelirlerini telafi etmek gerekçesiyle atılacak başlıca adımların yeni zamlar ve özelleştirmeler olduğu ortaya çıkıyor.

Maliye Bakanlığı’nın 2013 yılı için sıkı bütçe hazırlayacağı geçtiğimiz haftalarda netleşmeye başlamıştı. 22 Ağustos’ta Star gazetesinde yayınlanan bir haberde, hükümetin “küresel krizi ve Suriye’deki iç karışıklıkları” dikkate alarak harcamalarda tasarrufa gidileceği duyuruluyordu. Bu kapsamda, stratejik öneme sahip projeler dışında yeni projelere izin verilmemesi, ödeneklerde asgari tasarrufa gidilmesi öngörülürken, kamu kurumlarından gelen ödenek taleplerinin büyük bir kısmının da kabul edilmediği belirtiliyordu.

Bütçe açığı hedefi tutturulamayacak
6 Eylül’de Reuters’a konuşan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2012 yılında bütçe açığı/GSYH oranının yüzde 1,5 olarak belirlenen hedefi aşacağını ve bu konuda “düzeltici” önlemler üzerine çalıştıklarını söylemiş, “mali disiplin”in devam ettirilmesi yönünde çaba içinde olduklarını belirtmişti. Bu kapsamda Maliye’nin bütçedeki harcama ve gelir kalemlerinin tek tek inceleme altına alması bekleniyor.

Öte yandan, bu “düzeltme”nin yeni bir özelleştirme ve zam saldırısının bahanesi olarak kullanılacak olması büyük olasılık. Hürriyet gazetesinin 7 Eylül’deki haberine göre söz konusu düzeltme, kamu harcamalarının kısılması ve sigara ile içkiden alınan Özel Tüketim Vergisi’nin (ÖTV) arttırılmasının yanı sıra, doğalgaz ve elektriğe fahiş zamların yapılması bekleniyor.

Kamu emekçilerine saldırı sinyali
Söz konusu haberde, kamudaki aşırı büyümenin bütçe hedeflerinin yakalanması açısından tehlikeli durum olarak ortaya çıktığı dillendirilirken, memur sayısının fazla olduğu değerlendirilmesinin yapıldığı aktarılıyor. Ayrıca “eşit işe eşit ücret” düzenlemesinin de giderler bakımından uçurumu arttırdığı tartışılırken, düzenlemenin “yeterliliğe bakılmadan alınan memurlar yüzünden kamuya taşıyamayacağı düzeyde ekstra yük getirdiği” saptamasının yapıldığı belirtiliyor. Ekonomi yönetimi tarafında yürüyen tartışmalar, önümüzdeki yıl kamunun küçültülmesi adı altında kamu istihdamında emekçiler aleyhine önemli düzenlemeler yapılabileceğine işaret ediyor.

Bu arada, 2013 yılında memur maaşlarına yapılacak olan zam, Hakem Heyeti tarafından yüzde 3+3 olarak belirlenirken yeni bütçedeki personel harcamalarının belirlenmesinde bu zam oranı esas alınacak. Gelecek yıl alınacak memur sayısı ise henüz belirlenmiş değil. Bu konuda çalışmaların devam ettiği belirtiliyor.

Doğalgaza yüzde 30 zam gelebilir!
Geçtiğimiz hafta Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bütçe açıklarının nedenlerini sıralarken "BOTAŞ'ın maliyetin altında gaz satması"nın da nedenlerden biri olduğunu söylemişti. Bu açıklamanın ardından Enerji Bakanı Taner Yıldız da Şimşek’in sözlerini doğruladı. Haberlerde 1 Ekim ya da 1 Kasım itibariyle doğalgaza zam yapılabileceği, kararın ise Başbakan Erdoğan tarafından alınacağı söyleniyor ve BOTAŞ’ın zarardan kurtulması için doğalgaza yüzde 30’a kadar zam yapılması gerektiği iddia ediliyor.

