Aç gözlü patronların yeni talebi: Ucuz ama mümkünse daha ucuz işçi

Patronlar, sermayenin dostu AKP iktidarından yabancı işçiye vize istedi. Hiç sıkılmadan fiiliyatta bunun örneklerinin görüldüğünü ifade eden işverenler, bu durumun yasal zemine oturtulmasını talep etti.

Bir yandan güvencesiz, kısmi süreli ve sendikasız çalışma ve kazanılmış pek çok hakkın gaspıyla kölelik koşullarında çalıştırılmaya mahkûm edilen ve işsizlik ile terbiye edilmeye çalışılan emekçiler öte yanda gözü doymayan patronlar. Kapitalizme içkin olan bu tablo rekabet arttıkça, kapitalizmin krizi derinleştikçe gün yüzüne çıkıyor.

Patronlar, zaten sermayenin çıkarları doğrultusunda giderek yaygınlaşan ve derinleşen işsizlik problemini ve istihdam sorununu kıdem tazminatının fona devri, özel istihdam büroları, yeni esnek çalışma biçimleri, bölgesel asgari ücret, taşeron sisteminin kolaylaştırılması gibi piyasa ekonomisinin araçlarıyla “çözme” niyetinde olan AKP iktidarından yeni bir talepte bulundu.

Misafir işçi getirelim mi?
Buna göre maden, turizm, tekstil, denizcilik ve gıda gibi sektörlerde çalıştırılacak vasıfsız elemanı Türkiye’de bulamadıklarını ileri süren sanayiciler, “üretimin yoğun olduğu dönemlerde” çalıştırmak üzere yurtdışından misafir işçi getirmek için hükümetten izin istedi.

Türkiye genelinde hizmet sektörü dışında bazı organize sanayi bölgelerinde de yabancı işçi çalıştırıldığını ifade eden sanayiciler, bu durumun yasal zemine oturtulmasıyla ihtiyaç duyulan alanlarda da bunun nitelikli işgücü ihtiyacını da kapatabileceğini ifade ettiler. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’dan destek isteyen sanayiciler, belli sektörlerdeki nitelikli eleman sorununun bölgesel çapta yatırımları engellediğini de öne sürdüler.

Denizli Sanayi Odası’nda Müjdat Keçeci, T.Otelciler Federasyonu’ndan Mehmet İşler, Ege Maden İhr. Birliği’nden Arslan Erdinç’in Dünya Gazete’sine verdiği röportajda zaten fiiliyatta var olan bu durumun, rekabetçi üretim için gerekli olduğunu iddia ettiler.

Ucuz ama mümkünse daha ucuz işçi
Konuyla ilgili değerlendirme yapan Arslan Erdinç, “Eli ayağı tutsun yeter. Biz ona işi yarım saatte öğretiriz. Bu şekilde 5000 kişi gelsin bugün işbaşı yaptırırım” dedi.

Müjdat Keçeci ise, “Bazı sanayi bölgelerinde Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan ve Özbekistan gibi ülkelerden nitelikli eleman getirenler var. Sanayicilerimiz işçi açığının kapatılması için bizlere de başvuruda bulunuyor” dedi.

Keçeci’nin açık bir biçimde dile getirdiği gibi, başlangıçta yeterli vasıfsız personel olmadığı argümanıyla meşru kılınmak istenen bu talebin daha sonra “nitelikli eleman getirenler de var” tümcesine evrilmesi, aslında bunun tüm istihdamı kapsayacak şekilde genişlemesi arzusuna dayanıyor.

Resmi rakamlarla (ki gerçekte bu oranların üzerinde olan) yüzde 9 seviyesine ulaşan işsizlik ve yüzde 16.7 düzeyinde seyreden genç işsizlik oranlarına karşılık, işverenlerin çalıştıracak eleman bulamadıklarını iddia etmeleri ne doğru projeler üretilmemesinden ne de rasyonel olmayan ekonomik faktörlerden kaynaklıdır. Aksine kapitalist ekonominin kendi rasyonalitesine uygun olarak aç gözlü patronlar daha fazla sömürü daha fazla kâr denklemine uygun olarak ucuz ama mümkünse daha da ucuz işgücü talep etmekte.

(soL-Ekonomi)