Yaptırımlar savaşa ittiriyor

Arap Birliği, Suriye'ye karşı yaptırım kararları aldı. Önceki örnekler, bu kararların savaş zemini yarattığını ortaya koyuyor. Suriye ise çıkış yolu arıyor. Mal varlıklarının dondurulmasından önce yabancı ülkelerdeki varlıklarını çeken Şam yönetimi, Kürt nüfusa da yeni haklar vaat etti.

Arap Birliği dün Suriye’de Beşar Esad yönetimine karşı yaptırımlar paketini onayladı. Esad’ın hükümetinin ülkeye gözlemci kabul etmemesi üzerine verilen önergenin çıkması sırasında bazı tartışmaların yaşandığı biliniyor. Arap Birliği üye ülkeler ekonomi bakanlıklarının hazırladığı tasarı dışişleri bakanları toplantısında oylamaya sunulmuştu.

Komşular yaptırımlara karşı
Dışişleri Bakanları toplantısına başkanlık eden Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Hamad Bin Casım, düzenlenen basın toplantısında, Arap Birliği yaptırımlarını 22 üye ülkenin 19'unun desteklediğini söyledi. Casım, Arap Birliği'nin Suriye konusunda başarısız olması durumunda soruna yabancıların müdahale etmesinden kaygı duyduğunu ifade etti. Halbuki daha önceki örneklerde zaten Arap Birliği'nin kendisi müdahaleler için bir meşru zemin yaratmıştı.

Üye ülkelerden Suriye ile tarihi bağları da son derece kuvvetli olan Lübnan ve Ürdün’ün yanı sıra Irak’ın da bu kararların uygulanmasına karşı çıktığı söyleniyor.

Yaptırımlar neleri içeriyor?
Arap birliğinin oy çokluğu ile aldığı kararlar ekonomik ve diplomatik bazı yaptırımları içeriyor. Özellikle lojistik ve finansal noktalara vurularak hükümet halkına karşı güç durumda bırakılmaya çalışılıyor.

Yaptırımlar şu şekilde sıralandı:

1- Suriyeli yetkililer ve büyük şahsiyetlerin Arap ülkelerine seyahatlerinin yasaklanması. Arap ülkelerindeki mal varlıklarının dondurulması. Teknik heyetin bu kişilerin isimlerini belirlemesi.
2- Suriye merkez bankasıyla ilişkilerin durdurulması.
3- Suriye halkını etkileyen stratejik malların dışında hükümetle devlet düzeyinde ticaretin durdurulması.
4- Suriye hükümeti mal varlıklarının dondurulması.
5- Suriye ile parasal ilişkilerin durdurulması.
6- Suriye Ticaret Bankası ile işlemlerin durdurulması.
7- Yurtdışında çalışan Suriyelilerin ailelerine gönderdikleri havaleler ile Suriye’deki Arapların gönderdiklerinin dışında tüm havale ve ticari akreditlerin denetimlerinin Arap merkez bankalarından talep edilmesi.
8- Arap ülkelerinin Suriye topraklarındaki projelerinin finansmanının dondurulması.
9- Teknik icra komitesinin bir hafta içinde Suriye’ye çift yönlü havayolu seyahatlerinin durdurulması için tarih belirlemesi.

Katar Başbakanı Şeyh Hamad, Mısır'ın başkenti Kahire'de düzenlenen Arap Birliği dışişleri bakanları toplantısından sonra yaptığı açıklamada, alınan kararın bugünden itibaren derhal uygulanmaya başlaması gerektiğini belirtti.

Esad Kaddafi'nin hatasına düşmedi
Suriye yönetimi, Arap Birliği'nin kararına saatler kala Arap bankalarında varlıklarının yüzde 95'ini çekti. Arap Birliği'nin Suriye Merkez Bankası'na yaptırım kararını kendilerine karşı "ekonomik bir savaş ilanı" olarak gördüklerini belirten Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, "Yaptırımlar çift şeritli bir yol gibi. Tehdit etmiyorum ama halkımızın çıkarlarını savunacağız ya da başka bir deyişle halkımızın çıkarlarını savunmak zorundayız" dedi.

Esad'dan Kürt açılımı
Suriye yönetiminin giderek artan baskı karşısında aldığı bir diğer önlem, ülkede yaşayan Kürt nüfusa anadilde eğitim hakkı verilmesi sözü oldu. Geçen sene Şubat ayında başlayan eylemlerden önce ülkede vatandaş dahi sayılmayan 500 bin civarındaki Kürt'e Esad yönetimi kimlik verilmesini kabul etmişti. Şimdi ise bugüne kadar yasak olan Kürtçe eğitim çerçevesinde Suriye-Irak sınırında yıllar sonra ilk kez Kürt Enstitüleri ve okullarına faaliyet izni verildi. Halep ve Şam'daki Kürt okullarına yasal statü de verilecek.