Sigara ve içkiye ÖTV zammı yolda
Geçtiğimiz yıl sigaradan alınan ÖTV, Ekim ayında yüzde 63’ten yüzde 69’a çıkarılmıştı. Merkez Bankası’nın enflasyonu olumsuz etkileyeceği tepkisinin ardından vergi oranı yüzde 65’e indirilmiş, yüzde 69’un yürürlüğe girme tarihi ise 31 Aralık 2012’ye ertelenmişti. Yeni bir düzenleme olmazsa bu karar belirtilen tarihte otomatik olarak devreye girecek.

Ayrıca, içki ve sigara satışıyla ilgili yeni bir sistem de devreye giriyor. Bu yıl Haziran ayında devreye giren 6322 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca iki yeni uygulama hayata geçiriliyor. Bunlardan ilki, içki ve sigaradaki asgari maktu vergilerin (mükellefler arasında ayrım gözetilmeksizin herkesten eşit olarak alınan vergiler) Ocak ve Temmuz aylarında otomatik olarak arttırılması ikincisi ise 20 adet sigara için paket başına alınacak olan maktu vergi. İçki ve sigaradaki güncelleme sisteminde ÖTV, Türkiye İstatistik Kurumu’nun ilan ettiği son altı aylık Üretici Fiyatları Endeksi’ne göre arttırılacak. ÖTV zammı ve yeni sistemle birlikte bütçeye 1,5 milyar TL ek gelir elde edilmesi bekleniyor.

Kamu yatırımlarına yönelik ödenekler kısılıyor
Basında aktarılan bilgilere göre, bütçe açığını azaltmaya yönelik bir uygulama da, kamu kuruluşlarına yönelik ödeneklerin azaltılması ve “stratejik” olanlar dışında yeni projelerin kısıtlanmasına yönelik. Maliye Bakanlığı’nın işi sıkı tutarak kamu kuruluşlarından gelen ödenek taleplerinin büyük bir kısmını geri çevirdiği, kamu kurumlarından yatırımlar için gelen ödenek taleplerinde ‘acil’ ve ‘stratejik işlere’ öncelik verildiği kaydedildi, ancak hangi yatırımların acil ve stratejik olduğuna ilişkin somut bir bilgi verilmedi.

Son kamu varlıkları da satılacak
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yine “mali disiplin” kapsamında özelleştirmelere hız verileceğinin de sinyalini verdi. Harcamalarda öngörülmeyen artışlar özelleştirme gelirlerinin beklentilerin altında kalması ve enerji KİT’lerinin nakit akışındaki sorunlar nedeniyle bütçe hedeflerinin tutmayacağını belirten Şimşek, “Düzeltici önlemler üzerinde çalışıyoruz ancak zamanlaması hakkında yorumda bulunamam. Harcama kontrolü ve diğer önlemler dahil her alana bakıyoruz. Üretim ve dağıtım özelleştirmesini beraber götüreceğiz. Milli Piyango üzerinde çalışıyoruz. Milli Piyango’nun tekrar lisans satışı ile ilgili süreci başlatıyoruz. Otoyol köprülerle ilgili süreç var” dedi.

AKP kaşıkla verdiğini kepçeyle alacak
Hükümetin 2007-2012 Orta Vadeli Program’ında öngörülmeyen bir dizi harcamanın, bütçe dengelerindeki bozulmaya katkıda bulunduğu söyleniyor. Örneğin üniversite harçlarının kaldırılması, ilköğretim okullarında süt dağıtımı, intibak düzenlemesi kapsamında 1,9 milyon emeklinin maaşına zam yapılması gibi son dönemde uygulamaya konulan “sosyal politikalar” nedeniyle bütçe üzerindeki yükün arttığı belirtiliyor. Başka bir deyişle, hükümet emekçi halkın lehine gibi görünen uygulamaların bedelini yeni zam ve vergilerle yine halka ödetmeye hazırlanıyor. Öte yandan, istihdamı ve ihracatı desteklemek adına özel sektör patronlarına bol keseden dağıtılan teşvikler, uluslararası sermayeye tanınan ayrıcalıklar, siyasi partilere seçim öncesinde yapılan Hazine yardımları, sürekli zam yapılan milletvekili maaşları tartışma konusu bile yapılmayacak.

