Vissam el-Hassan kimdir?

<strong>Lübnan İç Güvenlik Birimi İstihbarat Şefi Vissam el-Hassan geçtiğimiz günlerde bombalı suikast ile hayatını kaybetti. Kariyerine Refik Hariri'nin koruması olarak başlayan el-Hassan, Hariri'nin ölümünden sonra kariyer basamaklarını hızla tırmandı.</strong>

Lübnan İç Güvenlik Birimi İstihbarat Şefi Vissam el-Hassan 1965 yılında Trablusşam’da doğdu. Lübnan’da kariyerine eski Başbakan Refik Hariri’nin korumalığını yaparak başladı. Daha sonra kariyer basamaklarında ilerleyerek Hariri’nin özel koruma şefi oldu. 2005 yılında Refik Hariri suikastı gerçekleştikten sonra şüpheliler arasında yer aldı.

Hariri öldüğü gün sınava çalışmış
Vissam el-Hassan, ilk kez Birleşmiş Milletler soruşturmacıları el-Hassan’ı Hariri cinayetinden şüpheli gördüklerini rapor ettilerinde ciddi şekilde gündeme gelmişti. Soruşturmacılar el-Hassan'ın olay mahallinde bulunmadığına yönelik ifadesini zayıf ve tutarsız bulduklarını ve dolayısıyla kendisinin muhtemel bir şüpheli olduğunu iddia ettiler.

El-Hassan, Hariri’nin öldürüldüğü gün üniversite sınavına çalışmak için izin aldığını ve bu sebeple görevinin başında olmadığını söyledi. Telefon kayıtları ise suikastın olduğu gün el-Hassan’ın ders çalışması gerektiği saatlerde 24 telefon görüşmesi yaptığını ortaya koydu. Fakat Refik Hariri’nin oğlu Saad Hariri, el-Hassan'a her zaman güveninin tam olduğunu açıkladı. Bunun ardından Birleşmiş Milletler Komisyonu Yönetimi İç Güvenlik Birimi ile de ilişkilerin bozulmasından endişe ederek cinayet ile ilgili soruşturmayı devam ettirmeme kararı aldı.

El-Hassan'ın Wikileaks belgelerinde ortaya çıkan ABD Büyükelçiliği ile yapılmış gizli görüşmelerde de adı geçiyordu. Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Geagea ABD Büyükelçisi Jeffrey Feltman’a Saad Hariri’nin İç Güvenlik Birimi istihbarat şefi olarak "kendi adamı" Hasan’ı atamasından endişe ettiği ile ilgili bir yazı yazdı. Yazıda bu endişeler şu cümlelerle ifade ediliyor:

"Geagea, Hariri’nin geleneksel Sünni İç Güvenlik İstihbarat Biriminin görevini ve büyüklüğünü Hristiyan Lübnan Ordu Güçleri ve Şii Genel Güvenlik Direktörlüğü ile rekabet edebilmesi için genişleteceğinden endişeli. Hariri bunun için kabine kararı istiyor."

Suriye karşıtı General
İç Güvenlik Birimi İstihbarat bölümü Refik Hariri’nin suikastından hemen sonra kuruldu. Bu bölümün başına da Vissam el-Hassan geçirildi. Bu yeni şekillenmiş güvenlik aygıtı ABD ve Suudi Arabistan gibi ülkelere bağlı istihbarat servisleri tarafından da destekleniyordu. Hatta el-Hassan ölmeden iki hafta önce CIA Direktörü David Petraus ile görüşmüştü. Ülkedeki birçok politikacı tarafından bu görüşmenin son süreçte bölgenin ve ülkenin yeniden yapılandırılması ile ilgili olduğu söylenerek eleştirilmişti.

Visam el-Hasan’ın başında bulunduğu yapı ülkede doğrudan Sünni eksenini temsil eden ve Suriye ve Hizbullah karşıtı konumlanan bir pozisyon aldı. El-Hasan’ın İstihbarat Birimi, Saad Hariri’nin liderlik ettiği 14 Mart Koalisyonu ile de ortak bir politik hat izledi.

Ağustos ayında 11 Lübnanlı Şii hacının Suriyeli muhaliflerce öldürülmesinden sonra Özgür Suriye Ordusu el-Hasan’ı müzakere ortağı olarak isimlendirmişti.

El-Hasan istihbarat şefi olarak görev yaptığı dönemlerde önemli davaları soruşturdu. Bunlardan biri, bir ara kendisinin de şüpheli görüldüğü Refik Hariri davasıydı. Oğul Hariri’nin güvenoyu ile şüpheli konumundan çıkarılan El-Hassan'ın soruşturduğu suikasta ilişkin bir yıl sonra tutuklanan 4 isim de Hizbullah üyesiydi.

Bir diğer önemli soruşturma ise eski Enformasyon Bakanı Mişel Samaha davasıydı. Mişel Samaha yakın zaman önce Suriye Ulusal Güvenlik Bürosu şefi General Ali Memlük ve Albay Ali Adnan ile birlikte bir silahlı çete kurarak ülkede mezhep kavgası çıkartmak istediği iddiası ile tutuklanmıştı.

Visam bulunduğu görev açısından her ne kadar siyasi bir aktör olarak gözükmese de ülkede Suriye ve genel anlamda Şii eksenin karşıtı bir isim olarak yer almıştı. İcraatlarını da bu politik kanat ekseninde gerçekleştirmişti.

Visam el-Hassan öldürülmesinin hemen ardından başta Saad Hariri olmak üzere 14 Mart Koalisyonun’dan birçok kişiden suikaste ilişkin Suriye’yi suçlayan açıklamalar geldi.

(sol- Dış Haberler)