Davutoğlu:“Arap Birliği’nin sürecine destek veriyoruz“
Toplantıda hazır bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Kahire’de birliğin Suriye komitesine bir konuşma yaptı. Konuşmasının ardından hemen Türkiye’ye dönen Davutoğlu’nun Arap Birliği’ne şu mesajı verdiği öğrenildi: “Önlemler kesinlikle Suriye halkını hedef almamalı. Türkiye olarak Arap Birliği’nin sürecine destek veriyoruz. Bundan sonra da adımlarımızı Arap Birliği ile temas halinde kalarak atacağız. Suriye yönetiminin halkına yaptığı eziyeti sona erdirmek için tüm gücümüzle çalışmalıyız.” Yaptırımların ilk önce sivilleri vurduğu ise bilinen bir gerçek iken Davutoğlu’nun bu açıklamaları gelişmelerde takınacağı tutum itibari ile ilgi çekiyor.

Yaptırımlar ne işe yapıyor?
İnsan hakları ihlallerini engellemek için yaptırım uygulanması ise bir süredir tartışılan bir konu. Bir grup yaptırımların iktidarları yıldırmak için etkin bir yöntem olduğunu savunurken, UNICEF, Human Rights Investigations gibi kurumlar böylesi hamlelerin daha çok halkı cezalandırmak anlamına geldiğini söylüyorlar.

Daha önce de Clinton tarafından dillendirilen yaptırım açıklamasının ardından konu ile ilgili görüş bildiren Human Rights Investigations adlı insan hakları grubu, ABD'yi Irak'a 1990'da uygulanan ambargo ve sonrasında yaşananlardan hiç ders almamakla suçlamıştı. Saddam Hüseyin'i devirmek için 13 yıl boyunca uygulanan petrol ambargosu, ülkeyi açlık ve salgınlara sürüklemişti. 5 yaş altı ölümlerde oranlar 1999'da on yıl öncesinin iki katını aşmış durumdaydı. Herhangi bir olumlu sonucun alınamadığı yıllar süren ambargo hiçbir şeyi değiştirmemiş, Saddam Hüseyin yönetimi ancak Irak'ın işgali ile devrilebilmişti. Yaşananlara BM yetkilisi Dennis Halliday, "soykırımdan geri kalır yanı yok" yorumunu yapmıştı. ABD'nin şahin kanadının uzun süre sözcülüğünü yapmış Madeleine Albright katıldığı bir televizyon programında "Hiroşima'da ölenlerden daha fazla çocuk ambargo esnasında canını yitirdi, sizce buna değdi mi?" sorusuna "Bizce değdi" cevabını vermişti.

Libya’da da yaptırım kararı ile ülkenin çok büyük bir finansal kaynağına adeta el konulmuş ve bu paralar iç savaşın muhalif güçlerini ve Libya’yı kana bulayan batılı orduları finanse etmek için kullanılmıştı. Arap Birliği de yine bu süreçte Libya'ya muhaliflerin taleplerini karşılamaması gerekçesiyle toplantı yasağı koymuş ve daha sonra Libya'nın hava sahasının kapatılması çağrısında bulunmuştu. Daha sonra da NATO’ya gereken meşruluğu sağlayan grup yine Arap Birliği, arkalarındaki en önemli isimlerden biri ise yine Davutoğlu olmuştu.

Şiar: "Arap toplumu yaptırımdan etkilenecek"
Suriye'nin El Vatan gazetesine verdiği demeçte Arap Birliği'nin yaptırımlarıyla ilgili soruları cevaplayan Suriye Ekonomi Bakanı El Şiar, Suriye'nin diğer Arap ülkeleriyle uzun yıllara dayanan ekonomik ilişkisinin bulunduğunu, bu yüzden bütün Arap toplumunun bu yaptırım kararlarından etkileneceğini belirtti.

El Şiar, Suriye'nin bir an önce halkın temel ihtiyaçlarını karşılamak için yerli üretime geçmesi gerektiğini, bunun için elinde yeterli imkanın bulunduğunu ifade ederek, "Durumumuz geçmiş on yıllardan daha iyi, çünkü şimdi kendi kendimize yetebilmemiz için fabrikalarımız ve üretim alanlarımız mevcut" dedi.

(soL - Dış Haberler)