Ekonomik yavaşlama vergi gelirlerini azalıyor
AKP temsilcilerinin konuşmalarında ve ana akım medyada çıkan haberlerde, bütçe dengelerinin bozulmasının "kamunun büyük olması"ndan kaynaklandığı izlenimi yaratılmaya çalışılıyor. Oysa Avrupa'daki borç krizi başta olmak üzere dünya ekonomisindeki durgunluğun da etkisiyle Türkiye ekonomisi yavaşlıyor ve bu durum vergi gelirlerini önemli ölçüde etkiliyor. Haziran ayında toplam vergi gelirlerinin 2011’in aynı ayına göre yüzde 11 düşmesiyle birlikte, vergi gelirlerinde son 1 yıldır gözlenen yavaşlama, açıkça gerileme halini aldı. Haziran’da gelir ve kazanç üzerinden alınan vergiler yüzde 26, KDV geliri yüzde 27 azalırken uluslararası ticaretten alınan vergiler ise yüzde 3’e yakın gerileme kaydetti.

2011 yılının son çeyreğinden itibaren Türkiye ekonomisinde önemli bir yavaşlama söz konusu. Gayrisafi yurtiçi hâsıla (GSYH) 2011’in 3. çeyreğinde (Temmuz-Eylül dönemi) yıllık yüzde 8’in üzerinde büyürken, 2011’in son ve 2012’nin ilk çeyreğinde bu oranlar sırasıyla yüzde 5,2 ve 3,2 olarak gerçekleşti. 10 Eylül’de açıklanacak olan ikinci çeyrek büyüme oranının ise yüzde 3,3 civarında olması bekleniyor. Söz konusu yavaşlamanın esas kaynağı iç talepteki, yani yurtiçi tüketimdeki ve ithalattaki azalma.

Durgunluk devam edecek
İran’a yönelik devasa altın ihracatının da etkisiyle dış talebin görünüşte artmaya devam etmesi, büyümenin daha da yavaşlamasını önledi. Öte yandan Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin açıkladığı ve altın ihracatını içermeyen son veriler, toplam ihracatın son aylarda ciddi bir daralma gösterdiğini, yani küresel krizin etkisiyle dış talebin de önemli bir bozulmaya uğradığını gösteriyor. Bu durum elbette dış piyasalara ve cari açığın finansmanı konusunda dış kaynağa göbekten bağımlı bir ülke olan Türkiye'nin büyüme rakamını da olumsuz etkileyecek.

Dolayısıyla Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın 2012 yılında yüzde 4 büyüme beklediğine ilişkin açıklaması pek de gerçekçi görünmüyor. Nitekim Ağustos ayı başlarında katıldığı bir televizyon programında yüzde 4’ün altında bir büyümenin sürpriz olmayacağını söyleyen de yine Babacan’ın kendisiydi.

“Büyüyen Türkiye” balonu sönüyor mu?
İç talepteki azalma bir yandan iç tüketimden alınan ve piyasadaki mal ve hizmetlerin fiyatlarına yansıyan KDV, ÖTV gibi vergi gelirlerinin, ayrıca ithalattan alınan vergi gelirlerinin artışını yavaşlatıyor. Öte yandan, bütçeyi yeniden denkleştirmek amacıyla arttırılan vergiler ve kısılan harcamaların, genel bir eğilim olarak ekonominin büyümesini de olumsuz yönde etkilemesi beklenir. Dolayısıyla kamu bütçesinin “sürdürülebilir” bir dengeye getirilememesi halinde ekonominin bir kısır döngüye girmesi kaçınılmaz görünüyor. Bu durum küresel krizin daha da derinleşmesi olasılığıyla birlikte düşünüldüğünde, AKP’nin toplumsal desteğini borçlu olduğu alanlardan biri olan “büyüyen ekonomi” ve “istikrar” söylemlerini boşa düşürebilir.

(soL – Ekonomi)