Türkiye’nin ÖSO ile ilişkisini araştıran gazeteci öldürüldü!

Dün Şam’da Press TV ekibine saldırı düzenlendi. Saldırıda Suriyeli muhabir Maya Nasır hayatını kaybederken, kanalın Şam bürosu şefi Hüseyin Murtada da yaralandı. Maya Nasır, son dönemde ÖSO ile Türkiye ilişkilerini araştırıyordu.

Dün sabah saatlerinde Suriye’nin başkenti Şam’ın en merkezi bölgesi olan Emevi Meydanı yakınlarında iki bomba patladı. Orduya ait ana karargahın çok yakınında gerçekleşen patlamaların 16 Temmuz’da Ulusal Güvenlik binasına yapılan saldırının bir benzeri olup olmadığı tartışılmaktaydı.

Patlamalardan kısa süre sonra olay yerine giderek haber yapmaya başlayan Press TV ekibi, keskin nişancı ateşi altında kaldı. Saldırıda kanalın Suriyeli muhabiri Maya Nasır hayatını kaybetti, Şam bürosu şefi Hüseyin Murtada ise yaralandı. Öldürülen Maya Nasır ve yaralanan Hüseyin Murtada, Suriye’de gerçekten neler olup bittiğini öğrenmek isteyenlerin yakından tanıdığı gazeteciler. Her ikisi de Press TV’nin yanı sıra El Alem televizyonu için çalışmaktaydı.

Muhalifler marttan bu yana 20’den fazla gazeteciyi öldürdü
Suriye’deki muhalifler marttan bu yana, aralarında yabancıların da olduğu 20’den fazla gazeteciyi öldürdü, çok sayıda gazeteciyi ise kaçırdı, işkence etti veya yaraladı. Muhaliflerin gazetecilere yönelik saldırılarının çeşitli biçimler alması ve yaygınlaşması, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nü dahi harekete geçirerek, örgütün gazetecilere karşı eylemlere son verilmesi çağrısı yapmasına neden oldu. Maya Nasır ve Hüseyin Murtada, muhaliflerin gazetecilere yönelik saldırılarının son örneği oldu.

Saldırı planlı yapıldı
Maya Nasır’ın öldürüldüğü saldırının önceden planlandığı, Press TV ve El Alem muhabirlerinin özellikle hedef seçildiği anlaşılıyor. Press TV’ye olayla ilgili değerlendirme yapan ABD’li insan hakları hukukçusu Paul Wolf, saldırının önceden planlanmış olduğu görüşünü şu sözlerle savundu:

“Bence bu kesinlikle önceden tasarlanmış bir cinayet. Ne kadar karmaşık bir iş yapıldığına bir bakın. Cinayet tam olarak bir terör saldırısının sonrasında gerçekleştiriliyor… [Saldırının] amacı medyada büyük bir yankı uyandırmak ve Suriye genelkurmayına saldırıldığı izlenimi yaratmak. Suikastı gerçekleştiren kişi, bu suçu tam da bir terör saldırısının sonrasında işliyor ve kaçabileceklerini biliyor. Dolayısıyla bunun çapraz ateş altında kalıp ölen bir başka gazeteci hikayesi olmadığını görmek çok önemli. Maya Nasır suikaste kurban gitti.”

ÖSO-Türkiye ilişkisini araştırıyordu
Maya Nasır, son dönemde araştırmalarını Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ve benzeri gruplarla Türkiye arasındaki ilişkiler üzerinde yoğunlaştırmıştı. Nasır’ın, İşçi Partisi tarafından AKP hükümetinin Özgür Suriye Ordusu ve bağlantılı gruplarla ilişkisinin soruşturulması talebiyle açılan davaya yardım ettiği kaydedildi. Nasır, AKP ile ÖSO ilişkileri hakkında ulaştığı delilleri Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde Türkiye aleyhine savaş suçu işlediği gerekçesiyle dava açmaya hazırlanan Avukat Christopher Black’le de paylaşıyordu.

Nasır bu çalışmaları çerçevesinde, son birkaç hafta içerisinde Türkiye’den Libya’ya gönderilen SAM-7 roketlerinin Suriyeli muhaliflerin elinde belirmeye başladığını gözlemlemişti. Savaşmak üzere Türkiye’den Suriye’ye gelen militanların, muhaliflerin ortalama askerlerine kıyasla daha iyi eğitim almış olduklarını da gözlemleyen Nasır, yaklaşık bir ay kadar önce şöyle yazmıştı:

“Halep’teki askeri operasyonları haberleştirirken 13 Türk isyancının kimlik belgelerini gördük. İsyancıların kimlik belgelerini araştırdığımızda ise bunlardan bir tanesinin 2003’te İstanbul’da HSBC’yi bombalayan kişinin kardeşi olduğunu fark ettik.”

Nasır aynı haberinde AKP hükümetinin El Kaide üyesi oldukları şüphesiyle tutuklanmış bazı kişileri Suriye’ye yolladığı yönünde güçlü bir kanıya sahip olduğunu da yazmıştı.

Press TV’nin 33 yaşındaki muhabiri Maya Nasır’ın öldürülmesinin bu araştırmalarıyla bir ilişkisi olup olmadığı ise henüz bilinmiyor.

(soL-Dış Haberler)